ÖZETİ 12. 4688 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların başkanları'”nın sendika üyesi ve kurucusu olamayacağı belirtilmiş ise de bu hüküm, kurum ve kuruluşların birinci sırada olmak üzere en üst yetkili kamu görevlisine ilişkin olup somut olayda uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Nitekim Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde de “Başkan” kelimesi “Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse” olarak tanımlanmıştır. Bu açıklamalara göre somut olayda dava dışı T. L. isimli kişinin Bolu Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü kamu işyerinde “Başkan” ünvanı ile görev yaptığı dönemde de davacı sendika üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Dt. Taner Laçin’in 08.06.2020 tarihinde müvekkili Sendikaya üye olduğunu, Dt. Taner Laçin’in üye olmasına rağmen sendika üyelik aidatı kesintilerinin sendika hesabına yatırılmadığının tespit edildiğini, 29.06.2022 tarihinde Bolu İl Sağlık Müdürlüğüne müracaat edildiğini ve birikmiş üyelik aidatlarının toplu olarak yatırılmasının talep edildiğini, davalı İdare tarafından Dt. Taner Laçin’in “Başkan” olarak görev yaptığından sendika üyesi olamayacağının belirtildiğini, davalı İdarenin gerekçe gösterdiği Devlet Personel Başkanlığı görüşünün hatalı olduğunu, güncelliğinin kalmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilen 21.12.2012 tarihli ve 17213 sayılı görüşe göre; 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (663 sayalı KHK) kapsamında sözleşmeli statüde istihdam edilenlerin kamu görevlisi olması ve mezkur Kanun’un 15 inci maddesinde sayılanlar arasında yer almadıklarından ötürü 663 sayılı KHK’ya tâbi sözleşmeli çalışanların sendika üyesi olabilecek ve sendikal haklardan yararlanabileceğinin belirtildiğini, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun (4688 sayılı Kanun) 15 inci maddesinin (c) bendine göre sendika üyesi olamayacaklar arasında il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlilerinin sayıldığını, başkanların bu kapsamda il ve ilçe teşkilatının en üst amiri olarak kabul edilmediğini, 663 sayılı KHK’ya tâbi sözleşmeli yönetici pozisyonlarında istihdam edilenlerin sendika ve sendika şubesi yönetim kurullarında görev almaları hâlinde 4688 sayılı Kanun’un 18 inci maddesindeki haklardan yararlanıp yararlandırılmayacağının değerlendirildiği Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 12.02.2021 tarihli ve 24090 sayılı yazısında, Bakanlığın Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünden alınan 29.01.2021 tarihli ve 3813 sayılı görüş yazısında “663 sayılı KHK’nın 42 nci maddesinde, ekli II sayılı cetvelde belirtilen pozisyonlarda sözleşmeli olarak personel istihdam edileceği öngörülmüş olup ek II sayılı cetvelde belirtilen pozisyonlar arasında İl Sağlık Müdürü ve İlçe Sağlık Müdürü de yer almaktadır. Bakanlığmızın il ve ilçe teşkilatlarının en üst amirleri olan İl ve İlçe Sağlık Müdürlerinin, mezkur Kanunun 15 inci maddesi çerçevesinde sendika üyesi olamayacakları açıktır.” şeklinde düzenlendiğini, söz konusu yazıda yalnızca İl ve İlçe Sağlık Müdürlerinin sendika üyesi olamayacağının belirtildiğini; ancak 663 sayılı KHK’ya tâbi sözleşmelilerin sendikaya üyeliği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilen 21.12.2012 tarihli ve 17213 sayılı görüşe göre; 4688 sayılı Kanun’un yukarıda bahsi geçen 3 üncü maddesinin (a) bendindeki tanımdan hareketle 663 sayılı KHK kapsamında sözleşmeli statüde istihdam edilenlerin kamu görevlisi olması ve Mezkur Kanun’un 15 inci maddesinde sayılanlar arasında yer almadıklarından ötürü 663 sayılı KHK’ya tâbi sözleşmeli çalışanların sendika üyesi olabilecek ve sendikal haklardan yararlanabileceğinin belirtildiğini, davalı İdarenin işleminin sendikal hakların engellenmesi niteliğinde olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Dt. Taner Laçin’in müvekkili Sendika üyesi olduğunun tespiti ile geriye dönük aidatlarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı Dt. Taner Laçin’in Göynük Şehit Ziya Sarpkaya İlçe Devlet Hastanesinde görev yapmakta iken davacı Sendikaya üye olma talebinde bulunduğunu ve Sendikanın aldığı 08.06.2020 tarihli kararla üyelik başvurusunun kabul edildiğini, daha sonra Dt. Taner Laçin’in 23.07.2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile sözleşme imzalayarak Bolu İl Sağlık Müdürlüğünde başkan olarak çalışmaya başladığını, İl Sağlık Müdürlüğünde başkan olarak çalışan Dt. Taner Laçin’in 4688 sayılı Kanun’un 15 inci maddesi çerçevesinde sendika üyesi olamayacağının tespit edildiğini ve Kurum tarafından sendika kesintisi yapılmayarak söz konusu aidatların dava dışı Dt. Taner Laçin’e ödendiğini, davacı tarafın Devlet Personel Başkanlığının görüşünün güncel olmadığını iddia etmekte ise de, görüş yazısının hâlen geçerliliğini koruduğunu, İl Sağlık Müdürlüklerinde görev yapan başkanların kendi görev alanında İl Sağlık Müdürü adına iş ve işlem yürüttüklerinden sendikaya üye olamayacaklarını, Taner Laçin’in ücretinde yapılan kesintinin Kurum hesaplarına geçirilmediğini, Taner Laçin’e geri ödendiğini, bu nedenle geçmiş aidatların iadesi bakımından muhatabın Dt. Taner Laçin olması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşra teşkilatında en üst amir olan genel sekreterin yerine yürürlükten kaldırılan Yönetmelik ile birlikte en üst amir konumuna il sağlık müdürünün geldiği ve başkanların görev ve yetkilerinin en üst amirleri tarafından belirlendiği, başkanların kendi görev alanlarında üst amir adına iş ve işlemleri yürüttükleri anlaşıldığından 4688 sayılı Kanun’un 15 inci maddesi doğrultusunda davacının sendika üyesi olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, il sağlık müdürlüğünde başkan ünvanıyla çalışan kamu görevlisinin sendika üyelik hakkına sahip olup olmadığı ile sendika aidat alacağına ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Sendika kurma hakkı” kenar başlıklı 51 inci maddesi şöyledir:
“Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
(Mülga dördüncü fıkra: 7/5/2010-5982/5 md.)
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.”
- 4688 sayılı Kanun’un “Sendika üyesi olamayacaklar” kenar başlıklı 15 inci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“Bu Kanuna göre kurulan sendikalara;
…
- c) Bakanlar, bakan yardımcıları, bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların başkanları, genel müdürleri, (…) ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, (…) belediye başkanları ve yardımcıları,
….
Üye olamazlar ve sendika kuramazlar.”
- 4688 sayılı Kanun’un “Üyelik ödentisi” kenar başlıklı 25 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
“Kamu görevlileri sendikasına, kamu görevlisinin ödeyeceği üyelik ödentileri, 14 üncü madde çerçevesinde doldurulan üyelik başvuru formuna ve sendika tüzüğünde belirtilen aylık ödenti tutarına göre kamu işverenince aylığından kesilerek beş gün içinde sendikaların banka hesaplarına yatırılır ve ödenti listesinin bir örneği ilgili sendikaya gönderilir.”
- 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi) 353 üncü maddesi şöyledir:
“Sağlık Bakanlığı; merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşur.”
- 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 371 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Bakanlık taşra teşkilâtı kurmaya yetkilidir.
(2) Bakanlığın il ve ihtiyaca göre kurulacak ilçe yönetim birimleri il ve ilçe sağlık müdürlükleridir. İl sağlık müdürlüğü bünyesinde ihtiyaca göre halk sağlığı, kamu hastaneleri, ilaç ve tıbbi cihaz, sağlık ve acil sağlık hizmetleri ile personel ve destek hizmetlerini yürütmek üzere başkanlıklar kurulabilir.
(3) İl sağlık müdürleri Bakanlığın il düzeyindeki hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesinden sorumludur; Bakanlığın düzenlemeleri çerçevesinde il düzeyinde personelin adil ve dengeli dağılımını yapar ve bu amaçla il içinde personel nakil ve görevlendirme işlemlerini doğrudan gerçekleştirir….”
- Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Kadro Standartları İle Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönerge.
- Değerlendirme
- İnceleme konusu davada; uyuşmazlık konusu kamu görevlisi olan dava dışı T. L’in, Bolu Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü kamu işyerinde “Başkan” ünvanı ile görev yaptığı, yukarıda açıklanan mevzuat kapsamında çalıştığı kamu işyerinin en üst yetkilisinin il sağlık müdürü olduğu, başkan ünvanı ile görev yapanların il sağlık müdüründen sonra gelecek şekilde ikinci sırada yetkili kamu görevlisi olduğu görülmektedir.
- 4688 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların başkanları'”nın sendika üyesi ve kurucusu olamayacağı belirtilmiş ise de bu hüküm, kurum ve kuruluşların birinci sırada olmak üzere en üst yetkili kamu görevlisine ilişkin olup somut olayda uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Nitekim Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde de “Başkan” kelimesi “Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse” olarak tanımlanmıştır. Bu açıklamalara göre somut olayda dava dışı T. L. isimli kişinin Bolu Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü kamu işyerinde “Başkan” ünvanı ile görev yaptığı dönemde de davacı sendika üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu olmadığından, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşme hükümleri de gözetilerek il sağlık müdürlerinin 4688 sayılı Kanun kapsamında sendika üyelik hakkına sahip olup olmadığının değerlendirilmesine gerek bulunmamaktadır.
- Diğer taraftan her ne kadar davacı Sendika tarafından ödenmeyen aidat alacaklarının tahsili talep edilmiş ise de bu konuda talep miktarı açık bir şekilde dava dilekçesinde belirtilip gerekli harç miktarı yatırılmadığından, İlk Derece Mahkemesince söz konusu eksikliğin giderilmesi için davacıya kesin süre verilmeli, kesin süre içinde eksiklik giderilmediği takdirde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32 nci maddesi doğrultusunda karar verilmelidir.
- Anılan hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlkDereceMahkemesikararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.