İlgili Kanun / Madde
4688 S. KSTK/12
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2023/11508
Karar No. 2023/9810
Tarihi: 22.06.2023
SENDİKA ŞUBESİNE BAĞLI İŞYERLERİNİN BİR BAŞKA SENDİKA ŞUBESİNE BAĞLANMASI İÇİN TÜZÜKTE AÇIK HÜKÜM BULUNMADIĞINDA GENEL KURUL KARARININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta Sendika Tüzüğü'nde bir şubeye bağlı işyerlerinin başka bir şubeye bağlanması konusunda hangi organın yetkili olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu konuda Genel Kurul tarafından Merkez Yönetim Kuruluna yetki verilmesi de söz konusu değildir. Bu itibarla 4688 sayılı Kanun'un “Genel kurulların görevleri” kenar başlıklı 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi gereğince bir şubeye bağlı işyerlerinin başka bir şubeye bağlanması konusunda genel kurul yetkili olduğundan, bu konuda Merkez Yönetim Kurulu tarafından alınan 30.10.2019 tarih ve 139 sayılı kararın iptaline karar verilmesi gerekir. Bu kararın iptaline göre Bursa 1 No.lu Şubesinin kapanma şartları ortadan kalkacağından Merkez Yönetim Kurulunun 04.11.2019 tarih ve 141 sayılı kararının da iptaline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
Taraflar arasında Ankara 1. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sendika yönetim kurulu kararının iptali ile sendika disiplin kurulu kararının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının üyelikten çıkarma işleminin iptaline ilişkin talebi konusuz kaldığından esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendika tarafından alınan ve dava konusu edilen kararların açıkça kanuna ve Sendika Tüzüğü'ne aykırı olması, davalı Sendika Genel Merkezinin hukuk tanımazlığının açık bir göstergesi olduğunu, yetki ve usulde paralellik ilkesi ve Tüzük gereğince 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun (4688 sayılı Kanun) 18 inci maddesi uyarınca aylıksız izne ayrılmak isteyen şube yönetim kurulu üyeleri, yazılı talepleri üzerine alınan şube yönetim kurulu kararıyla genel merkeze başvurmaları hâlinde merkez yönetim kurulu kararı ile aylıksız izne ayrıldıklarından, aynı işlem silsilesi olmadan davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunun toplanarak “aylıksız izni sonlandırma” kararı alma yetkisinin bulunmadığını, Türk Eğitim-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı olan müvekkilinin 14.10.2019 tarihi itibarıyla şube başkanlığı görevinden istifa etmemiş olduğunun tespiti ve müvekkilinin geçerli bir istifa dilekçesi olmamasına karşın davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunca müvekkilinin istifa dilekçesinin kabul edilmiş olduğuna dair alınan 14.10.2019 tarih ve 129 sayılı kararın da kanun ve tüzüğe aykırı olduğunu, gerek 4688 sayılı Kanun gerekse Sendika Tüzüğü gereğince üyelikten çıkarma yetkisi Genel Kurula ait olduğundan Merkez Yönetim Kurulunun yetki gaspı yaparak müvekkilinin üyelikten çıkarılmasına karar verdiğini, Merkez Disiplin Kurulunca müvekkilinin sendika üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin verilen kararın öncelikle usulsüz ve yetki gaspı ile alındığından bu yönüyle iptal edilmesi gerektiğini, Tüzük gereğince şube açmak yetkisinin Genel Kurul tarafından Merkez Yönetim Kuruluna verilebilen bir yetki olduğunu, Merkez Yönetim Kurulunun böyle bir yetkisi olsa da bu yetkisini kullanırken seçimle iş başına gelmiş ve üyeler tarafından seçilmiş Yönetim Kurulunun ve Başkanın hiçe sayılmasının mümkün olmadığını, bu durumun en temel demokratik kurallara açıkça aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Sendika Bursa 1 nolu Şube Başkanı iken Merkez Yönetim Kurulunca alınan 14.10.2019 tarih ve 128 sayılı kararla 4688 sayılı Kanun gereğince müvekkilinin aylıksız izninin 14.10.2019 tarihi itibarıyla sonlandırılmasına yönelik kararın iptaline, Türk Eğitim-Sen Bursa 1 nolu Şube Başkanı olan müvekkilinin 14.10.2019 tarihi itibarıyla şube başkanlığı görevinden istifa etmemiş olduğunun tespitine, müvekkilinin geçerli bir istifa dilekçesi olmamasına karşın davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunca müvekkilinin istifa dilekçesinin kabul edilmiş olduğuna dair alınan hukuka aykırı 14.10.2019 tarih ve 129 sayılı kararın iptaline, davalı Sendika Merkez Disiplin Kurulu tarafından verilen bilâ tarih ve 04.11.2019 tarihli üyelikten çıkarma kararının iptaline, davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunca alınan 30.10.2019 tarih ve 139 sayılı kararla, Türk Eğitim-Sen Bursa 3 nolu Şubesinin açılması ve Türk Eğitim-Sen Bursa 1 nolu Şubesinin yetki alanında olan ve en fazla üyeye sahip Bursa Merkez Osmangazi ve Nilüfer ilçeleri ile Mustafakemalpaşa ve Karacabey ilçelerinin yeni açılan Türk Eğitim-Sen Bursa 3 nolu Şubesine bağlanmasına dair kararın iptaline, Türk Eğitim-Sen Bursa 1 nolu Şubesinin kapatılmasına dair 04.11.2019 tarih ve 141 sayılı Genel Merkez Yönetim Kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının asılsız iddiaları hakkında müvekkili Sendika tarafından yasal süreç başlatıldığını, davacının görevinden istifa etme isteği üzerine istifanın kabul edildiği ve aylıksız izninin iptal edildiğini, davacının kendi el yazısıyla müvekkili Sendikaya dilekçeler göndermesi üzerine, dilekçelerin 14.10.2019 tarihinde kayıt altına alındığını, davacının sağlık sorunları nedeniyle istifaya yönelik irade beyanını ortaya koyduğunu ve 14.10.2019 tarihinde istifasının kabul edildiğini, dilekçelerin baskı altında alındığı iddiasının ispatının davacıya ait olduğunu, davacı hakkında Merkez Disiplin Kurulu tarafından üyelikten çıkarılma teklifinde bulunulduğunu, Sendika Genel Merkezinin üyelikten çıkarılma ile davacıyı tecziye etse de bu kararın ilk Genel Kurulda görüşmek zorunda olduğunu ve ilk Merkez Genel Kurulunda bu konunun görüşüleceğini ve nihai kararın verileceğini, bu nedenle hukuki kesinliği olan somut bir vakıa bulunmadığını, bu sebeple bu kararın iptalinin istenmesinde hukuki bir yararın olmadığını, Merkez Yönetim Kurulunca alınan 30.10.2019 tarihli karar ile Bursa 3 No.lu Şubesinin açılması ve Bursa'nın en büyük iki merkez ilçesinin bu Şubeye bağlanmasına ve Bursa 1 No.lu Şubesinin kapatılması kararının iptali talebinde davacının istifası nedeniyle kapatılan Bursa 1 No.lu Şube başkanı hatta Yönetim Kurulu üyesi olmadığı bu nedenle Şubenin kapatılmasında bir menfaat ihlalinin bulunmadığı, bu konuda dava açma ehliyetinin de bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2021 tarihli ve 2021/372 Esas, 2021/418 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/3615 Esas, 2022/379 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.05.2022 tarihli ve 2022/4966 Esas, 2022/6666 Karar sayılı kararı ile; sair temyiz itirazlarının reddi ile birlikte Disiplin Kurulu kararının iptaline karar verilmesi gerektiği, Sendika Yönetim Kurulunun 30.10.2019 tarih ve 139 sayılı kararı ile 04.11.2019 tarih ve 141 sayılı kararı bakımından, Sendika Genel Kurulu tarafından belirtilen konularda sendika Yönetim Kuruluna yetki verilip verilmediği, Sendika tarafından icra edilen son Genel Kurula ait divan tutanağının getirtilmesi, bu konudaki tüm bilgi ve belgelerin Sendikadan istenilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından istifa dilekçesinin iradesi fesada uğratılarak düzenlendiğinin ispat edilemediği, istifa beyanı niteliği itibarıyla bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanımı olduğundan, davalı Sendikaya ulaştığı, kayıtlarına girdiği anda sonuçlarını meydana getirdiği, bu durumda davacının, davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunun 14.10.2019 tarih ve 129 sayılı kararının ve davacının yöneticilik sıfatının sona ermesi nedeniyle davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulunca alınan 14.10.2019 tarih ve 128 sayılı kararla davacının aylıksız izninin sona erdirilmesine ilişkin kararının yerinde olduğu; her ne kadar davacı tarafça Merkez Disiplin Kurulu tarafından verilen 04.11.2019 tarihli üyelikten çıkarma kararının kanun ve tüzüğe aykırı olduğu iddia edilmiş ise de anılan çıkarma kararının Ankara 4. İş Mahkemesinin 22.11.2022 tarih, 2022/176 Esas, 2022/784 Karar sayılı kararıyla iptaline kesin olarak karar verildiğinden ve davacının üyelikten çıkarma işleminin iptaline ilişkin talebi konusuz kaldığından esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği; dosya kapsamında mevcut olan 25.02.2019 tarihli 6. Olağan Genel Kurul divan tutanağı, müzekkere cevabı ve ekinde sunulan istifa dilekçeleri, davacı tarafça davacının başkanlığını yapmış olduğu 1 No.lu Şubeye bağlı ilçelerin alınarak şubenin yasal üye sayısının altına çekilmesinin sağlandığı, hukuk dolaşılmak suretiyle yasal üye sayısının altına düşen 1 No.lu Şubenin kapatılarak 1 No.lu Şubeye ait olan tüm ilçelerin de 3 No.lu Şubeye dâhil edildiği iddialarının yeterli, inandırıcı ve somut deliller ile ortaya konulamamış olduğu gibi Bursa 3 No.lu Şubenin kurulması işleminin davalı sendika Merkez Yönetim Kurulunun yetkisinde olduğu, Genel Kurul tarafından verilen yetkinin kullanıldığı, Tüzük gereği “Şube açma veya bu konuda yönetim kuruluna yetki verme, şubeleri birleştirme veya kapatma” konularında genel kurulun yetkili olduğunun hükme bağlanmış olması karşısında, genel kurul veya bu konuda yetki verdiği genel merkez yönetim kurulunun şube açma, kapatma yetkisine sahip olduğu, davalı Sendika tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğu, kaldı ki verilen yetkinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesindeki objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanılmadığının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının üyelikten çıkarma işleminin iptaline ilişkin talebi konusuz kaldığından esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu Sendika Yönetim Kurulu kararları ile Sendika Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4688 sayılı Kanun'un “Genel kurulların görevleri” kenar başlıklı 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile (n) bendi şöyledir:
“h) (Değişik: 4/4/2012-6289/9 md.) Sendika şubesi açma, şubeleri birleştirme veya kapatma; sendika şubesi açma ve başlangıçtaki kuruluş şartlarını kaybeden şubeleri kapatma konularında yönetim kuruluna yetki verme.
…
n) Mevzuatta veya sendika tüzüklerinde genel kurulca yapılması belirtilen diğer işlemlerin yerine getirilmesi ve herhangi bir organın görev alanına girmeyen konuların karara bağlanması."
2. 4688 sayılı Kanun’un “Üyeliğin sona ermesi” kenar başlıklı 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Üyenin, sendikadan çıkarılma kararı sendika merkez genel kurulunca alınır. Çıkarma kararı, çıkarılana ve işverene yazı ile bildirilir. Çıkarma kararına karşı üye, bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde görevli iş mahkemesine itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin karar verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar sürer.”
3. 4688 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Sendika veya konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edecek yönetim kurulu üyeleri, genel kurulda yönetim kuruluna seçilenler ile sendika şube yönetim kurulu üyeleri seçildikleri tarihten itibaren durumlarını en geç otuz gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirirler. Söz konusu yöneticiler (…) sendika tüzüğünde belirtilen hükümlere göre, ayrıca yazılı talepte bulunmaları halinde bu görevleri süresince aylıksız izine ayrılırlar.”
4. 4688 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
“Sendika şubeleri en az 400 üye ile kurulur.”
5. Sendika Tüzüğü’nün “Merkez Genel Kurulunun Görev ve Yetkileri” kenar başlıklı 17 nci maddesinin (f) bendi şöyledir:
“Sendika şubesi açma, şubeleri birleştirme veya kapatma; sendika şubesi açma ve başlangıçtaki kuruluş şartlarını kaybeden şubeleri kapatma konularında yönetim kuruluna yetki vermek”.
6. Sendika Tüzüğü’nün “Merkez Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri” kenar başlıklı 19 uncu maddesinin (ı) bendi şöyledir:
“Şube açmaya karar vermek, şubelerin idarî ve malî denetimini yapmak”.
7. Sendika Tüzüğü’nün 33 üncü maddesi şöyledir:
“Şubeler, Merkez Genel Kurulunun Merkez Yönetim Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak, en az 400 üye olmak şartıyla, merkeze bağlı olarak açılır. Şubelerin nerelerde açılacağına Merkez Yönetim Kurulu karar verir.”
8. Sendika Tüzüğü’nün 37 nci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“4688 sayılı kanunun 18 inci maddesi uyarınca aylıksız izne ayrılmak isteyen Şube Yönetim Kurulu üyeleri, yazılı talepleri üzerine alınan Şube Yönetim Kurulu kararıyla Genel Merkeze başvurmaları halinde Merkez Yönetim Kurulu kararı ile aylıksız izne ayrılırlar.”
9. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava konusu Sendika Merkez Yönetim Kurulunun 30.10.2019 tarih ve 139 sayılı kararıyla Osmangazi, Nilüfer, Mustafa Kemal Paşa, Karacabey, Mudanya ile Uludağ Üniversitesini kapsamına alacak şekilde Bursa 3 No.lu Şubenin kurulmasına karar verilmiş, söz konusu ilçeler Bursa 1 No.lu Şubeye bağlı iken yeni kurulan Bursa 3 No.lu Şubeye bağlanmıştır. Dava konusu Sendika Merkez Yönetim Kurulunun 04.11.2019 tarih ve 141 sayılı kararıyla da üye sayısının 400'ün altına düşmesinden dolayı Türk Eğitim-Sen Bursa 1 No.lu Şubesinin kapatılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Somut uyuşmazlıkta Sendika Tüzüğü'nde bir şubeye bağlı işyerlerinin başka bir şubeye bağlanması konusunda hangi organın yetkili olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu konuda Genel Kurul tarafından Merkez Yönetim Kuruluna yetki verilmesi de söz konusu değildir. Bu itibarla 4688 sayılı Kanun'un “Genel kurulların görevleri” kenar başlıklı 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi gereğince bir şubeye bağlı işyerlerinin başka bir şubeye bağlanması konusunda genel kurul yetkili olduğundan, bu konuda Merkez Yönetim Kurulu tarafından alınan 30.10.2019 tarih ve 139 sayılı kararın iptaline karar verilmesi gerekir. Bu kararın iptaline göre Bursa 1 No.lu Şubesinin kapanma şartları ortadan kalkacağından Merkez Yönetim Kurulunun 04.11.2019 tarih ve 141 sayılı kararının da iptaline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
4. Bozma kararına uymuş olan mahkemenin bozma gereklerini yerine getirmesi usuli bir zorunluluktur. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Bir başka ifadeyle Mahkemece Yargıtay bozma ilâmına uyulmasıyla bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Dairemiz bozma ilâmında Sendika Merkez Disiplin Kurulunun 04.11.2019 tarih ve 24 sayılı kararının iptaline karar verilmesi gerektiğinin belirtilmesine ve Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmasına göre anılan talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi doğru olmamıştır. Diğer taraftan kararda belirtilen Ankara 4. İş Mahkemesinin 22.11.2022 tarihli ve 2022/176 Esas, 2022/784 Karar sayılı dosyasının dava tarihi de, inceleme konusu davanın açılma tarihinden sonraki bir tarihtir. Bu itibarla Sendika Merkez Disiplin Kurulunun 04.11.2019 tarih ve 24 sayılı kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
5. Dairemizce de benimsenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarihli ve 2021/10-675 Esas, 2021/1458 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi ve bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile ilk derece mahkemesi kararı hayatiyetini kaybetmiş olur. Hüküm mahkemesi sıfatıyla esas hakkında verdiği karara ilişkin bozma ilâmına uyan bölge adliye mahkemesinin hüküm mahkemesi sıfatı devam ettiğinden bozma kararına uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar vermesi gerekir. Bölge adliye mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına uyulmakla yapılan yargılama ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi mahiyetinde değildir.
Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrasında kurulan hükümde, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ve istinaf incelemesine ilişkin karar verilmesine yönelik ibarelere yer verilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.