T.C. YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. | 2017/12251 | İlgili Kanun/Madde: |
Karar No. | 2019/18361 | 4857 S. İşK/2 |
Tarihi: | 17.10.2019 |
|
|
ÖZETİ Dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle davacı tanık beyanlarından; davacının ve davacı ile aynı
konumda bulunan diğer işçilerin hastanede taşeron işçisi olarak temizlik işi ile çalışmak üzere işe alındıkları, tüm emir ve talimatları hastane yetkililerinden aldıkları, taşeron şirketler değişse de yaptıkları işin ve çalışma koşullarının değişmediği ve davacının temizlik işi haricinde ve ağırlıklı olarak hasta bakıcılık görev kapsamına giren ve tanık ifadeleri ile de belirtildiği şekilde hasta taşıma, röntgene götürme, hastanın kişisel bakımının yapılması, ex olan hastaların morga indirilmesi ve taşınması, hastalara yemek yedirilmesi, hastaların altının alınması gibi hizmetleri yerine getirdiği ve bu itibarla temizlik görevlisi ve alt işveren işçisi olarak işe alınan işçilerin hastanenin asıl işinde çalıştırıldıkları anlaşılmıştır. İşin sevk ve idaresinin asıl işveren olan davalı bakanlık tarafından yapıldığı, işin yapımındaki tüm araç gereç ve malzemenin asıl işverene ait olduğu, çalışma plan, süre ve koşullarının, fazla mesailerin ve izinlerin asıl işveren olan bakanlıkça belirlendiği, alt işveren değiştiği anda asıl işverene ait işyerinde çalışanların aynı şart ve koşullarda çalışmaya devam ettiği, hizmeti satın alınan alt işveren firmaların kendileri açısından işyeri oluşturabilecek ayrı bir iş organizasyonunun bulunmadığı, işe alım ve çıkarımlarda asıl işverenin söz sahibi olduğu, alt işveren ve asıl işveren işçilerinin birlikte çalıştıkları, yapılan işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olduğu anlaşılmıştır. Bu husus davalı tanık beyanları ile dahi desteklenmiştir. Bu itibarla: Taşeron firmaların sözleşmeye konu işi gerçekleştirmekten ziyade, işçi temini şeklinde bir mahiyete büründüğü, bu durumun 4857 sayılı Yasa'nın 2. ve 3. maddeleri ile yönetmeliğe uygun olmadığı, gerçek işverenin davalı … olduğu, işçilerin taşeron firmalar değişmesine rağmen aynı konumda, sürekli ve kesintisiz olarak çalışmaya devam ettikleri, emir ve talimatları da davalı işyeri, kurum, amir ve yetkililerinden alarak görevlerini ifa ettikleri, gerektiğinde başka görevde istihdam edilmelerinin, hizmet alım sözleşmelerinin sadece şekil şartlarını tamamlamaya matuf olduğu anlaşıldığından, somut olayda da; davacının gerçek işvereni davalı T.C. Sağlık Bakanlığıdır ve davacı ilave tediyeye hak kazanacaktır.
|
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince
istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin T.C. …’na bağlı … Devlet Hastanesi’nde, taşeron şirketlere bağlı olarak,
01/01/2006-21/04/2014 tarihleri arasında çalıştığını, taşeron firmaların asıl işveren-alt işverenlik
hükümleri çerçevesinde değil, muvazaalı olara asıl işverenin birtakım yükümlülüklerinin ortadan
kaldırılması amacına yönelik faaliyet gösterdiklerini, yasal işçilik alacaklarının ödenmemesi ve tehditlere
maruz kalması nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ilave tediye,
yıllık ücretli izin, yol ücreti, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini
talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının
tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı, dava dilekçesinde ilave tediye alacağı talebinde bulunmuş, davalı ise muvazaa iddiasının
gerçek dışı olduğunu ve buna bağlı olarak ilave tediye ücret talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ne iş için alınmışsa o işte çalıştırıldığı, usulüne uygun hizmet alım sözleşmesi
doğrultusunda taşeron işçisi olarak çalıştığı, davalı kurumun işçisi sayılmasını gerektirecek bir
muvazaanın bulunmadığı sabit olduğundan, Bakanlığın Yardımcı Hizmetleri elemanı olarak çalışan
davacının ilave tediye alacaklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle davacı tanık beyanlarından; davacının ve davacı ile aynı
konumda bulunan diğer işçilerin hastanede taşeron işçisi olarak temizlik işi ile çalışmak üzere işe
alındıkları, tüm emir ve talimatları hastane yetkililerinden aldıkları, taşeron şirketler değişse de
yaptıkları işin ve çalışma koşullarının değişmediği ve davacının temizlik işi haricinde ve ağırlıklı olarak
hasta bakıcılık görev kapsamına giren ve tanık ifadeleri ile de belirtildiği şekilde hasta taşıma, röntgene
götürme, hastanın kişisel bakımının yapılması, ex olan hastaların morga indirilmesi ve taşınması,
hastalara yemek yedirilmesi, hastaların altının alınması gibi hizmetleri yerine getirdiği ve bu itibarla
temizlik görevlisi ve alt işveren işçisi olarak işe alınan işçilerin hastanenin asıl işinde çalıştırıldıkları
anlaşılmıştır.
İşin sevk ve idaresinin asıl işveren olan davalı bakanlık tarafından yapıldığı, işin yapımındaki tüm araç
gereç ve malzemenin asıl işverene ait olduğu, çalışma plan, süre ve koşullarının, fazla mesailerin ve
izinlerin asıl işveren olan bakanlıkça belirlendiği, alt işveren değiştiği anda asıl işverene ait işyerinde
çalışanların aynı şart ve koşullarda çalışmaya devam ettiği, hizmeti satın alınan alt işveren firmaların
kendileri açısından işyeri oluşturabilecek ayrı bir iş organizasyonunun bulunmadığı, işe alım ve
çıkarımlarda asıl işverenin söz sahibi olduğu, alt işveren ve asıl işveren işçilerinin birlikte çalıştıkları,
yapılan işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olduğu anlaşılmıştır. Bu husus davalı tanık beyanları ile
dahi desteklenmiştir.
Bu itibarla: Taşeron firmaların sözleşmeye konu işi gerçekleştirmekten ziyade, işçi temini şeklinde bir
mahiyete büründüğü, bu durumun 4857 sayılı Yasa'nın 2. ve 3. maddeleri ile yönetmeliğe uygun
olmadığı, gerçek işverenin davalı … olduğu, işçilerin taşeron firmalar değişmesine rağmen aynı
konumda, sürekli ve kesintisiz olarak çalışmaya devam ettikleri, emir ve talimatları da davalı işyeri,
kurum, amir ve yetkililerinden alarak görevlerini ifa ettikleri, gerektiğinde başka görevde istihdam
edilmelerinin, hizmet alım sözleşmelerinin sadece şekil şartlarını tamamlamaya matuf olduğu
anlaşıldığından, somut olayda da; davacının gerçek işvereni davalı T.C. Sağlık Bakanlığıdır ve davacı
ilave tediyeye hak kazanacaktır.
İlave tediye alacağının; kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772
sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile
düzenlenmiştir. Kanunun l'inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca
yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir. Buna göre: A.) İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona
bağlı olmak üzere; 1.) Genel, katma ve özel bütçeli daireler, 2.) Sermayesi değişen kurumlar, 3.)
Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar, 4.)
Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar, 5.) 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren,
sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermaye ile kurulan iktisadi Devlet Kuruluşları olarak
belirlenmiş olup, sonuç itibari ile kapsam bakımından yasanın, Devlet tarafından yasa ve yasanın
verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel
kişilikleri ve bunlara bağlı kuruluşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağından, davacının ilave
tediye alacağının kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının
istek halinde davacıya iadesine, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.