T.C. YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
Esas No. | 2017/24083 | İlgili Kanun/Madde: | |||
Karar No. | 2019/17185 | 4857S. İşK/41 | |||
Tarihi: | 25.09.2019 | ||||
|
|||||
ÖZETİ Öncelikle, Dairemiz uygulamasına göre, prim ile fazla çalışma ücreti birbirinden farklı ödemeler olup,
davacıya yapılan prim ödemelerinin hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsubu suretiyle sonuca gidilmesi mümkün değildir. Davacının aylık sabit ücret + satış sayısına bağlı prim karşılığında çalıştığı anlaşılmaktadır. Dairemiz uygulamasına göre sabit ücret + satışa bağlı prim üzerinden çalışan işçiye fazla mesai alacağının sabit ücret bakımından ödenmediği, prime karşılık olarak da zamsız kısmının ödendiği kabul edilmektedir. Bu durumda fazla mesai alacağının hesaplanmasında yapılması gereken, aylık sabit ücret kısmının 1,5 çarpanı ile, prim karşılığının ise 0,5 katsayısı ile çarpılarak sonuca ulaşmaktır. Mahkemece, fazla mesai ücreti hesaplamasında açıklanan bu hususlara dikkat edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. |
|||||
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince
istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi …
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesine haklı sebeple son verdiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile
diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevabının özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai alacağının hesabı noktasındadır.
Mahkemece "davalı işyerinde prim uygulaması mevcuttur. Bu nedenle fazla mesai çalışmaları yasal
mevzuat ve içtihatlara göre normal saat karşılığı ödenmiş sayılarak bilirkişi tarafndan hesaplanan
toplam fazla mesai çalışma ücretinden prim uygulaması nedeniyle ödenmiş kabul edilen 2/3 lük kısmı
dışlandıktan sonra ödenmeyen fazla mesai çalışmasının zamlı kısmı brüt 1874,00TL tespit edilmiştir.
Ancak davalı tarafça bu talebe ilişkin çalışma ücretlerinin ödendiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle
davacının bilirkişinin raporunda hesaplaması yaptığı miktar üzerinden prim uygulaması nedeniyle
normal çalışma saatleri dışlandıktan sonra kalan ödenmeyen zamlı kısım için hayatın olağan akışı ve
yapılan işin mahiyeti gereği sürekli aynı şekilde çalışma yapmanın idari izin, rapor dışındaki tedavi-
muayene, ailevi mazeretler, geç kalma, erken çıkma durumları nedeniyle mümkün olamayacağı
hususunu dikkate alan Yargıtay içtihatları uyarınca takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi "
yapılmak suretiyle fazla mesai alacağı kabul edilmiştir.
Öncelikle, Dairemiz uygulamasına göre, prim ile fazla çalışma ücreti birbirinden farklı ödemeler olup,
davacıya yapılan prim ödemelerinin hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsubu suretiyle sonuca
gidilmesi mümkün değildir.
Davacının aylık sabit ücret + satış sayısına bağlı prim karşılığında çalıştığı anlaşılmaktadır. Dairemiz
uygulamasına göre sabit ücret + satışa bağlı prim üzerinden çalışan işçiye fazla mesai alacağının sabit
ücret bakımından ödenmediği, prime karşılık olarak da zamsız kısmının ödendiği kabul edilmektedir. Bu
durumda fazla mesai alacağının hesaplanmasında yapılması gereken, aylık sabit ücret kısmının 1,5
çarpanı ile, prim karşılığının ise 0,5 katsayısı ile çarpılarak sonuca ulaşmaktır. Mahkemece, fazla mesai
ücreti hesaplamasında açıklanan bu hususlara dikkat edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde
sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Fazla mesai ücreti yukarıda anlatıldığı şekilde hesaplandıktan sonra, imzasız bordrolarda dışlama
yapılmamalı, bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ödendiği
tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
4- Yine ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına ilişkin olarak, imzasız bordrolarda fazla mesai adı
altında ancak fazla mesai ücretinin haricinde bir kısım ödeme yapıldığı gözüktüğünden, bordrolardaki
tahakkuklara bakılarak hangi ödemenin fazla mesai ücreti, hangisinin de ulusal bayram ve genel tatil
alacağı olduğu belirlenmeli, bu ödemeler ilgili alacaktan mahsup edilmelidir.
5-Mahkemece asgari geçim indiriminin reddine karar verilmiş ise de, 2015 yılı Haziran ayı
bordrosundaki tahakkukun ödendiğine ilişkin banka kaydı olmadığından bu dönem için asgari geçim
indirimi hesaplanmalıdır.
6-Yıllık ücretli izin kartı ile yıllık izin talep formları uyumlu ancak izin kartında davacının imzası olmayıp,
yıllık izin talep formunda davacının imzası yer almaktadır. Davacının izin kartı ile uyumlu olup imzasının
yer aldığı izin talep formundaki günler yıllık izin ücreti hesabında dikkate alınmalı, izin kartı ile uyumlu
olup davacı imzası taşımayan yıllık izin talep formları da davacı asıla sorularak izin ücreti yeniden
değerlendirilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz
harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.