Yargı Kararları

SENDİKAL NEDENLERLE FESİH

SAYILAR

Esas No : 2023/11
Karar No : 2023/1342
Tarihi : 17.07.2023
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/18-21- 6356 S.STK/25
Yargı Yeri: T.C İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : SENDİKAL NEDENLERLE FESİH

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21
6356 S.STK/25

T.C
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
28. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2023/11
Karar No. 2023/1342
Tarihi: 17.07.2023

SENDİKAL NEDENLERLE FESİH

ÖZETİ Davacının davalıya ait işyerinde 19.10.2020 tarihinden itibaren makine operatörü olarak görev yaptığı, 11.02.2022 tarihli bildirimi ile özetle davacının verilen işleri ısrarla yapmadığından bahisle sözleşmenin 4857 sayılı Kanunun 25/II-h hükmüne dayanılarak fesh edildiği anlaşılmakta olup, işverence davacının görevlerini ısrarla ve uyarılara rağmen yapmadığı savunması usulünce kanıtlanamadığı gibi davacı iddiası, iddiayı doğrulayan tanık anlatımları, işverence sunulan belgeler ile Birleşk Metal İş Sendikasının 13.04.2022 tarihli yazı cevabı ile emsal davalarda verilen kararlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Mahkemece yukarıda yazılı gerekçede açıklandığı üzere feshin sendikal nedenle yapıldığı anlaşılmıştır.

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 19.10.2020-11.02.2022 tarihleri arasında kaynak operatörü olarak çalıştığını ve en son net 4.300,00 TL ücret aldığını, iş akdinin davalı işveren tarafından, sendikal nedenlerle feshedildiğini ileri sürerek iş akdinin geçerli neden olmadan feshedildiğinin tespitine, davacının işe iadesine, davacının işe başlatılmaması halinde 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 1 yıllık ücreti tutarında sendikal tazminatın ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle taleplerinin hukuka ve usüle aykırı olduğunu, davacının görevini gereği gibi yapmadığını, işin yapılmasına engel olduğunu, üretimi yavaşlattığını, bu nedenle savunmasının istendiğini ancak savunma vermeden işyerinden ayrıldığını, iş akdinin de bu nedenle feshedildiğini, davalı işyerinde sendikal bir faaliyetin bulunmadığını, davacının bu yönde bir talebini işverene sunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece özetle, “Dava; işe iade, tazminat ile boşta geçen süre ücretinin ödenmesi talebine ilişkindir.
11/02/2022 tarihinde iş akdinin feshedilmesi üzerine, davacının 1 aylık hak düşürücü süre içinde, 25/02/2022 tarihinde yasal süre içinde davacı tarafça arabulucuya başvurulduğu, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 11/03/2022 tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde davanın 22/03/2022 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı davalı yanında 19/10/2020-11/02/2022 tarihleri arasında 1 yıl 3 ay 4 gün çalışmış olup; kıdeminin 6 aydan fazla olduğu, bordrolara göre ücretinin brüt 5.069,19 TL olduğu, işyerinde verilen sosyal yardımlardan faydalandığı anlaşılmıştır.
Davalı işverenler bünyesinde fesih tarihi itibariyle 30'dan fazla işçinin çalıştığı SGK kayıtlarından anlaşılmıştır. Davacının işveren vekili sıfatı bulunmamaktadır.
İşe iade davasında dava şartlarının tam olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, davacının sendikaya üye olduğunu, işyerinde sendikal faaliyetlerde bulunulduğunu, sendikanın yeterli çoğunluğa ulaşmaya çalıştığını, işverenin bunu öğrenmesi üzerine işçiler üzerinde baskı uygulamaya başladığını, daha sonra işçilerin görev yerlerini değiştirmeye karar verdiğini, bu değişiklik kabul edilmeyince, davacı ve diğer çalışanların iş akitlerinin feshedildiğini iddia etmiş; davalı işveren vekili ise, davalı işyerinde sendikal faaliyet bulunmadığını, davacının işi yavaşlattığını ve gerektiği gibi yapmadığını, savunmasının istenmesi üzerine davacının işyerini terk ettiğini savunmuştur.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25'inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
DİSK Birleşik Metal İş Sendikası yazı cevabına göre, sendikanın iş yerinde Mart 2021 ayında örgütlenmeye başladığı, 54 işçinin sendikaya üye olduğu ve hepsinin işten çıkartıldığı, henüz yetki başvurusunda bulunulmadığı, yetki başvurusu için gerekli çoğunluğu sağlamaya çalıştıkları, bu durumun işveren tarafından öğrenilmesi üzerine baskıların arttığı ve işten çıkarmaların yaşandığı, bu nedenle çoğunluğa ulaşılmadığı, toplamda 51 işçinin üyelikten istifa ettiğinin bildirildiği, davacının 09.04.2021 tarihi itibariyle sendikaya üye olduğuna dair üyelik dökümünün gönderildiği anlaşılmıştır.
SGK kayıtlarına göre davalı işyerinde 413 işçinin çalıştığı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41.maddesinin 1.fikrası uyarınca, sendikanın, kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az (Değişik ibare: 6552 – 10.9.2014 /m.20) “yüzde birinin” üyesi bulunması ve toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olacağının düzenlendiği, buna göre davalı işyerinde en az 207 işçinin Sendikası üye olması gerektiği, ancak toplam 54 işçinin sendikaya üye olduğu; sendikaya üye olan işçilerin iş akitlerinin feshedilmemiş olması halinde dahi sendikanın yeterli çoğunluğa ulaşmasının söz konusu olamayacağı, toplamda 9 işçinin iş akitlerinin feshedildiği, sendikaya üye olan diğer 44 işçinin ise kendi isteği ile sendika üyeliklerinden ayrıldığı anlaşılmıştır..
Tüm dosya kapsamına göre; davacının işi yavaşlattığına dair tutulan tutanaktan başka bir delilin bulunmadığı, tüm işçilerin aynı dönemde iş akitlerinin feshedilmesinin ve fesih sebeplerinin farklı olmasının çalışma hayatının olağan akışına uygun olmadığı, Birleşik Metal İş Sendikası yazı cevabına göre, sendikanın iş yerinde Mart 2021 ayında örgütlenmeye başladığı, 54 işçinin sendikaya üye olduğu ve hepsinin işten çıkartıldığı, yetki başvurusu için gerekli çoğunluğu sağlamaya çalıştıkları, bu durumun işveren tarafından öğrenilmesi üzerine baskıların arttığı ve işten çıkarmaların yaşandığı, bu nedenle çoğunluğa ulaşılmadığı, toplamda 51 işçinin üyelikten istifa ettiğinin bildirildiği, davacı tanıklarının beyanlarına göre, davalı işveren tarafından sendikaya üye olan işçilerin çağrıldığının, sendika üyeliğinden istifa etmeleri gerektiğinin, aksi takdirde iş akitlerinin feshedileceğinin söylendiği, buna göre işyerinde Mart 2021 ayında sendikal bir faaliyetin olduğu, davalı işverenin sendikanın örgütlenme faaliyetini takip edip, sendikaya üye olan işçileri vazgeçirmeye çalışarak, sendikalı işçileri işten çıkararak, işyerinde sendikal faaliyetleri önlemeye çalıştığı sonucuna varılmış ve bu kapsamda davacının iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiği kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf Yoluna Başvuran Davalı Vekili Tarafından İleri Sürülen İstinaf Sebepleri :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının sendikaya üyeliğinin işverene bildirilmediğini ayrıca işyerinde çalışan sayısı ile sendikaya üyelikle göz önüne alındığında yeterli çoğunluğun sağlanamadığını bu nedenle sendikal feshin söz konusu olmayacağını, davacının işi gerektiği gibi yapmadığının tespiti üzerine savunmasının istendiğini ancak bundan imtina ettiğini, sözleşmesinin bu nedenle fesh edildiğini, başka bir iş teklifi de yapılmadığını, feshin 4857 sayılı Kanunun 25/II-h hükmü kapsamında olduğunu, davacı tanıklarının fesihle ilgili beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tanıkların davacının sözleşmesinin fesih nedenini bilmediğini, sendikal fesih söz konusu olmayıp sendika yazı cevabının yetersiz olduğunu Mahkemece bu yönde Bakanlıktan araştırma yapılması gerektiğini ileri sürerek ve resen görülecek nedenlerle kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.
TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK KONULARI:
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği ve feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunda toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER :
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.
  Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, işe iade davasının koşullarından sonra teker teker aşağıda irdelenmiştir:
  İşe iade davasının koşulları:
  Taraflar arasındaki iş akdinin belirsiz süreli olduğu, fesih tarihinde aynı işkolunda 30 kişiden fazla işçi çalıştığı, davacının hizmet süresinin 6 ayın üzerinde olduğu, davacının işyerinin bütünü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcısı olmadığı, işçi alma ve çıkartma yetkisi bulunmadığı, davanın yasal süresinde açıldığı tespit edilmiştir.
  Ayrıca feshin usulü yönünden (4857 S.K. m.19/1) yapılan incelemede davalı işverenlikçe fesih bildiriminin yazılı olarak yapıldığı anlaşılmıştır.
  İstinaf yoluna başvuran davalı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi:
  Taraflar arasında iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle fesh edilip edilmediği ve feshin sendikal nedenle yapılıp yapılmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
  Davacının davalıya ait işyerinde 19.10.2020 tarihinden itibaren makine operatörü olarak görev yaptığı, 11.02.2022 tarihli bildirimi ile özetle davacının verilen işleri ısrarla yapmadığından bahisle sözleşmenin 4857 sayılı Kanunun 25/II-h hükmüne dayanılarak fesh edildiği anlaşılmakta olup, işverence davacının görevlerini ısrarla ve uyarılara rağmen yapmadığı savunması usulünce kanıtlanamadığı gibi davacı iddiası, iddiayı doğrulayan tanık anlatımları, işverence sunulan belgeler ile Birleşik Metal İş Sendikasının 13.04.2022 tarihli yazı cevabı ile emsal davalarda verilen kararlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Mahkemece yukarıda yazılı gerekçede açıklandığı üzere feshin sendikal nedenle yapıldığı anlaşılmıştır.
   İlk Derece Mahkemesi’nin kararında Dairemizce re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin bulunmadığı saptanmıştır.
  Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi’nin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1,b-1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar tebliğ ve harç müzekkeresi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, 17/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.