MÜFETTİŞ TEFTİŞİ SONRASI TUTULAN TUTANAKLARIN AKSİ SABİT OLANA KADAR GEÇERLİ OLACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2024/1076
Karar No : 2024/4533
Tarihi : 11.03.2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41, 92
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • MÜFETTİŞ TEFTİŞİ SONRASI TUTULAN TUTANAKLARIN AKSİ SABİT OLANA KADAR GEÇERLİ OLACAĞI
  • ÜÇLÜ VARDİYA SİSTEMİNDE FAZLA ÇALIŞMANIN OLANAKLI OLMADIĞI
  • SEKİZ SAATLİK ÇALIŞMADA YARIM SAAT ZORUNLU GEREKSİNİMLER NEDENİYLE ARA DİNLENMESİ VERİLDİĞİNİN KABULÜNÜN GEREKTİĞİ

Tam Metin

ÖZETİ: Program dışı teftiş ya da incelemelerden oluşan teftiş olarak adlandırılabilecek teftiş sonucunda düzenlenen tutanaklar da gerek 4857 sayılı Kanun’un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gerekse İş Teftişi Hakkında Yönetmelik’in 11 inci maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.

Dosya kapsamına göre davalı işçilerin üçlü vardiya düzeninde çalıştıkları uyuşmazlık konusu değildir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereğince üçlü vardiya sisteminde fazla çalışma yapılmasının fiilen mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Her ne kadar davacı Şirkete ait işyerinin istasyon bölümünde çalışan işçilerin ara dinlenme kullanmadan ve işin başından ayrılmadan çalıştıkları taraf tanıklarınca belirtilse de her şeyden önce, üçlü vardiya sisteminde 8 saatlik zaman diliminde zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle en az yarım saatlik ara dinlenmesi yapıldığının kabulü gerekmektedir. Zira ara dinlenmenin mutlaka işyeri dışında kullanılmasının aranmaması gerektiği dikkate alındığında, davalı işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazanacak şekilde fazla çalışması bulunmadığı görülmektedir. Açıklanan nedenle davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

 

Taraflar arasındaki iş müfettişi raporunun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Aksa Manisa Doğalgaz Dağıtım AŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 22/873 Esas, 22/1563 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından 26.02.2020 tarihli teftişte, müvekkili Şirketin istasyon bölümünde çalışan A. K, S. U, S. Ü ve Z. Ö. S. adlı işçilerin çalışmalarının bazı günler 11 saati aştığı, haftalık 45 saatlik çalışma sürelerinin aşılması neticesinde mezkur işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazandığı ve fakat fazla çalışma ücretlerinin çalışanlara ödenmediği tespitinde bulunulduğunu, işbu tespit neticesinde Türkiye İş Kurumu Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün E-85690183-660-00007702368 sayılı ve 21.01.2021 tarihli yazısı ile müvekkili Şirketin istasyon bölümünde çalışan A. K, S. U, S. Ü ve Z. Ö. S. ‘e 2018 yılı Ekim ayı ile 2020 yılı Şubat ayını kapsayan tarihler için fazla çalışma ücreti tahakkuk edeceğinin tespit edildiğini, bu tespitin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bahsedilen tarih aralığında çalışan dört işçinin de puantaj kayıtlarının tutulduğunu, yaptıkları fazla çalışma ve tatil günü çalışması ücretlerinin ödendiğini ileri sürerek davalı Türkiye İş Kurumu Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün E-85690183-660-00007702368 sayılı ve 21.01.2021 tarihli tespitinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

  1. CEVAP
  2. Davalı Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davanın İzmir mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu teftiş raporunun Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Teftiş Kurulu müfettişleri tarafından düzenlendiğini ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, dava konusu teftişin şikâyetçi işçilerin talebi ile başladığını, isimleri teftiş raporunda tek tek zikredilen işçilerin fazla çalışma alacağına ilişkin somut saptamalar ile her bir işçinin alması gerekli fazla çalışma ücretlerinin tek tek hesaplandığını, ayrıca bu rapor ile davacı Şirkete idari para cezası uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
  3. Dâhili Davalı Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (Bakanlık) vekili cevap dilekçesinde; davanın İzmir mahkemelerinde açılması gerektiğini, teftiş raporunda işçilerin fazla çalışma alacağına ilişkin somut saptamalar ile her bir işçinin alması gerekli fazla çalışma ücretlerinin tek tek hesaplandığını, ayrıca bu rapor ile davacı Şirkete idari para cezası uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
  4. Dâhili davalı A. K, S. U, S. Ü ve Z. Ö. S. isimli işçiler İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2021 tarihli ara kararı ile davaya dâhil edilmiş olup aşamalardaki beyanlarında işyerinde 3 vardiya şeklinde 08.00-16.00, 16.00-24.00, 24.00-08.00 saatleri arasında çalıştıklarını, basınç düşürme istasyonunda çalışmaları sırasında yarım saat molaları olmasına karşılık bu molayı hiç kullanamadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra davacı vekiline davalı Bakanlığı dâhili davalı olarak davaya dâhil etmesi için süre verildiği, davacı tarafça Bakanlığın davaya dâhil edildiği, dava konusu uyuşmazlıkta, Bakanlık müfettişlerince düzenlenen raporda 01.10.2018-29.02.2020 tarihleri arasında işçilerin 08.00-16.00, 16.00-00.00 ve 00.00-08.00 şeklinde 3 vardiya hâlinde çalışmalarına karşılık ara dinlenmelerini kullanamadıkları, bu sebeple haftada 3 saat fazla çalışma yaptıkları kanaatiyle hesaplanan fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı Şirketin dâhili davalı işçilerin ara dinlenmelerini kullandığını iddia ettiği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği iş müfettişi raporlarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgeler olduğu, davacı Şirketin işçilerin ara dinlenmelerini kullandığını usulüne uygun belgelerle yahut ispata yarar başkaca delillerle ispat etmesi gerektiği, her ne kadar davacı Şirket işyeri kayıtları sunmuş ise de bu kayıtlar arasında dâhili davalılara ara dinlenme sürelerinin kullandırıldığının anlaşılamadığı, sunulan işyeri kayıtlarının vardiya çizelgeleri olduğu ve bunların müfettiş incelemesinde de değerlendirildiği, işçilerin şikâyetlerinin 8 saatlik vardiyalardaki ara dinlenmeler kullandırılmadan çalıştırılmaya dair olduğu, bu kapsamda iş müfettişi tarafından işyerinde denetim yapıldığı ve tespitte bulunulduğu, iş müfettişi raporlarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgeler olduğu ve somut olayda davacı vekilince bu raporun aksini kanıtlar belge sunulmadığı, davacı Şirket tanığının dahi davalı işçilerin ara dinlenmelerini kullanamadıklarını, yaptıkları iş gereği işin başından ayrılamadıklarını beyan ettiği gerekçesiyle davanın davalı Bakanlık ve dâhili davalılar yönünden esastan, davalı İŞKUR yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

 

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı Bakanlığa müvekkili Şirketin isteği olmadan Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı gereği davanın yöneltildiğini, teftiş raporunun gerçeği yansıtmadığını ve geçersizliğinin tespiti gerekirken haksız olarak davanın reddedildiğini, işyerinde çalışan dört işçinin de puantaj kayıtlarının tutulduğunu, yaptıkları fazla çalışma ve tatil günleri çalışma karşılığı ücretlerin ödendiğini, eksik incelemeyle tanık beyanlarının hükme esas alındığını, teftiş raporuna konu dört işçinin üç vardiya ile çalıştığını, yerleşik içtihatlara göre üç vardiya sisteminde fazla çalışma ücreti tahakkuk etmeyeceğini, teftiş raporunun bu yönden hukuka aykırı olarak tanzim edilmesine rağmen sırf tanık beyanları esas alınarak davanın reddinin hatalı olduğunu, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları incelenmeden hüküm kurularak yazılı belgeye karşı yazılı belge ile ispat kuralının bertaraf edildiğini, yerleşik içtihatlara göre işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dairenin kaldırma kararı sonrası davacı tarafça Bakanlığın davaya dâhil edildiği, bu kapsamda dilekçe sunduğu, davaya konu müfettiş raporunda dâhili davalı işçilerin ara dinlenme kullanmadığı, haftada 3 saat fazla çalışma yaptıklarının tespit edildiği, raporda işyeri kayıtlarının incelendiği, davacı tanığının beyanı ve dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı Şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Bakanlık iş müfettişleri tarafından hazırlanan E-85690183-660-00007702368 sayılı ve 21.01.2021 tarihli müfettiş raporunun iptaline ilişkindir.

 

  1. İlgili Hukuk
  2. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi,
  3. 4857 sayılı Kanun’un 41 ve 63 üncü maddesi ile 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
  4. 31.10.2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 43, 44, 45, 46 ve 47 nci maddeleri, İş Teftişi Hakkında Yönetmelik’in 5,11 ve 12 nci maddeleri.
  5. Değerlendirme

1.Devletin çalışma hayatını izlemek, denetlemek ve teftişe yetkili iş müfettişlerinin genel çalışma planı işin yürütümü ile iş sağlığı ve güvenliği teftişleri için ayrı ayrı hazırlanır. Biçimi bakımından iş teftişi faaliyetleri, programlı teftiş ve incelemelerden oluşan program dışı teftiş olmak üzere planlanır. Programlı teftiş, genel çalışma planı kapsamında programlanan ve çalışma hayatındaki sorunların değerlendirilmesi ve önceliklendirilmesi sonucu işyerlerinde gerçekleştirilen teftişlerdir. Buna karşılık incelemelerden oluşan teftiş ise programlı teftiş dışında çalışma mevzuatı ile ilgili talep üzerine veya İş Teftiş Kuruluna intikal ettirilen evraklardan teftiş hizmetiyle bağdaşır nitelikte olanların teftiş programına alınması sonucu işyerlerinde gerçekleştirilen teftişlerdir.

  1. İş teftişi sonucunda düzenlenecek rapor türleri, yapılan teftişin niteliğine göre değişiklik gösterir. Programlı teftiş sonucunda düzenlenecek rapor, programlı teftiş raporu iken programlı teftiş kapsamı dışında, çalışma mevzuatı ile ilgili olarak işyerlerinde gerçekleştirilen teftişler sonucu düzenlenen rapor inceleme raporu yahut İş Teftişi Hakkında Yönetmelik’in 12 nci maddesinde ifade edildiği şekliyle program dışı teftiş raporudur.
  2. Yönetmelik’in 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre 4857 sayılı Kanun’un 91 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yapılan işçi şikâyetleri incelemesi işlemlerinin teftişi, iş teftişi faaliyetleri kapsamında planlanır ve yürütülür. İş Teftişi Hakkında Yönetmelik’in 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde de benzer şekilde bir hükme yer verilmiş ve çalışma mevzuatı ile ilgili ihbar, şikâyet ve benzeri talepler üzerine Başkanlığa intikal ettirilen evrakların teftiş programına alınması sonucu işyerlerinde program dışı teftişler yapılabileceği ifade edilmiştir.

4.Program dışı teftiş ya da incelemelerden oluşan teftiş olarak adlandırılabilecek teftiş sonucunda düzenlenen tutanaklar da gerek 4857 sayılı Kanun’un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gerekse İş Teftişi Hakkında Yönetmelik’in 11 inci maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.

  1. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı işverence çalışma sürelerine riayet edilmediği ve fazla çalışma yapan işçilere bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin eksik ödendiği yönünde yapılan şikâyet üzerine başlatılan teftiş sonucunda, iş müfettişleri tarafından işçilerin fazla çalışma ücreti alacaklarının ödenmediğine dair tespitler içeren teftiş raporunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu yapılan inceleme raporundaki tespitler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişi tarafından yapılmış olmakla, davanın anılan Bakanlık aleyhine açılması gerektiğinden Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.

6.Diğer davalılar yönünden işin esasına yönelik yapılan incelemeye göre somut uyuşmazlıkta; Bakanlık müfettişlerince düzenlenen teftiş raporunda, davacı Şirkete ait işyerinin istasyon bölümünde çalışan davalı işçilerin 08.00-16.00, 16.00-00.00 ve 00.00-08.00 saatleri arasında üçlü vardiya sistemi ile çalışmalarına karşılık ara dinlenmelerini kullanamadıkları, bu sebeple haftada 3 saat fazla çalışma yapmaları nedeniyle fazla çalışma ücretine hak kazandıkları ve fakat fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği yönünde tespitte bulunulmuştur. Davacı Şirket tarafından bu teftiş raporundaki tespitlerin gerçeği yansıtmadığı, hukuka aykırı olduğu ve işçilerin ara dinlenme sürelerini kanuna uygun şekilde kullandıkları gerekçesiyle raporun geçersizliğine karar verilmesi talep edilmiştir.

  1. Dosya kapsamına göre davalı işçilerin üçlü vardiya düzeninde çalıştıkları uyuşmazlık konusu değildir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereğince üçlü vardiya sisteminde fazla çalışma yapılmasının fiilen mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Her ne kadar davacı Şirkete ait işyerinin istasyon bölümünde çalışan işçilerin ara dinlenme kullanmadan ve işin başından ayrılmadan çalıştıkları taraf tanıklarınca belirtilse de her şeyden önce, üçlü vardiya sisteminde 8 saatlik zaman diliminde zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle en az yarım saatlik ara dinlenmesi yapıldığının kabulü gerekmektedir. Zira ara dinlenmenin mutlaka işyeri dışında kullanılmasının aranmaması gerektiği dikkate alındığında, davalı işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazanacak şekilde fazla çalışması bulunmadığı görülmektedir. Açıklanan nedenle davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
  2. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

  1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
  2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.