İlgili Kanun /Madde
6356 S. STK/12
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2020/5925
Karar No. 2020/12197
Tarihi: 15/10/2020
l SENDİKA OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU İÇİN OBJEKTİF VE HAKLI SEBEPLERİN BULUNMASININ GEREKMESİ
ÖZETİ: Olağanüstü genel kurulun toplanması için, bu yönde objektif ve haklı sebeplerin bulunması ve bu durumun ispatlanması gerekmekte ve ayrıca olağanüstü genel kurul isteminin başka bir şekilde çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması gerekmektedir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı Büro Memurları Sendikası 29 Nolu Diyarbakır Şubesi tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Yılmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Diyarbakır Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünde çalışmaktayken 22/11/2016 tarihli 677 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildiğini, 14/07/2017 tarihli 692 sayılı KHK ile görevine iade edildiğini, aynı zamanda 15 yıldır davalı sendikanın Diyarbakır şube başkanlığını yapan müvekkilinin sendika yönetimindeki görevine son verildiğini, 692 sayılı KHK’nın iade hükmüyle birlikte zaten hukuksuz şekilde alınmış olan müvekkilinin sendikadaki görevine son veren kararların geçersiz hale geldiğini, davalı sendika Diyarbakır şubesinin yetkisi olmadığı halde müvekkilinin sendikadaki görevinin sonlandırılması kararı aldığını, seçimle şube başkanı seçilen müvekkilinin şube yönetim kurulu kararıyla görevden alınamayacağını, müvekkilinin sendika üyeliğinin kesintisiz bir şekilde devam ettiğini, müvekkilinin halen Diyarbakır şubesinin meşru başkanı olduğunu, sendika şube yönetiminde oluşan çift başlılıktan dolayı sendikal faaliyetlerin durma noktasına geldiğini, sendika şube yönetim kurulunun tüzük gereği haftalık ve aylık toplanması gerekirken bir yıldan beri toplantısını yapmadığını, son olarak 19/09/2016 tarihinde yapılan denetimin üzerinden bir yıldan fazla süre geçtiği halde denetleme kurulunun da bir yıldan fazla süredir toplanamadığını, gelir giderlerin denetlenmediğini, usulsüz harcama yapıldığı için müvekkili tarafından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, sendika üyelerinin sorunlarıyla ilgilenilmediğinden 200 civarında sendika üyesinin istifa ettiğini, yönetimden kaynaklı sorun ve huzursuzlukların giderilmesi için 100 delegeden 72 tanesinin olağanüstü genel kurul talebinde bulunduğunu, 60 günlük süre içinde cevap verilmediğini ileri sürerek seçimli olağanüstü genel kurula gidilmesi için yeterli delege sayısı ile yapılan başvuruya süresinde cevap verilmemesi nedeniyle davalı sendikanın zımni ret kararının iptaline, seçimli olağanüstü genel kurula gidilmesine, şube yönetimine el çektirilerek kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı Büro Memur Sen 29 Nolu Diyarbakır Şubesi temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 3 üncü maddesinde sendikalar “Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Anayasanın 51 inci maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında ise sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
4688 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, 4688 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre, sendika organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (Şahlanan, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, İstanbul, 1980, s.119).
Genel kurul sendikaların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli şekilde yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur.
4688 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası ise “Olağanüstü genel kurul, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü durumlarda ya da genel kurul üye veya delegelerinin beşte birinin yazılı isteği üzerine en geç altmış gün içinde toplanır” şeklindedir.
Olağanüstü genel kurul, ancak genel kurulun olağanüstü şekilde toplanmasını gerektirir nitelikte objektif ve haklı sebeplerin bulunması halinde söz konusu olan istisnai nitelikteki genel kuruldur. Bu husus 4688 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi atfı ile uygulama alanı bulan 6356 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin gerekçesinde “Uygulamada seçimi kaybeden grubun beşte bir delege imzasını toplayıp hiçbir gerekçe göstermeden olağanüstü genel kurul talebinde bulunması her zaman karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle üye ve delegeler tarafından yapılacak olağanüstü genel kurul isteklerinin “iyi niyet kuralına” uygun haklı veya geçerli bir sebebe dayandırılması veya olağanüstü genel kurul isteminin olağan genel kurul ile çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması aranmıştır” şeklinde ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, Sendika Tüzüğünün “Şube Genel Kurulunun Toplantı Esasları” başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasına göre “Şube Genel Kurulu olağan toplantısı, ilgili mevzuatında belirtilen azami süreyi aşmamak, Sendika Genel Kurulunun toplantı tarihinden en az iki ay önce tamamlanmak kaydıyla Sendika Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan şube genel kurul toplantıları takviminde belirtilen tarihte yapılır. Ayrıca, salt çoğunlukla karar verilmiş olmak kaydıyla Şube Yönetim Kurulu’nun, Şube Denetleme Kurulu’nun kararıyla veya ilk ve son talep dilekçesi arasında en fazla 7 gün bulunmak ve aynı gerekçeye ya da aynı mahiyete dayalı olmak kaydıyla üyeler ile şube genel kurulu delegelerinin 1/5’inin yazılı isteği üzerine Sendika Yönetim Kurulunun kararıyla en geç 60 gün içinde olağanüstü genel kurul yapılabilir.”
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta delegelerin çoğunluğu tarafından Diyarbakır Şube Başkanlığına gönderilen aynı içerikteki dilekçeler ile şubede olağanüstü genel kurul icrası talep edilmiştir. Dilekçelerin içeriği “Şube olağan genel kurulumuz 22.10.2016 tarihinde yapılmış ve Necmettin Alaşşube yönetim kurulu seçilerek göreve başlamıştır. Şube başkanımız Necmettin Alaş 22 Kasım 2016 tarihinde 677 sayılı KHK ile kamuda bulunan görevinden ihraç edilmişti. 14 Temmuz 2017 tarihinde 692 sayılı KHK ile tüm hakları ile birlikte eski görevine iade edilmiştir. Bu geçen süre içerisinde Recep Ağar şube başkanı olarak yönetim içerisinde belirlenmiş ve bu durum üyeler arasında sıkıntılara sebep olmaktadır. Şube içerisinde iki başlılığa ve çekişmeye neden olan bu durum yargıya da intikal etmiş ancak şubemizin bu süre içerisinde zarar görmemesi için aşağıdaki gündemle olağanüstü seçimli genel kurul yapılmasını arz ederim.” şeklindedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki olağanüstü genel kurul icrası için objektif nitelikte, ciddi ve haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı, delegelerin talep dilekçeleri çerçevesinde irdelenmelidir.
Dosya içeriğine göre davacının Diyarbakır şube başkanlığı görevini yürütürken 22/11/2016 tarihli 677 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edildiği, bunun üzerine 12/07/2017 tarih ve 33 sayılı şube yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğine son verildiği, aynı tarih ve 34 sayılı şube yönetim kurulu kararı ile şube yönetiminde yeni görev dağılımı gerçekleştirildiği, daha sonra 692 sayılı KHK ile davacının kamu görevine iade edildiği, davacının bilahare sendikadaki görevine yeniden başlamak için sendikaya başvurduğu ancak bu talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, yönetim kurulu üyeliği görevinden alınmasına ve şubede yeni görev dağılımı yapılmasına ilişkin şube yönetim kurulunun 33 ve 34 sayılı kararlarının iptali için bir başka mahkemede dava açmış ise de, bu davanın reddedildiği ve karara karşı yapılan istinaf başvurusunun da Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 14/09/2018 tarih ve 2018/1221-1141 E. K. sayılı kararıyla esastan reddedildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ışığında, delegeler tarafından olağanüstü genel kurul gerekçesi olarak “şubede iki başlılık ve çekişme bulunduğu” hususu ileri sürülmüş ise de, bu konuya ilişkin olarak bir başka mahkemede dava açıldığı ve davanın reddedildiği anlaşıldığından, bu hususun olağanüstü genel kurul yapılabilmesi için haklı gerekçe teşkil etmeyeceği tartışmasızdır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, olağanüstü genel kurulun toplanması için, bu yönde objektif ve haklı sebeplerin bulunması ve bu durumun ispatlanması gerekmekte ve ayrıca olağanüstü genel kurul isteminin başka bir şekilde çözülemeyecek bir sorunu çözmeye yönelik olması gerekmektedir. Bununla birlikte, inceleme konusu davada, şubenin olağanüstü genel kurula gitmesi için objektif, haklı ve somut gerekçeler mevcut olmayıp, bu anlamda ispatlanan bir durum söz konusu değildir.
Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.