SENDİKA AİDAT ALACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2024/10653
Karar No : 2024/13127
Tarihi : 07.10.2024
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/18
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

SENDİKA AİDAT ALACAĞI
2821 SAYILI YASA DÖNEMİNDE DOĞAN AİDAT ALACAĞININ NE ZAMAN ÖDENECEĞİ KONUSUNDA TARAFLAR ARASINDA ANLAŞMA OLMAMASI
TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMEDİKÇE SENDİKA AİDAT ALACAĞINA DAVA VE ISLAH TARİHİNDEN FAİZ İŞLETİLECEĞİ

Relevant law / article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: Mülga 2821 sayılı Kanun’un uygulandığı dönem bakımından; toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidat bedellerinin sendikaya ödenme tarihi düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmelidir. Ancak sözü edilen konuya ilişkin bir düzenleme yok ise, hüküm altına alınan tutara faiz yürütülmesi için, sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi, temerrüt tarihini oluşturmaktadır.

Taraflar arasındaki sendika aidat alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 23.01.2019 tarihli ve 2016/674 Esas, 2019/50 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli ve 2019/1870 Esas, 2019/1684 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Belediye-İş Sendikasının davalı işveren Belediyede, yıllardır örgütlü olduğunu, davalı Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışan ve müvekkili Sendikaya üye olan işçilerin Belediye-İş Sendikası Ana Tüzüğü’ne göre sendika üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, davalı Belediyenin işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını müvekkiline ödemediğini, davalı tarafından gönderilen yazı ile borcun ikrar edildiğini belirterek ödenmeyen sendika üyelik aidatlarının her ay için en yüksek işletme kredi faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı ile müvekkilinin 2010-2017 yılları arası dönem yönünden toplu iş sözleşmeleri imzaladığını, üyelik ve dayanışma aidatlarının, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine işçilerin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödeneceğinin düzenlenmiş olduğunu, davacı Sendikanın bu konuda kendilerine yazılı başvurusu olmadığını, davacının bildirim yükümlülüğüne uymadığını, buna göre kendilerinin böyle bir borcu olmadığını, ayrıca aidatların ödenmesine dair toplu iş sözleşmelerinde bir vade belirlenmediğini, temerrüdün bu husus gözetilerek değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlkDereceMahkemesininyukarıdatarihvesayısıbelirtilenkararıile;İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli kararı doğrultusunda eksikliklerin giderildiği, dosya kapsamında talep edilen alacak yönünden 03.04.2023 tarihli ek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davacının hak etmiş olduğu sendika aidat alacağı miktarının 1.781.848,25 TL olduğu tespit edildiği ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 1.087.540,07 TL sendika aidat alacağına hükmedildiği, davacının dava dilekçesinde işlemiş faiz talebi bulunmadığından, taleple bağlılık ilkesi gereği işlemiş faizin hüküm altına alınmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu aidat alacağının zamanaşımına uğradığını, borç ikrarının zamanaşımını kesebilmesi için süresinde yapılması gerektiğini, süresinden sonra yapılan borç ikrarının zamanaşımını kesmeyeceğini, zamanaşımı dolduktan sonra yapılan borç ikrarının zamanaşımını kesmeyeceğini, sendikaya yapılan ödemelerin zamanaşımını kesmediğini, kök bilirkişi raporunda dava sonrasında ödeme yapıldığının tespit edildiğini ancak bu ödemenin ne faizden ne de asıl alacaktan mahsup edilmediğini, faiz için ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiğini, gerek kök gerekse ek raporda bu itiraza yönelik değerlendirme yapılmadığını, gerekçeli kararla da bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak sendika aidat alacağı fazla tespit edilip, faiz oranında da fazla tespit edildiğini, ilk bilirkişi raporunda belirlenen tutarın zımnen kabul edildiğini, bu hususun lehlerine usuli kazanılmış hak yarattığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada 2007 ile 2016 yılları arasındaki sendikalı işçilerden yapılan kesintiler ile sendikaya ödenmesi gereken aidat dökümlerinin mevcut olduğu, tespit edilen ödenmesi gereken sendika aidatlarından ödeme makbuzlarına göre dava tarihine kadar 760.898,81 TL, dava tarihinden sonra 400.416,77 TL olmak üzere toplam 1.161.315,58 TL ödeme yapıldığı, buna göre dava tarihi itibarıyla ödenmeyen sendika aidatı alacağının tespit edildiği, davalı tarafından dönem dönem muhtelif miktarlarda ödeme yapıldığı, davadan sonra 2017, 2018 ve 2019 yıllarında sendika aidat alacağına ilişkin kısmi ödemelerin bulunduğu, kısmi ödemelerle zamanaşımının kesildiği, bilirkişi raporlarının ve İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf sebeplerini karşılar yeterli yasal gerekçeye sahip olduğu, hüküm altına alınan alacağın taleple sınırlı olarak hüküm altına alındığı, bilirkişi heyetince tespit edilen talebi aşan kısmın belirtilmesinin talebin aşılması anlamına gelmeyeceği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Üyelik aidatı” kenar başlıklı 18 inci maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir.
(2) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.
(3) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
(4) Üye aidatının tahsiline ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
2. Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun (mülga 2821 sayılı Kanun) 61 inci maddesi şöyledir:
“İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.
Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) “Zamanaşımının kesilmesi” kenar başlıklı 154 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse …”
4. 6098 sayılı Kanun’un “Yeni sürenin başlaması” kenar başlıklı 156 ncı maddesi şöyledir: “Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.
Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.”
5. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) “Müruru zamanın kat’ı” kenar başlıklı 133 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:
1 – Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde. …”
6. Mülga 818 sayılı Kanun’un “Yeni müddetin mebdei” kenar başlıklı 135 inci maddesi şöyledir: ” Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar. Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddet daima on senedir.”
7. Resmî Gazete’nin 09.07.2013 tarihli ve 28702 sayılı nüshası ile yürürlüğe giren Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik’in 9 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilerek ilgili sendikaya ödenir. Genel kurul kararı ile aidatlarda değişiklik yapıldığı takdirde, en geç bir ay içinde sendika tarafından aidat miktarı işverene bildirilir. (Ek cümle: RG-14/6/2015-29386) Yetkili işçi sendikası, üyelik değişikliklerini de en geç bir ay içerisinde işverene bildirmekle yükümlüdür.
(2) İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikası veya toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa ya da sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikası, aidatların işçilerin ücretlerinden kesilmesi için işverene yazılı talepte bulunur.
(3) İşveren aidatları kesmeye, kestiği aidatın türünü belirterek tutarı ile kesinti listesini sendikaya göndermekle yükümlüdür.
(4) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
8. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mülga 2821 sayılı Kanun’un uygulandığı dönem bakımından; toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidat bedellerinin sendikaya ödenme tarihi düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmelidir. Ancak sözü edilen konuya ilişkin bir düzenleme yok ise, hüküm altına alınan tutara faiz yürütülmesi için, sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekmektedir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi, temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
3. Dosya kapsamına göre taraflar arasında 01.01.2010-31.12.2012 tarihleri arası dönem yönünden imzalanan toplu iş sözleşmelerindeki düzenlemelere göre temerrüt için ihtara gerek olmadığı ancak talep konusu 2007-2010 yılları arası döneme ilişkin toplu iş sözleşmelerinin dosyada bulunmadığı, bu nedenle öncelikle 2007-2010 yılları arası döneme ilişkin toplu iş sözleşmelerinin dosyaya kazandırılarak toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidat bedellerinin Sendikaya ödenme tarihine dair bir düzenleme bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmemesi isabetli olmamıştır.
4. İnceleme konusu davada; İlk Derece Mahkemesince, asıl alacak miktarının 1.087.540,07 TL olarak belirlendiği, dava tarihinden önce 760.898,81 TL tutarında ödeme yapılması sebebiyle sadece bu tutarın mahsup edildiği, 03.04.2023 havale tarihli 2. Ek bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma eksik olup hüküm kurmaya yeterli değildir.
5. Belirtmek gerekir ki 19.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda, dava tarihinden sonra yapılan toplam 400.416,77 TL ödemenin tenzilinin Mahkemenin takdirinde olduğu belirtilerek hesap yapılmış ise de İlk Derece Mahkemesince dava tarihinden sonra yapılan söz konusu ödeme yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, somut olayda işlemiş faiz talebi bulunmadığı gözetilerek, davalı tarafından yapılan ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilmesi gerekmektedir.
6. Kabule göre de İlk Derece Mahkemesince; davacının hak etmiş olduğu sendika aidat alacağı miktarının 1.781.848,25 TL olarak tespit edildiği ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 1.087.540,07 TL sendika aidat alacağına hükmedildiği gerekçe gösterilmiş ise de taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması hâlinde, kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından İlk Derece Mahkemesince taleple bağlılık ilkesine atfen karar verildiği şeklindeki gerekçe isabetli olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.