ÖZETİ: Sendika Tüzüğü’nün 32 nci maddesinde Şube Yönetim Kurulunun ilk toplantısında kendi üyeleri arasından bir sekreter ve bir sayman seçeceği düzenlenmiştir. Sendika Tüzüğü’nde Şube Yönetim Kurulunun ünvanlı üyeliklerinde hangi durumlarda yeniden seçim yapılacağına ilişkin genel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte Sendika Tüzüğü’nün 29 uncu maddesinin son cümlesine göre ise “Şube yönetim kurulunun şube başkanı veya unvanlı üyeliklerinde boşalma olduğunda, aldıkları oy sırasına göre yedek üyeler çağrılıp bu unvanlı üyelerin seçimi yapılır.” Bu düzenlemelere göre Şube Yönetim Kurulunun ilk toplantısında şube sekreteri ve şube saymanı belirlendikten sonra sadece bu ünvanlı üyeliklerde boşalma olması durumunda yeniden seçim yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta şube sekreterliği görevinde bir boşalma olmadığından, şube sekterliği görevine yeniden seçim yapılmasına ilişkin Sendika Şube Yönetim Kurulunun 22.02.2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında Ankara 29. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sendika yönetim kurulu kararı iptali, disiplin kurulu kararı iptali ve alacak davasında davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın asıl dava ve birleşen dava yönünden kısmen kabulü ile; davacı tarafın 05.03.2021 günlü Disiplin Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin kabulü ile bu kararın iptaline, davacı tarafın 22.02.2021 günlü Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin reddine, davacı tarafın 26.02.2021 günlü Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin reddine, davacı tarafın mahrum kalınan hakların tahsiline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2011 tarihinde davalı Sosyal İş Sendikası nezdinde çalışmaya başladığını, Kasım 2012 tarihinden bu yana Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi, Ankara Şube Sekreteri, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığını, davalı Sosyal İş Sendikası Genel Başkanlığı tarafından müvekkiline gönderilen Ankara 54. Noterliğinin 09.03.2021 tarihli yazısı ekinde bulunan 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu Kararı ile “22.02.2021 tarihinde Sabit AKKUŞ’un Ankara Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan görev dağılımında Şube Sekreterliğinden alınarak Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirilmesine” ve “Tüzüğün 23/1 maddesinin (d) bendi uyarınca Genel Kurula sendika üyeliğinden kesin çıkarılma teklif edilmesi yönünde ceza verilmesine ve yine Tüzüğümüzün 23/3 maddesi uyarınca karar tarihi ile izleyen Sendika Genel Kurul tarihi arasında kalan süre içinde, Sabit AKKUŞ’un yönetsel yetkilerini kullanamayacağına, özlük haklarından yararlanamayacağına oy birliği ile karar verildiği”nin müvekkiline bildirildiğini, ayrıca 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararı ile müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verildiğini, anılan kararların açıkça hukuka aykırı olduğunu, mevzuata uygun şekilde göreve gelen müvekkilinin Şube Yönetim Kurulunun aldığı 22.02.2021 tarihli kararla şube sekreterliği görevine son verildiğinin öğrenildiğini, Şube Yönetim Kurulunun müvekkiline karşı güdülen kişisel husumet ve sair sebeplerle müvekkilinin görevine son verdiğini, mezkur kararın müvekkiline tebliğ edilmediğini, Şube Yönetim Kurulunun seçilerek göreve getirilen şube sekreterini görevden alma yönünde bir yetkisi olmadığını, Sendika Tüzüğü’nün 29 uncu maddesinde yer alan “Unvanlı üyeliklerinde boşalma olduğunda, aldıkları oy sırasına göre yedek üyeler çağrılıp bu unvanlı üyelerin seçimleri yapılır.” hükmünden anlaşıldığı üzere müvekkilinin çekilmesi, istifa etmesi veya vefatı gibi durumlarda üyeliğin boşalması hâlinde ve usulünce toplantı daveti, gündem bildirimi yapılmak suretiyle yedek üyeler içinden yeni bir seçim yapılarak şube sekreterliği görevlendirmesinin yapılabileceğini, yine müvekkilinin şube sekreterliği görevi veya Yönetim Kurulu üyeliğinden çıkarılmasının ancak Genel Kurul kararı ile mümkünken (geçerli ve somut gerekçeler olması kaydıyla) usulsüz şekilde oluşturulan Yönetim Kurulu toplantısına katılan 4 kişi tarafından görevine son verilmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava konusu Yönetim Kurulu kararının alındığı toplantının gündem belirlenmeksizin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin Şube sekreteri olarak katıldığı toplantıdan istifaya zorlanması sebebiyle ayrıldığını, müvekkilinin yokluğunda kendisinin itiraz şerhi vs. koymasını dahi engelleyecek şekilde alelacele bir karar alınmaya çalışıldığını, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararı ile müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verilmesinin hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda Genel Merkez Yönetim Kurulu için 1. yedek sırasında bulunmakta iken Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi M.B’nin 04.01.2021 tarihinde istifa ettiğini, göreve çağrılmasının hemen akabinde 26.02.2021 tarihinde yapılan toplantıda, müvekkilinin amatör yönetici yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin mali sıkıntılar gerekçe gösterilerek amatör kadroya düşürülmesine karar verildiğini ancak öyle olsa tüm kadro için bir daralma ya da kısıtlamaya gidilmesi gerektiğini, tüm bu kararların kişisel husumet sebebiyle alınan kararlar olup iptalleri gerektiğini, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu Kararı ile alınan, müvekkilinin sendika üyeliğinden kesin çıkarılmasının teklif edilmesi yönünde ceza verilmesi ve bu süreçte yönetsel yetkileri ile özlük haklarını kullanamayacağına karar verilmesinin hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, karara dayanak olarak da 26.02.2021 tarihli toplantıda yaşanan olayların gösterildiğini, bahsi geçen 26.02.2021 tarihli toplantıda müvekkilinin çeşitli sözlerle tahrik edildiğini, istifaya zorlandığını, kendisinin amatör kadroya, kendisinden sonra 2. yedek konumunda olan başka bir şahsın ise profesyonel kadroya alınacağının söylendiğini, müvekkilinin tüm bunların yasal olmadığını söylemesi üzerine kışkırtılmaya çalışıldığını ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 22.02.2021 tarihli Şube Yönetim Kurulu Kararının iptaline, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu kararının iptaline, müvekkilinin yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki sebeplerle ve davasını Sosyal İş Sendikası Ankara Şube Başkanlığına yöneltmek suretiyle 22.02.2021 tarihli Şube Yönetim Kurulu Kararının iptaline, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline, 05.03.2021 tarihli Genel Disiplin Kurulu kararının iptaline, müvekkilinin yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Sosyal İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; 22.02.2021 tarihli Ankara Şube Yönetim Kurulu kararlarının mevzuata uygun olarak alındığını, davacının iptal talebinin hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, Sendika yetkili kurullarınca ihtiyaç duyulması hâlinde gerek Şube Yönetim Kurulu ve gerekse Genel Yönetim Kurulunun unvansız üyeleri arasındaki görev dağılımının yenilenmesine karar verilmesini engelleyen hiçbir mevzuat ve Tüzük hükmünün bulunmadığını, 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararlarının 11-12 Ocak 2020 tarihli Genel Kurul kararları ile Tüzük hükümleri çerçevesinde alındığını, Sosyal İş Sendikası Genel Disiplin Kurulunun 05.03.2021 tarihli kararının somut duruma, Tüzük hükümlerine ve sendikal işleyiş ve demokrasiye uygun olarak alındığını, davaya konu parasal talepler yönünden arabulucuya başvurulmadığını, parasal taleplerin öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli ve 2021/402 Esas, 2022/213 Karar sayılı ilâmı ile; davanın asıl dava ve birleşen dava yönünden kısmen kabulü ile 05.03.2021 günlü Disiplin Kurulu Kararının iptaline, 22.02.2021 günlü Yönetim Kurulu Kararının iptaline ilişkin talebin reddine, 26.02.2021 günlü Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebin reddine, mahrum kalınan hakların tahsiline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının, hukuka aykırı bilirkişi raporu dayanak alınarak verildiğini, rapora itirazlar hakkında değerlendirme yapılmadığını, Sendika Tüzüğü’nün ilgili maddesinin son derece açık olduğunu, ancak ve ancak müvekkilinin çekilmesi, istifa etmesi veya vefatı gibi durumlarda üyeliğin boşalması hâlinde ve sadece usulünce toplantı daveti, gündem bildirimi vs yapılmak suretiyle yedek üyeler içinden yeni bir seçim yapılmak suretiyle şube sekreterliği görevlendirmesi yapılabileceğini, Tüzük’ün ilgili maddeleri, toplantı davet yazısı, tanık beyanları ve sair deliller ışığında müvekkili hakkında uygulanan sekreterliğe son verme işleminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin profesyonel yönetici iken amatör yönetici olarak atanmasına dair 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararının hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin Genel Yönetim Kurulu üyeliğine çağrılmasının kasten 50 gün geciktirildiğini, profesyonel üye olmasının sürüncemede bırakıldığını, Genel Yönetim Kurulu üyeliği gerçekleşir gerçekleşmez apar topar amatör kadroya alındığını, tüm bu hukuksuz işlemler silsilesi ile müvekkilinin hak ettiği bir çok mali haktan mahrum kaldığını, bunların hesaplanarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Disiplin Kurulu kararı hakkında bilirkişi raporunda yapılan tespitler ile Mahkemece rapor doğrultusunda tesis edilen hükmün, dosya kapsamına, somut duruma ve sendikal işleyişe açıkça aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/2388 Esas, 2022/734 Karar sayılı kararı ile başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 14.03.2023 tarihli ve 2023/3238 Esas, 2023/3905 Karar sayılı kararı ile; somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği, kararın, hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermediği, bu durumda Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla uyulan bozma kararı doğrultusunda gerekçe tesisi ile;
a) 22.02.2021 günlü Şube Yönetim Kurulu kararı yönünden; davacının 30.09.2019 günlü Çankaya 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının yazısına göre Sendika Ankara Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiği, 19.10.2019 günlü görev dağılımında ise sekreter üye olarak atandığı, daha sonra Yönetim Kurulundan iki kişinin istifası sebebiyle yedek üyelerin çağrılmasıyla 22.02.2021 günlü toplantıda yeni Yönetim Kurulunda A.K’nın başkan olarak seçildiği ve başkanın önerisiyle yeni yönetim kurulu oluşturulması için seçim yapıldığı, bu seçimde bulunan davacının karşı oy kullandığı ve diğer dört üyenin oyu ile oy çokluğuyla alınan kararlar sonrası herhangi bir açıklama yapmadan toplantıyı terk ettiği ve tutanağı imzalamadığı, Sendika Ana Tüzüğü’nün 32 nci maddesine göre şube yönetim kurulunun ilk toplantısında üyeleri arasından bir sekreter ve bir sayman seçeceği yönündeki düzenleme göz önüne alındığında, iki üyenin istifası sonucunda yeni oluşan yönetimin başkanın isteği üzerine ve davacı dışındaki dört üyenin de ortak oyu ile yeni görev dağılımı yapılarak sekreter ve sayman seçimine engel bir hükmün Sendika Tüzüğü’nde bulunmadığı, davacı taraf her ne kadar Sendika Ana Tüzüğü’nün 29 uncu maddesinde belirtilen ünvanlı üyelikler ibaresine sekreterlik görevini de dâhil ederek istinaf itirazında bulunmuş ise de sendika şube yönetiminde ünvanlı olan tek kişinin şube başkanı olup onun dışındaki kişilerin yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıdığı ve Yönetim Kurulunun kendi arasında yaptığı seçimle görev dağılımı yapıldığından bu görev dağılımı nedeniyle verilen sekreterlik görevinin ünvanlı bir görev olduğunun düşünülemeyeceği, bu nedenle iki üyenin istifası ile yeni oluşan yönetimin yeniden görev dağılımı yapmasını engelleyici hiçbir mevzuat ve Tüzük hükmü bulunmadığı gibi davacının karar tarihinde yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiği, bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde görülmediği;
b) 26.02.2021 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararına ilişkin olarak; davacının Sendika Genel Yönetim Kurulunda 1. yedek üye olup Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden birinin istifası üzerine toplantıya genel merkez yönetim kurulu asıl üyesi olarak çağrıldığı, Başkanlar Kurulunda Sendikanın da içinde bulunduğu ekonomik durum tartışılıp eleştiri getirilerek Genel Merkez Yönetim Kurulunun 5 profesyonel kadrosunun 3’e düşürülmesi tavsiye kararı alındığı, 26.02.2021 günlü toplantıda tavsiye kararına uyularak davacının, Ankara Şube sekreteri olarak seçilen S.Y’nin ve H.K’nin amatör yönetici olarak çalışmalarına devam etme kararı alındığı, Sendika Tüzüğü’nün 15 inci maddesine göre Genel Yönetim Kurulu oluşumunda yönetim kurulu üyelerinin profesyonel üye olması gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmadığı gibi aynı kararla davacı dışında iki üyenin de amatör yönetici olması yönünde karar alındığı, davacı aleyhine keyfi bir karar alındığından söz edilemeyeceği, alınan bu kararın da usul ve kanuna uygun bulunduğu sonucuna varılarak davacının istinaf itirazlarının yerinde görülmediği;
c) 05.03.2021 günlü Disiplin Kurulu kararı yönünden ise; davacının 26.02.2021 günlü toplantıdan çıkarken kendi kabulünde de olduğu gibi Genel Yönetim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesi ile istenen savunmasında kişiler üzerinden tahrik edildiğini ve anlık psikolojik etki ile kişileri üzen söylemlerde bulunduysa özür dilediğini beyan etmesi ve hatasını bu şekilde telafi etmeye çalışması dikkate alındığında; sendikal hakların kullanılması yönünden davacıya verilen üyelikten çıkarma cezasının yapılan eylemle orantılı olmadığı, ölçülülük esasına uymadığı dikkate alınarak bu konuda üyelikten çıkarma yönündeki disiplin cezasının yerinde olmadığı ve bu cezanın iptaline ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının da usul ve kanuna uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı tarafın istinaf itirazlarının reddine karar verildiği;
d) Mahrum kalınan haklar yönünden ise davacının profesyonel üyeliğinin devamı yönünde verilen bir karar olmadığından ve amatör yönetici olması yönünde alınan kararda açıkça kanuna ve tüzüğe aykırılık bulunmadığından bu konudaki davacı istinaf itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın asıl dava ve birleşen dava yönünden kısmen kabulü ile; davacı tarafın 05.03.2021 günlü Disiplin Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin kabulü ile bu kararın iptaline, davacı tarafın 22.02.2021 günlü Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin reddine, davacı tarafın 26.02.2021 günlü Genel Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkin talebinin reddine, davacı tarafın mahrum kalınan hakların tahsiline ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ile davalı vekili; istinaf dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika yönetim kurulu kararı iptali, disiplin kurulu kararı iptali ve alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 80 inci maddesi atfı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 83 üncü maddesi, Sendika Tüzüğü.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Sendika Tüzüğü’nün 32 nci maddesinde Şube Yönetim Kurulunun ilk toplantısında kendi üyeleri arasından bir sekreter ve bir sayman seçeceği düzenlenmiştir. Sendika Tüzüğü’nde Şube Yönetim Kurulunun ünvanlı üyeliklerinde hangi durumlarda yeniden seçim yapılacağına ilişkin genel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte Sendika Tüzüğü’nün 29 uncu maddesinin son cümlesine göre ise “Şube yönetim kurulunun şube başkanı veya unvanlı üyeliklerinde boşalma olduğunda, aldıkları oy sırasına göre yedek üyeler çağrılıp bu unvanlı üyelerin seçimi yapılır.” Bu düzenlemelere göre Şube Yönetim Kurulunun ilk toplantısında şube sekreteri ve şube saymanı belirlendikten sonra sadece bu ünvanlı üyeliklerde boşalma olması durumunda yeniden seçim yapılabilir.
3. Somut uyuşmazlıkta şube sekreterliği görevinde bir boşalma olmadığından, şube sekterliği görevine yeniden seçim yapılmasına ilişkin Sendika Şube Yönetim Kurulunun 22.02.2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
4. Genel Yönetim Kurulunun dava konusu 26.02.2021 tarihli kararının üçüncü maddesi ile davacının profesyonel yöneticiliğine son verilmiştir. Dava konusu karar tarihi itibarıyla davacının Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi ve Sendika Genel Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
5. Somut uyuşmazlıkta Genel Yönetim Kurulu üyesi de olan davacının profesyonel yöneticiliğinin sona erdirilmesine ilişkin karar bakımından, objektif ve somut gerekçeler denetime elverişli şekilde açıklanıp kanıtlanmadığından bu yönden de davanın kabulü ile Sendika Genel Yönetim Kurulunun 26.02.2021 tarihli kararının üçüncü maddesinin iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
6. Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin yoksun kaldığı mali haklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de somutlaştırma yüküne uygun şekilde açık olarak miktarı belirtilerek ve ayrıca harcı yatırılarak talep edilmiş bir alacak kalemi bulunmadığından, bu konuda usulüne uygun şekilde dava açıldığından söz edilemez. Bu itibarla Mahkeme alacak talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
7. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Relevant Law / Article
6356 S. NGO/9
T.R.
SUPREME COURT
9. LEGAL DEPARTMENT
Docket No. 2023/16284
Decision No. 2023/16542
Date: 02.11.2023
IN CASE OF VACANCY OF THE UNION BOARD MEMBERSHIPS, RESERVE MEMBERS WILL BE CALLED.
REGARDING THE BOARD MEMBERSHIP WITH VACANCY TITLES, ELECTION CAN BE MADE AMONG THE BOARD OF DIRECTORS ONLY FOR VACANCY TITLES.