İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/41,42,43
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/14593
Karar No. 2022/15925
Tarihi: 01.12.2022
lOLUMSUZ YETİ TESPİTİNE İTİRAZ
lİŞKOLU İSTATİSTİĞİNE İLİŞKİN SENDİKA-NIN DAVA AÇMIŞ OLMASI
lYETKİ DAVASINDA İŞKOLU İTİRAZI DAVASININ BEKLETİCİ MESELE YAPILMASININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Kanun metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere yetki tespiti taleplerinde “Yayımlanan istatistikler”in esas alınması gerekmektedir. Buna göre yetki tespiti için başvuru tarihi itibarıyla en son yayımlanan istatistik nazara alınacaktır. Yayımlanan istatistiklere itiraz edilmesi durumunda ise itiraza ilişkin dava bekletici mesele yapılarak ilgili mahkeme kararının ve istatistiğin kesinleşmesi beklenilmelidir. İşte bu aşamadan sonra başvuru tarihi itibarıyla yayımlanan son istatistiğin, kesinleşmiş şekli hükme esas alınmalıdır.
Bu açıklamalara göre somut olayda yetki başvuru tarihi itibarıyla yayımlanan son istatistik olan 30.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Temmuz 2021 istatistiklerinin esas alınması gerekmekte ise de yüzde bir işkolu barajını aşamayan davacı Sendika tarafından anılan istatistiklere karşı itiraz edildiği ve yargılamanın hâlen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla istatistiklere itiraz istemine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalı, kararın kesinleşmesi beklenilmeli ve oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeksizin, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendikanın 2013 yılı Ocak ayı istatistiğine ve sonrası tüm istatistiklere itiraz ettiğini, müvekkili Sendikanın faaliyet yürüttüğü 15 No.lu taşımacılık işkolu ile ilgili 2013 yılı Ocak ayı istatistiği ve sonrası istatistiklerin hiç birisinin kesinleşmediğini, taşımacılık işkolu için kesinleşen en son istatistiğin 2009 yılı Temmuz ayı istatistiği olduğunu, bu nedenle de 2009 yılı Temmuz ayı istatistiğinden sonraki istatistiklerin hiç birisinin icra edilemeyeceğini, müvekkili Sendikanın da kesinleşen son istatistik olan 2009 yılı Temmuz ayı istatistiğinde işkolu barajını yüzde on iki oranıyla aştığını, davalı Bakanlığın yargı kararlarına da uymadığını, davalı Bakanlığın iptali istenen işleminin, evrensel sendikal hak ve özgürlükleri ile ILO Sözleşmelerine de aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 2013yılı Ocak ayından itibaren tüm istatistiklere itiraz edilmiş olmakla kesinleşmeyen istatistikler yerine en son kesinleşen 2009 yılı Temmuz ayı istatistiği esas alınması gerekirken kesinleşmeyen 2021 yılı Temmuz ayı istatistiğini esas alan davalı Bakanlığın 94747 sayılı ve 14.02.2022 tarihli işleminin iptaline, müvekkili Sendikanın başvuru konusu işyerinde yetkili olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit başvuru şartının ilk aşamasının Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin kendi üyesi olması olduğunu, bu şart gerçekleşmeden yapılan yetki tespit başvurularının değerlendirilmeye alınmadığını, yetki tespit işlemi sendikanın yetki tespit başvuru tarihi esas alınarak gerçekleştiğinden, işlemin altı iş günlük süreden sonra gerçekleşmesinin çalışan ve sendikalı sayısını etkilemediğini savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Ergene Araç Muayene İstasyonları İşletmeciliği AŞ (Ergene AŞ) vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işlemin davacı Sendika ve davalı Bakanlık arasında gerçekleştiğini, müvekkilinin olayda herhangi bir etkisinin söz konusu olmadığını, husumet bakımından itirazları bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Somut olayda, davacı sendika tarafından yapılan başvuru, davalı şirkete ait işyerinde çoğunluğa sahip olduğunun tespiti için yapılan bir başvuru olmasına rağmen davalı idare tasarruf ehliyeti aşamasına geçmemiş, iş kolu barajı şartını gerçekleştirmediği gerekçesiyle süreci devam ettirmemiş ve '' yapılacak bir işlem bulunmadığına '' şeklinde karar vermiştir.
6356 Sayılı Kanunun 41.maddesindeki düzenlemeye göre, usulüne uygun olarak dava açılması sebebiyle artık 2021 yılı temmuz ayı istatistikleri kesinleşmemiş olmasına rağmen davalı idarenin kararı bu istatistiklerin işleme esas alınması anlamına geleceğinden açık hukuka aykırılık vardır. Bu nedenle mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilerek sürecin devam ettirilmesi sağlanmış, aynı gerekçelerle ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı itirazına itibar edilmemiştir.
İş kolu barajı hakkındaki istatistiğe karşı dava açılmış olması nedeniyle herhangi bir hukuki işlem veya karara esas alınamayacağına dair Mahkememiz görüşünün kabulü halinde davalı idarenin ne yapması gerektiği ile ilgili soruya verilmesi gereken cevap, kanaatimizce başvuran sendikanın ilgili işyerinde çoğunluğa sahip olup olmadığının tespitinden sonra vereceği olumlu/olumsuz yetki tespiti kararında son yayınlanan istatistiğe karşı dava açılmış olduğunu belirtmekle yetinmek olmalıdır. Bu şekilde verilecek olumlu/olumsuz yetki tespitinin iptaline karşı açılacak davada, iş kolu istatistiğine karşı açılacak davanın bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği kararının mahkemece verilmesi gerekir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanlığının emsal kararlarında bekletici mesele yapılması gerektiği içtihat edilmiştir. Olumlu/olumsuz yetki tespiti kararına karşı açılacak davada iş kolu barajı istatistiğine karşı açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini söyleyebilmek için öncelikle davalı idarece tasarruf ehliyeti ile ilgili aşamanın tamamlanmış ve olumlu/olumsuz yetki tespiti ile ilgili bir karar verilmiş olması gerekir.
Çoğunluk tespiti iddiası ile idareye başvuran sendikanın çoğunluğa sahip olmadığı ile ilgili tasarruf ehliyeti konusunda karar verme yetkisi davalı idareye aittir. Davalı idare, henüz bu konuda bir karar vermeden mahkemece davalı idarenin yerine geçilerek ilgili sendikanın çoğunluğa sahip olup olmadığı konusunda karar verilmesi mümkün değildir.
…”gerekçesiyle “…Davanın kısmen kabulü ile,davalı idarenin 14/02/2022 tarihli işleminin iptali ile, süreci devam ettirmesi gerektiğinin tespitine, Davacı Sendikanın yetkili sendika olduğunun tespitine dair davasının mevsimsiz olması sebebiyle reddine…” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili; yetki tespit başvuru şartının ilk aşamasının sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin kendi üyesi olması olduğunu, bu şart gerçekleşmeden yapılan yetki tespit başvurularının değerlendirilmeye alınmadığını, yetki tespit işlemi sendikanın yetki tespit başvuru tarihi esas alınarak gerçekleştiğinden işlemin altı iş günlük süreden sonra gerçekleşmesinin çalışan ve sendikalı sayısını etkilemediğini, 2009 yılı Temmuz ayı istatistiklerinde barajı geçen bazı sendikalar ile yeni kurulan sendikaların bazılarının 2013 yılı Ocak ayı istatistiğinden itibaren barajı geçemediklerini, söz konusu durumdaki sendikalara işkolu baraj muafiyeti tanındığını, Nakliyat İş Sendikasının da bu muafiyet kapsamında yer alan sendikalardan olduğunu, tanınan son muafiyetin ise 12.06.2020 tarihinde bittiğini, mevzuat gereği yetki tespitine itirazın iki şekilde yapılabildiğini, olumlu ve olumsuz yetki tespitine itiraz şeklinde tesis edilen kararlara karşı ilgililerin süresi ve yöntemi içerisinde itiraz ederek dava açabildiğini, bu tür davalarda amacın yetkili sendikanın tespiti olduğunu, davacı tarafa ise yetki tespit başvurusuna istinaden yüzde bir barajını geçemediğinden başvurusunun işleme alınamayacağının bildirildiğini, davacının talebi olumsuz yetki tespitine itiraz şeklinde olduğundan davacının yetki tespitinde çoğunluğu sağlayıp sağlamadığının ve hak kazanıp kazanmadığının incelenmesi gerektiğini; ancak huzurdaki dosyada sendikanın yüzde bir barajı sağlama koşulu bakımından salt bir değerlendirme yapılarak müvekkili Bakanlığa yapması gereken işlem bakımından yönlendirme yapılacak şekilde hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, davanın olumsuz yetki tespitine itiraz davası şeklinde görülmediğini, kurum işleminin iptali gibi adeta idari dava biçiminde sonuçlandırıldığını, davanın tümden reddi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Sendikanın yetki tespiti başvuru tarihinin 24.01.2022 olduğu, işkolu barajı muafiyetinin, en son 12.06.2019 tarihli ve 30799 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7176 sayılı Bazı Kanunlar İle 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'a göre bir yıl daha uzatılmış olup muafiyet döneminin fiilen 17.07.2020 tarihinde sona erdiği, davacı Sendikanın yetki tespit başvuru tarihinde işkolu barajının yüzde bir olarak alınması gerektiğinin açık olduğu, davacı Sendikanın 30.07.2021 tarihli ve 31381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2021 yılı Temmuz ayı istatistiklerinde üyelik yüzdesinin 0,72 olduğu ve işkolu barajı olan yüzde biri aşmadığının anlaşıldığı, 26.01.2013 tarihli ve 28540 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2013 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ'in; 15 No.lu taşımacılık işkoluna ilişkin kısmına karşı açılan dava sonucunda davacı Sendikanın üyelik yüzdesinin 0,42 olduğuna dair verilen mahkeme kararının kesinleştiği, bu durumda 2009 yılı istatistiklerinin kesinleşen son istatistik olmaktan çıktığı, bu nedenlerle davacı Sendikanın talebini reddeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetki tespit yazısının yerinde olduğu gerekçesiyleistinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yetki başvuru tarihi itibarıyla geçerli olan 2021 yılı Temmuz ayı istatistiklerine itiraz davasının bekletici mesele yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, huzurdaki davanın olumsuz yetkiye itiraz davası olduğunu, müvekkili Sendikanın yetki başvuru tarihi itibarıyla tabi olacağı istatistiğin 2021 yılı Temmuz ayı istatistiği olduğunu, müvekkili Sendikanın 2021 yılı Temmuz ayı istatistiğine itiraz davasının hâlen derdest olduğunu, kaldı ki esasen istatistiklere itiraz davalarının bekletici mesele yapılmasına yönelik kararların sendikal hak ve özgürlükler ile toplu iş sözleşmeli çalışma hakkına uyarlı olmadığını, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin, itiraz olunan istatistiğin kesinleşmemiş olması nedeniyle kesinleşen en son istatistik olan 2009 yılı Temmuz ayı istatistiğinin esas alınması yönündeki kararının son derece yerinde olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“(1) Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.
(2) İşletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde kırk çoğunluk buna göre hesaplanır.
(3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.
(4) Bir işveren sendikası, üyesi işverenlere ait işyeri veya işyerleri, sendika üyesi olmayan bir işveren ise kendi işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.
(5) Bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinin tespitinde Bakanlıkça her yıl ocak ve temmuz aylarında yayımlanan istatistikler esas alınır. Bu istatistiklerde her bir işkolundaki toplam işçi sayısı ile işkollarındaki sendikaların üye sayıları yer alır. Yayımlanan istatistik, toplu iş sözleşmesi ve diğer işlemler için yeni istatistik yayımlanıncaya kadar geçerlidir. Yetki belgesi almak üzere başvuran veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemez.
(6) Yayımından itibaren on beş gün içinde itiraz edilmeyen istatistik kesinleşir. İstatistiğin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle bu süre içinde Ankara İş Mahkemesine başvurulabilir. Mahkeme bu itirazı on beş gün içinde sonuçlandırır. (Değişik iki cümle: 12/10/2017-7036/33 md.) Mahkemece verilen karar hakkında, ilgililerce veya Bakanlıkça istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay, temyiz talebini bir ay içinde kesin olarak karara bağlar.
(7) Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Şeklindedir.
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İnceleme konusu davada, davacı Sendika tarafından 24.01.2022 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılan başvuru ile davalı işverene ait işyerlerinde toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğun sağlandığının tespitinin talep edilmesi üzerine davalı Bakanlık tarafından davacı Sendikanın işkolu barajını aşamadığı gerekçesiyle 14.02.2022 tarihli ve 94747 sayılı olumsuz yetki tespit kararı verilmiştir.
3. Yetki başvuru tarihi itibarıyla başkaca bir ayrıksı düzenleme mevcut olmadığından 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince, davacı Sendika bakımından aşılması gereken işkolu barajı oranı yüzde birdir. Yetki başvuru tarihi itibarıyla yayımlanan son istatistik olan 30.07.2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Temmuz 2021 istatistiklerine göre ise davacı Sendikanın % 0,72 oranına sahip olduğu ve işkolu barajını aşamadığı görülmektedir.
4. Kanun metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere yetki tespiti taleplerinde “Yayımlanan istatistikler”in esas alınması gerekmektedir. Buna göre yetki tespiti için başvuru tarihi itibarıyla en son yayımlanan istatistik nazara alınacaktır. Yayımlanan istatistiklere itiraz edilmesi durumunda ise itiraza ilişkin dava bekletici mesele yapılarak ilgili mahkeme kararının ve istatistiğin kesinleşmesi beklenilmelidir. İşte bu aşamadan sonra başvuru tarihi itibarıyla yayımlanan son istatistiğin, kesinleşmiş şekli hükme esas alınmalıdır.
5. Bu açıklamalara göre somut olayda yetki başvuru tarihi itibarıyla yayımlanan son istatistik olan 30.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Temmuz 2021 istatistiklerinin esas alınması gerekmekte ise de yüzde bir işkolu barajını aşamayan davacı Sendika tarafından anılan istatistiklere karşı itiraz edildiği ve yargılamanın hâlen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla istatistiklere itiraz istemine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalı, kararın kesinleşmesi beklenilmeli ve oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeksizin, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.