SENDİKA DELEGE SEÇİMİ VE GENEL KURUL İPTALİ

SAYILAR

Esas No : 2022/15136
Karar No : 2022/15929
Tarihi : 01.12.2022
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/12,14
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : lSENDİKA DELEGE SEÇİMİ VE GENEL KURUL İPTALİ lHUKUKİ NİTELENDİRME YETKİSİNİN HAKİMDE OLDUĞU lDELEGE SEÇİMLERİNİN VE GENEL KURULUN İPTALİ DAVASINDA AYRI AYRI HEM DELEGE SEÇİMİ HEM GENEL KURUL İÇİN KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/12,14

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/15136
Karar No. 2022/15929
Tarihi: 01.12.2022

lSENDİKA DELEGE SEÇİMİ VE GENEL KURUL İPTALİ
lHUKUKİ NİTELENDİRME YETKİSİNİN HAKİMDE OLDUĞU
lDELEGE SEÇİMLERİNİN VE GENEL KURULUN İPTALİ DAVASINDA AYRI AYRI HEM DELEGE SEÇİMİ HEM GENEL KURUL İÇİN KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, şube bulunmayan işyerlerindeki delege seçimlerinin Sendika Tüzüğü ile Delege Seçim Yönetmeliği'ne aykırı şekilde gerçekleştirildiği, ilanların usule uygun olarak yapılmadığı, gerçekte bir delege seçimi yapılmadığı, dava konusu Genel Kurulun da hukuka aykırı olarak belirlenen delegelerle toplandığı gerekçeleriyle davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptalini talep etmektedir.
İlk Derece Mahkemesince özü itibariyle delege seçimlerine itiraz edilmediği gerekçesiyle genel kurulun iptali davasının reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Belirtmek gerekir ki maddi vakıaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek yetkisi hâkime aittir. Bir başka ifadeyle tarafların ileri sürmüş olduğu maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, yani somut olay ya da ilişki bağlamında işlerlik kazanacak olan hukuk kurallarını araştırıp bulup olay veya ilişkiye doğru bir biçimde uygulamak, hâkim tarafından resen yerine getirilmesi gereken bir görevdir (Süha Tanrıver, Medeni Usul Hukuku, Cilt I, Ankara 2021, s.409).
İnceleme konusu davada, dava dilekçesinin içeriğine göre davacı vekilinin talebi esas itibarıyla öncelikle Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali devamında ise hukuka aykırı şekilde belirlenen delegelerle toplanan Olağan Genel Kurulun iptali istemine ilişkindir. Bu itibarla somut olayda esasen davacı vekilinin iki ayrı davası bulunduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince hem Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından hem de Olağan Genel Kurulun iptali talebi bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulmaması 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine aykırıdır.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından da yapılacak inceleme neticesinde bu talep yönünden ayrıca usulüne uygun hüküm kurulmalı ve oluşacak sonuca göre daha sonra Olağan Genel Kurulun iptali davası bakımından değerlendirme yapılmalıdır. Anılan bu hususlar gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA: Taraflar arasındaki delege seçimlerinin iptali ile genel kurulun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, Sendikanın 2. Olağan Genel Kurulunun 10.12.2017 tarihinde yapıldığını, Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun ise 21.11.2021 tarihinde yapıldığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda (6356 sayılı Kanun) sendika olağan genel kurullarının en geç dört yılda bir yapılacağının belirtildiğini, buna uygun olarak da Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinde “Merkez Genel Kurulu olağan olarak; dört yılda bir Genel Yönetim Kurulunun tespit edeceği yer, gün ve saatte sendika genel merkezinin bulunduğu ilde yapılır” hükmünün düzenlendiğini, hükme göre olağan genel kurulun Tüzük'te belirtilen sürede toplanması gerektiğini, 3. Olağan Genel Kurulun da 10.12.2021 tarihinde yapılmasının zorunlu olduğunu, şu hâlde davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, bu nedenle Genel Kurulun iptali ve Yönetim Kuruluna işten el çektirilerek kayyum atanmasını talep ettiklerini, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kuruluna katılacak delegelerin seçiminin Kanun'a, Sendika Tüzüğü'ne ve Delege Seçim Yönetmeliği'ne aykırı olarak yapıldığını, bunun sonucu olarak da Sendika Genel Kurulunun oluşumunun hukuken sıhhatli olmadığını, kanun koyucunun amacının, genel kurulların önemi ve işlevi itibarıyla hukuken sıhhatli bir şekilde oluşmasını sağlamak olduğunu, bunun için de genel kurula katılacak delegelerin usulüne göre seçilmesi, genel kurulun usulüne göre ve zamanında toplanmasını, genel kurulda yapılacak seçimlerin usulüne göre yapılmasını aradığını, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun seçimli genel kurul olduğunu, ancak 3. Olağan Genel Kurulun Kanun'a, Sendika Tüzüğü'ne ve Delege Seçim Yönetmeliği'ne göre oluşturulmadığını, davalı Sendika Tüzüğü'nün eki niteliğindeki Delege Seçim Yönetmeliği'nde şubesi bulunmayan işyerlerinde merkez genel kuruluna seçilecek delegelerin seçimine ilişkin usul ve esasların ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğini, oysa davalı Sendikanın şubesi bulunmayan işyerlerindeki seçimlerin bu esaslara tamamen aykırı bir şekilde yapıldığını, şubesi bulunmayan işyerlerinde çalışan üyelere, delege seçimi yapılacağı hususunun gerçekte ilan edilmediğini, ilan askı tutanakları ve askıdan indirme tutanaklarının aynı anda işyerlerinde çalışan bazı üyelere ayak üstünde, hastane kafeteryalarında hatta bazen araç kaportalarının üzerinde imzalattırılıp ilan asma ve indirme tutanaklarını usule uygun bir şekilde yapılmış gibi gösterildiğini, aynı tutanakları ve seçim sonucu tutanaklarını komisyon başkanı olarak görevlendirilen genel merkez yöneticilerinin de imzaladığını ancak gerçekte söz konusu genel merkez yöneticilerinin Türkiye'nin değişik illerinde yapılan üst kurul delege seçimlerine iştirak etmediklerini, bu tutanakların tamamının Sendika genel merkezinde Genel Yönetim Kurulu üyeleri tarafından sonradan imzalandığını, illerde yapılan üst kurul delege seçimlerinin tarihleri ile Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin HTS kayıtları karşılaştırıldığında bu gerçeğin ortaya çıkacağını, Sendika Merkez Olağan Genel Kurulunu oluşturacak üst kurul delegeleri için yapılacak seçimlerden illerde ve işyerlerinde çalışan üyelerin büyük çoğunluğunun haberlerinin dahi olmadığını, bu nedenle adaylık başvurusu yapma imkanından yoksun kaldıklarını, delege adayı olmak isteyenlerden başvuru dilekçesi alınmadığını, yalnızca Genel Merkezin belirlediği delege olması istenen kişilerden başvuru dilekçesi alındığını, delege aday listelerinin usulünce hazırlanmadığını ve usulüne göre işyerlerinde ilan edilmediğini, üyelerin büyük bir çoğunluğunun seçimlerden de adaylardan da haberdar olmadığını, gerçekte bir seçim yapılmadığı sadece kağıt üzerinde işyerlerinde seçim yapılmış gösterildiği için işveren olan ilgili bakanlıklara veya illerdeki mülkî idare amirliklerine herhangi bir bildirim de yapılmadığını, şube kongresi yapılan iller hariç hiçbir işyerinde sandık konulmadığını, işçilerin oy kullanmadığını, Sendika Genel Merkezinin, sadece kendi istediği delegelerin genel kurul delegesi seçilerek genel kurula katılmasını ve bu şekilde yeni dönem için seçilmelerini garanti etmek amacıyla seçim yaptırmadığını, seçim sonucunu gösteren tanzim tutanaklarının işyerlerinde ilan edilmediğini, gerekli ilanlar da yapılmadığı veya yapılmış gösterildiği için sendika üyelerine delege seçimine itiraz imkanı da tanınmadığını, yaklaşık 200.000 üyeye sahip Türkiye’nin 3. büyük Sendikasının Genel Kuruluna hiçbir ilde kimsenin delege olmak istememesi veya sadece seçilecek delege sayısı kadar başvuru olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu durumun gerçekte bir seçim yapılmadığının, sadece genel merkez tarafından belirlenen delegelere adaylık başvurusu yaptırıldığının ve onlarla oluşan bir Merkez Genel Kurulunun toplandığının açık kanıtı olduğunu, Genel Kurulda Yönetim Kuruluna aday olan iki üye RK ve AY’un adaylık koşullarının da yerine gelmediğini, bu kişilerin sağlık işkolundaki çalışmalarının sahte olduğu gibi üyeliklerinin de hukuka uygun olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun iptal edilerek genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince kayyum veya kayyum heyeti tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, davacının süresi içinde seçimlere bir itirazı olmadığını, aynı şekilde diğer illerde yapılan Genel Kurul delege seçimlerine de hiçbir itiraz olmadığından onların da kesinleştiğini, bütün illerde seçilen delegelere ait delege listelerinin Öz Sağlık İş Sendikası genel merkezinde ilan ve askıya çıkarıldığını buna da hiçbir itiraz olmadığından kesinleştiğini ve İlçe Seçim Kurulu nezaretinde Olağan Genel Kurul seçiminin yapıldığını, davacının kesinleşmiş delege seçimleri üzerinden Genel Kurulun iptalini talep ettiğini, bu iptal talebinin aynı zamanda tüm illerin delege seçimine itiraz niteliği taşıdığını, davacının herhangi bir zorunlu organ üyeliğine aday olmadığını ve adaylık başvurusunda bulunmadığını, Genel Kurul sonuçlanana kadarki aşamaların tamamından haberdar olan davacının hukuki yararının olmadığının kabulü gerekeceğini, davacının olağan genel kurul iptali talebinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, delege seçiminin seçim esnasında gerçekleşen işlemlerin hukuka aykırı olduğundan bahisle iptalini talep etmek için kanunda öngörülmüş olan iki günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu, süresi içerisinde bilinçli olarak iptalini talep etmeyip daha sonra bu delegelerle yapılan genel kurulun iptalini delege seçimindeki usulsüzlükler nedeniyle talep etmenin dürüstlük kuralına uygun olmadığını, müvekkili Sendikaya ait yürürlük süresi 3. Olağan Genel Kurul ile sona eren Tüzük'ün 13 üncü maddesinde seçimlerin dört yılda bir yapılacağı, genel yönetim kurulunca tespit edileceği ve genel merkezin bulunduğu ilde yapılacağının açık olduğunu, Kanun maddesinde öngörülen süre üst sınır olduğundan, "en geç dört yılda bir yapılır" hükmünce müvekkili Sendikanın 3 yılın 12 nci ayında yaptığı 3. Olağan Genel Kurulun makul bir sürede yapıldığını, müvekkili Sendikanın delege seçimlerinin Kanun, Tüzük ve Şube Delege Seçim Yönetmeliği'ne uygun olarak yapıldığını, henüz şubesi kurulmamış veya şube genel kurulu yapılmamış illerde delege seçimlerinin genel merkez tarafından görevlendirilmiş yetkililer tarafından yapıldığını, dava konusu seçimlerin Şube Seçim Yönetmeliği'ne uygun şekilde yapıldığını, mevzuata uygun şekilde; delege seçim ilanı, ilan asma tutanağı, ilan indirme tutanağı, adaylık başvuru dilekçesi, seçim yapılmasına gerek olmadığına dair tutanak gibi tüm belgeler ile seçimlerin gerçekleştirildiğini, güvenlik endişesi olmayan seçimlerde mülkî amirliğe bilgi verilmesine ihtiyaç duyulmadığını, şubesi bulunmayan illerdeki genel kurul delegelerinde de Şube Delege Yönetmeliği'ne uygun seçimler yapıldığını ancak seçilecek delege sayısından daha fazla aday müracaat etmediği için müracaat edenlerin delege seçildiğini, müvekkili Sendika tarafından 20-21.11.2021 tarihinde icra edilen Genel Kurulun olağan genel kurul olup 6356 sayılı Kanun’a ve Tüzük'e uygun bir şekilde sendikal demokrasi içerisinde yapıldığını,3. Olağan Genel Kurul ile yönetime seçilen RK ve AY'un seçimlerinde hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle delege seçim sonuçlarına itiraz edilmediği, tanıkların bir kısmının delege seçimlerinin yasal prosedüre uygun olarak yapıldığı, bir kısmının ise yasal prosedüre uygun olmayarak yapıldığını ifade ettiği, tüm bu anlatılanlar çerçevesinde iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle Sendika Genel Kurulunun demokratik esaslara uygun ve sıhhatli bir şekilde oluşmadığını, çünkü Sendikanın 3. Olağan Genel Kuruluna katılacak delegelerin seçiminin Kanun'a, Sendika Tüzüğü'ne ve Delege Seçim Yönetmeliği'ne aykırı olarak yapıldığını, hatta sahte seçim tutanakları düzenlenerek hiç delege seçimi yapılmadan, seçimler yapılmış gibi gösterilerek delegelerin belirlendiğini, Genel Kurulda yapılan seçimlerin değil Genel Kurulun iptalini talep ettiklerini, zira Genel Kurulu oluşturan delegelerin tamamen hukuka ve demokratik esaslara aykırı bir şekilde belirlendiğini, bu nedenle Genel Kurulun hukuka uygun olarak oluşmadığından tümden iptali gerektiğini, şubesi bulunmayan 75 ildeki yüzlerce işyerinde delege seçimi yapılacağının ilan edilmediğini, sahte belgelerle ilanlar yapılmış gibi gösterildiğini, sendika yöneticilerinin ilanların asıldığı, indirildiği ve seçim yapıldığı tarihlerde ülkenin başka yerlerinde olup belirtilen yerlerde olup olmadıklarının araştırılmasını talep ettiklerini ancak Mahkemenin HTS kayıtlarının celbinden vazgeçtiğini, görevlendirilen kişilerin ilan asma indirme tutanaklarında yer alan tarihlerde nerede olduklarının ilgili kişilerin ve Sendikanın internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında yapılan basit bir inceleme ile ortaya çıkarıldığını, şube kongresi yapılan iller hariç hiçbir işyerine sandık konulmadığını, işçilerin oy kullanmadığını, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, Sendika Tüzüğü'nde genel kurulun “dört yılda bir” yapılacağının açıkça düzenlendiğini, olağan genel kurul zamanından önce yapılan her genel kurulun olağanüstü genel kurul niteliğinde olduğunu, netice itibarıyla davalı Sendikanın 3.Olağan Genel Kurulu süresinde yapılmadığı gibi Genel Kurul delegelerinin hukuka uygun bir şekilde seçilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Eldeki davada davanın yasal bir aylık süresi içinde açıldığı, davalı sendika tarafından bir önceki genel kurulun 10/12/2017 tarihinde yapıldığı, buna göre 20-21 Kasım 2021 tarihinde yapılan 3. olağan genel kurulun 6356 sayılı Yasanın 12/II maddesi gereğince en geç 4 yıllık süre içerisinde yapıldığı,6356 sayılı Yasanın 16/II maddesi gereğince genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından itibaren 2 gün içinde itiraz edilmesi gerektiği, bu süre içerisinde bir itirazın ileri sürülmediği, buna dayanarak genel kurulun iptali talebinin yerinde olmadığı…” gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Sendika Olağan Genel Kurulunu oluşturan delegelerin hukuka aykırı olarak belirlenip belirlenmediği ve buradan varılacak sonuca göre Olağan Genel Kurulun iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Kanun’un “Genel kurulun toplantı zamanı” kenar başlıklı 12 nci maddesi şöyledir:
“(1) Kuruluşların ilk genel kurulu tüzel kişiliğin kazanılmasından, şubelerin ilk genel kurulu ise kuruluş tarihinden itibaren altı ay içinde yapılır.
(2) Olağan genel kurul en geç dört yılda bir toplanır.
(3) İki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ait faaliyet ve hesap raporu, yeminli mali müşavir raporu, denetleme kurulu raporu ve gelecek döneme ait bütçe teklifi toplantı tarihinden on beş gün önce genel kurula katılacaklara gönderilir.
(4) Olağanüstü genel kurul, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü hâllerde ya da genel kurul üye veya delegelerinin beşte birinin yazılı isteği üzerine altmış gün içinde yazılı istekteki konuları öncelikle görüşmek üzere toplanır. Talep tarihi itibarıyla olağan genel kurul toplantı tarihine altı aydan az bir süre kalması hâlinde olağanüstü genel kurula gidilemez; ancak, isteğe konu olan hususlar olağan genel kurul gündemine alınır.
(5) Genel kurula çağrı yönetim kurulu tarafından yapılır.
(6) Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket eden kuruluş veya şube yönetim kuruluna; kuruluşun üyelerinden birinin veya durumu tespit eden Bakanlığın başvurusu üzerine, mahkeme kararıyla işten el çektirilir. Mahkeme, ayrıca genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Seçimlere itiraz” kenar başlıklı 15 inci maddesi ise şöyledir:
“(1) Genel kurulda yapılan organ ve delege seçimlerinin devamı sırasında yapılan işlemlere ilişkin olarak seçim sonuç tutanaklarının düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde yapılacak itirazlar hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. İtiraz süresinin geçmesi ve itirazların karara bağlanmasından hemen sonra hâkim, 14 üncü madde hükümlerine göre kesin sonuçları ilan eder ve ilgili kuruluş veya şubesine bildirir.
(2) Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre iki ay içerisinde sonuçlandırılır. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir.
(3) Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler.”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Genel kurul dışında yapılan delege seçimi” kenar başlıklı 16 ncı maddesi de şöyledir:
“(1) Genel kurul dışında yapılan delege seçimleri üyeler tarafından serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır.
(2) Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır. Delege seçiminin mahkeme tarafından iptal edilmesi hâlinde, seçimler on beş gün içinde yenilenir.”
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Hukukun uygulanması” kenar başlıklı 33 üncü maddesi ise şöyledir:
“Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.”
5. 6100 sayılı Kanun’un “Hükmün kapsamı” kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, şube bulunmayan işyerlerindeki delege seçimlerinin Sendika Tüzüğü ile Delege Seçim Yönetmeliği'ne aykırı şekilde gerçekleştirildiği, ilanların usule uygun olarak yapılmadığı, gerçekte bir delege seçimi yapılmadığı, dava konusu Genel Kurulun da hukuka aykırı olarak belirlenen delegelerle toplandığı gerekçeleriyle davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptalini talep etmektedir.
2. İlk Derece Mahkemesince özü itibariyle delege seçimlerine itiraz edilmediği gerekçesiyle genel kurulun iptali davasının reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

3.Belirtmek gerekir ki maddi vakıaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek yetkisi hâkime aittir. Bir başka ifadeyle tarafların ileri sürmüş olduğu maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, yani somut olay ya da ilişki bağlamında işlerlik kazanacak olan hukuk kurallarını araştırıp bulup olay veya ilişkiye doğru bir biçimde uygulamak, hâkim tarafından resen yerine getirilmesi gereken bir görevdir (Süha Tanrıver, Medeni Usul Hukuku, Cilt I, Ankara 2021, s.409).
4. İnceleme konusu davada, dava dilekçesinin içeriğine göre davacı vekilinin talebi esas itibarıyla öncelikle Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali devamında ise hukuka aykırı şekilde belirlenen delegelerle toplanan Olağan Genel Kurulun iptali istemine ilişkindir. Bu itibarla somut olayda esasen davacı vekilinin iki ayrı davası bulunduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince hem Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından hem de Olağan Genel Kurulun iptali talebi bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulmaması 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine aykırıdır.
5. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından da yapılacak inceleme neticesinde bu talep yönünden ayrıca usulüne uygun hüküm kurulmalı ve oluşacak sonuca göre daha sonra Olağan Genel Kurulun iptali davası bakımından değerlendirme yapılmalıdır. Anılan bu hususlar gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.