SENDİKA AİDAT ALACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2024/11001
Karar No : 2024/13560
Tarihi : 14.10.2024
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/18
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

SENDİKA AİDAT ALACAĞI
ZAMANAŞIMI
ZAMANAŞIMINI DURDURAN HALLER
AÇIK BORÇ İKRARININ ZAMANAŞIMINI DURDURACAĞI

Relevant law / article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun, bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı def’ini ileri sürmesi, çelişkili davranış yasağını oluşturur. Bu durum, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesine aykırı olup, hukuken korunamaz.
Somut uyuşmazlıkta 10.11.2015 havale tarihli ek cevap süresi verilmesine ilişkin dilekçenin süresi içinde dosyaya sunulduğu anlaşılmış olup Bölge Adliye Mahkemesince cevap dilekçesinin süresinde verilmediği şeklindeki değerlendirme yerinde değilse de davalının cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin çelişkili davranış yasağı kapsamında hukuken korunamayacağı gözetilerek zamanaşımı savunmasının dikkate alınmamasında isabetsizlik görülmemiştir.

Taraflar arasındaki sendika aidat alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 10.02.2019 tarihli ve 2015/808 Esas, 2019/5 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 24.11.2022 tarihli ve 2022/115 Esas, 2022/589 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendikanın davalı Belediye işyerinde yıllardır örgütlü olduğunu, davalı Belediye işyerinde çalışan ve davacı Sendikaya üye olan işçilerin üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, davalı Belediyenin işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını müvekkiline ödemediğini, aidatların kesildikleri tarihlerden itibaren bir ay içinde ilgili sendikaya gönderilmesi gerektiğini, bu hususun davacı Sendika ile davalı Belediye arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde de hüküm altına alındığını belirterek ödenmeyen sendika üyelik aidatlarının bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan davanın haklı olduğunu, ancak müvekkili Belediyenin borç yükünün fazla olması sebebiyle davacıya ödeme yapılamadığını, bu nedenle taraflar arasında sulh ve taksitlendirmeye yönelik görüşmelere başlandığını beyanla açılan davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından dosyaya 2002/2-2017/1 ayları arasındaki döneme ilişkin ne miktarda kesinti yapıldığını gösterir işçi sendikası tevkifat listeleri sunulduğu, davalı tarafından sunulan sendika üyelik aidat kesinti listeleri esas alınarak 2002/2-2017/1 ayları arasındaki dönemini kapsayan toplam aidat tutarı hesaplandığı, davalı Belediye tarafından davacı Sendikaya 25.02.2016 tarihinde gönderilen yazıda da aidat borçlarının bulunduğu ve bu borcu taksitler hâlinde ödeneceğinin belirtildiği, davalı tarafından davayı kabulden sonra cevap dilekçesinin ıslahı ile zamanaşımı def’i ileri sürülmesinin çelişkili davranış yasağı kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, bu nedenle davalının zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığı, davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunması yapılmadığı, kök raporda talep dışı hesaplanan kısımların resen dışlandığı ve davacının talebi ile bağlı kalındığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Belediyenın davacı tarafa borcu ve ödeme sorumluluğunun bulunmadığını, dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, müvekkiline ait kayıtların ve ödeme belgelerinin gerektiği gibi dikkate alınmadığını, müvekkili tarafından İller Bankası aracılığı ile davacı tarafa ödeme yapıldığını, bu ödemelerin hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından dosyaya cevap dilekçesinin süresinde sunulduğunu, bu kapsamda müvekkili Belediyenin zamanaşımı def’i dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmayan davalının, ıslah ile arttırılan kısım yönünden zamanaşımı def’inde bulunma hakkının mevcut olduğunu, Mahkemece müvekkilinin “Islaha karşı beyan dilekçesi” içeriğinin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def’inde bulunulmadığının kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Sendika ile davalı Belediye arasında 15.01.2005 – 14.01.2007, 15.01.2007 – 14.01.2009, 15.01.2009 – 14.01.2011, 15.01.2011 – 14.01.2013, 15.01.2013 – 14.01.2015 ve 15.01.2015 – 14.01.2018 dönemlerine ilişkin toplu iş sözleşmelerinin imzalandığı, davacı tarafından 2001 Şubat ayından 2015 Eylül ayına kadar yapılan aidat kesintilerinin ödenmesinin talep edildiği, bu döneme ilişkin yapılan aidat kesintilerinin ödendiğinin ispat edilemediği, davalı tarafça davaya ve ıslaha karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmediği savunulmuş ise de davaya süresinde cevap verildiğinin kabulü hâlinde dahi davalının sunduğu cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği, davayı kabulden sonra cevap dilekçesinin ıslahı ile zamanaşımının ileri sürülmesinin çelişkili davranış yasağı kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, bu nedenle davalının zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığı, davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunması yapılmadığı, davalı tarafça bir kısım ödeme belgeleri sunulmuş ise de belgelerdeki ödemelerin dava konusu dönemden sonraki dönemlere ait olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Üyelik aidatı” kenar başlıklı 18 inci maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir.
(2) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.
(3) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
(4) Üye aidatının tahsiline ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.” 2. Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61 inci maddesi şöyledir:
“İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.
Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) “Zamanaşımının kesilmesi” kenar başlıklı 154 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse …”
4. 6098 sayılı Kanun’un “Yeni sürenin başlaması” kenar başlıklı 156 ncı maddesi şöyledir: “Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.
Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.”
5. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) “Müruru zamanın kat’ı” kenar başlıklı 133 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:
1 – Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde. …”
6. Mülga 818 sayılı Kanun’un “Yeni müddetin mebdei” kenar başlıklı 135 inci maddesi şöyledir: ” Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar. Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddet daima on senedir.”
7. Resmî Gazete’nin 09.07.2013 tarihli ve 28702 sayılı nüshası ile yürürlüğe giren Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik’in 9 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilerek ilgili sendikaya ödenir. Genel kurul kararı ile aidatlarda değişiklik yapıldığı takdirde, en geç bir ay içinde sendika tarafından aidat miktarı işverene bildirilir. (Ek cümle: RG-14/6/2015-29386) Yetkili işçi sendikası, üyelik değişikliklerini de en geç bir ay içerisinde işverene bildirmekle yükümlüdür.
(2) İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikası veya toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa ya da sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikası, aidatların işçilerin ücretlerinden kesilmesi için işverene yazılı talepte bulunur.
(3) İşveren aidatları kesmeye, kestiği aidatın türünü belirterek tutarı ile kesinti listesini sendikaya göndermekle yükümlüdür.
(4) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
8. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun, bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı def’ini ileri sürmesi, çelişkili davranış yasağını oluşturur. Bu durum, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesine aykırı olup, hukuken korunamaz.

3. Somut uyuşmazlıkta 10.11.2015 havale tarihli ek cevap süresi verilmesine ilişkin dilekçenin süresi içinde dosyaya sunulduğu anlaşılmış olup Bölge Adliye Mahkemesince cevap dilekçesinin süresinde verilmediği şeklindeki değerlendirme yerinde değilse de davalının cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin çelişkili davranış yasağı kapsamında hukuken korunamayacağı gözetilerek zamanaşımı savunmasının dikkate alınmamasında isabetsizlik görülmemiştir.
4. Dosya kapsamına göre davalı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerinin dava konusu dönemden sonraki dönemlere ait oldukları gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de söz konusu ödemelerin sendika aidatı ödemesi açıklaması ile dava konusu edilen döneme ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Saptanan bu durum karşısında Mahkemece davalı tarafından ibraz edilen ödeme belgeleri ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlkDereceMahkemesikararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.