Yargı Kararları

SENDİKAL NEDENLERLE YAPILAN AYRIMCILIK

SAYILAR

Esas No : 2022/1231
Karar No : 2022/1602
Tarihi : 04/07/2022
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/18-21 - 6356 S. STK/25
Yargı Yeri: BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : lSENDİKAL NEDENLERLE YAPILAN AYRIMCILIK lSENDİKAL NEDENLERLE ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARTMA lSENDİKAL TAZMİNAT

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21
6356 S. STK/25

BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/1231
Karar No. 2022/1602
Tarihi: 04/07/2022

lSENDİKAL NEDENLERLE YAPILAN AYRIMCILIK
lSENDİKAL NEDENLERLE ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARTMA
lSENDİKAL TAZMİNAT

ÖZETİ Somut olayda; Bilecik 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesinin 2020/534 esas numaralı dosyasında davacı sendikal ayrımcılığa uğrayarak ücretsiz izne ayrılması nedeniyle tazminata hak kazanmıştır. Davacı İŞKUR denetimi sonrası işyerine uygulanan idari yaptırım sonrasında ücretsiz izne son verilerek tekrar işbaşı yaptığı görülmüştür. İş bu davada ise işyerinde sendikal örgütlenme ve faaliyetin kararlı olarak engellenmesi amacıyla davacının iş akdi feshedilmiş sendikal nedene dayalı işe iade davası açılmıştır. Bilecik 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesinin 2020/534 esas numaralı dava açılmakla olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğu gibi her davanın olayları ve hukuki sebepleri de farklıdır. İlk derece mahkemesi kararında bu yönden de usul ve yasaya aykırılık bulunmamış davalının ilgili istinaflarına itibar edilmemiştir.

Davacı iddiası; Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17/06/2021 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinden 17/07/2018 tarihinden geçersiz feshin yapıldığı 24/05/2021 tarihine kadar bakımcı/oksijen kaynakçısı olarak çalıştığını, gerçekleştirilen feshin sebep bildirilmediği yasaya uygun bir şekilde gerçekleştirilmediği ve savunma alınmadığı için geçersiz olduğunu, feshin yargısal denetimi denetimi açısından haklı fesih nedenlerine dayanıldığı durumlarda bu nedenlerin açık ve kesin olarak bildirilmesinin gerektiğini, olayda fesih yazısında"kişisel yetkinliğiniz ve salahiyetiniz olmaksızın fabrika çalışanlarımıza cinsel güç arttırıcı ilaçlar satma/pazarlama" fesih sebebi olarak gösterildiğini, müvekkilinin nisan 2020 tarihinden ocak 2021 tarihine kadar ücretsiz izne çıkarıldığını, iddianın neye dayanarak, nerede, ne zaman ve kime karşı bu pazarlamayı yaptığının belirtilmediğini, feshin yargısal denetimi için gerekli somut sebep belirtme koşuluna uyulmadığını, işçinin davranışlarından ve verimliliğinden kaynaklanan fesihlerde yasanın savunma alınmasını geçerli feshin koşulları arasında saymasının amacı, işçiye makul bir sürede davranışlarının olası haklı nedenlerini ortaya koyma fırsatı verildiğini, yasa koyucunun bu yolla işçinin savunmasının dikkate alınarak işverenin feshe başvurmasının engellenebilmesi konusunda taraflara olanak yaratıldığını, davalı işverenlik fesih sebebi ile bağlı olduğunu, davacının fesih bildiriminde iş sözleşmesinin 25/II.maddesi uyarınca feshedildiğinin belirtilmesine rağmen işten ayrılış bildirgesinde 26 kodu ile bildirimde bulunulduğunu, anılan kodun disiplin kurulu kararı ile fesih olduğunu, davacının disiplin kuruluna sevk edilmediği gibi iş sözleşmesinin feshine ilişkin bir disiplin kurulu kararının da bulunmadığını, feshin geçersiz ve haksız olduğunu, feshin gerçek nedeninin davacı ve arkadaşlarının sendikal faaliyetlerde bulunması olduğunu, davacının 14/02/2020 tarihinde Petrol-İş Sendikasına üye olduğunu, davalı işverenin sendikalı işçileri toplantı yaptığını ve sendikadan istifa etmelerini yoksa işlerine son verileceği söylenerek işçilerin baskı altına alındığını, işverenin baskıları nedeniyle sendika üyesi 27 işçi sendika üyeliğinden istifa ettiğini, müvekkili ve 9 arkadaşının baskılara rağmen istifa etmediklerini, davacının ve arkadaşlarının ücretsiz izne çıkarıldığını, ücretsiz izne çıkarılmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybının ödenmesi talebiyle Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/531 – 539 Esas sayılı arasında dava açıldığını, müvekkilinin dosyasının 2020/534 Esas numarasına kayıt edildiğini ve derdest olduğunu, davalı şirket yetkilileri hakkında yapılan baskılar nedeniyle Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, Bilecik CBS tarafından 2020/3733 soruşturma numarasına kayıt edildiğini, iş müfettişleri tarafından yapılan inceleme ve tespitler nedeniyle ücretsiz izne çıkarılan sendika üyelerinin işe geri çağrıldığını, işe başladıktan sonra davacı ve arkadaşları hakkında tutanaklar tutulduğunu ve sendikal feshi perdelemek için yazılı şekilde iş sözleşmesinin feshedildiğini, somut olayın HGK ve Yargıtay kararlarında belirtilen biçimde ve benzer kronolojik sıra ile gerçekleştiğini, davacının işini her zaman eksiksiz yapan bir çalışan olduğunu, sendikal çalışmaları ile işini birbirinden ayırmadığını, mesai saatlerine odaklandığını, davacının ve diğer işçilerin iş sözleşmelerini özellikle iş yasasının 25/II md. Dayalı olarak kıdem ve ihbar tazminatları ödenmeksizin sona erdiğini, sendikalaşmanın Anayasal bir hak olduğunu, Anayasa da güvence altına alınan sendika hakkının kullanımını engellemek amacıyla hareket ederek müvekkilinin iş sözleşmesini fesih eden davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmesinin uzlaşmazlık ile sonuçlandığını, feshin geçersizliğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından gerçekleştirilen 24/05/2021tarihli iş sözleşmesi feshinin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesini, çalıştırılmayan süreye ilişkin olarak dört aya kadar çalıştırılmayan süre ücretinin sosyal hakları ile birlikte ödenmesine, feshin gerçek nedeni sendikal faaliyet olduğundan 6356 sayılı yasanın 25.maddesine göre işçinin başvurusu işverenin işe başlatması veya başlatmaması koşuluna bağlı olmaksızın işe iade tazminatının 1 yıllık ücretten az olamayan şekilde belirlenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunması; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iş akdinin sendikal faaliyet ve tutanaklar nedeniyle değil işyerinde diğer işçilere cinsel gücü artırıcı ilaçlar satması nedeniyle feshedildiğini, işverenin işyerinde yasaya aykırı olarak cinsel gücü arttırdığı iddia edilen bir takım ilaçların satıldığı duyumunu aldığını ve araştırma yaptığında ilacı satan kişinin davacı olduğunun tespit edildiğini, beyanına fabrika işçisi Serkan YILDIZ 21.05.2021 tarihli dilekçesiyle 'tam zamanını hatırlamamakla beraber fabrikanın soyunma odasında konuşulan muhabbetlere kulak misafiri oldum Burak Yalçın'ın fabrika içerisinde cinsel gücü artırıcı ilaçlar sattığını öğrendim. Aynı gün Burak Yalçın'ın yanına giderek o haplardan ben de istedim tanesi 20 TL olduğunu söyledi parasını verip ilacı aldım şeffaf bir poşet içerisinde verdi. İlacın şekli yarısı beyaz yarısı mavimsi bir haptı. Bu hapları fabrikada bir çok kişiye sattığını ve bu işten güzel para kazandığını söyledi' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu nedenle 22/05/2021 tarihinde davacıdan savunmasının istenildiğini, Hepşen Kimya DisiplinKurulu Yönetmeliği uyarınca Disiplin Kurulu toplanmış, iddiaları ve davacının savunmasını incelemiştir. Disiplin Kurulu 24.05.2021 tarih ve 2021/05-01 sayılı kararı ile '… Kurulumuza intikal ettirilmiş olan belge, tutanak, şahit ifadeleri göz önüne alınarak Burak YALÇIN isimli işçinin fabrika içi davranış,tavır ve yaklaşımlarından bu suçu işlemiş olduğu ve iş yeri çalışanların sağlıklarını tehlikeye attığı görüş ve kanaatine varılmıştır.' şeklinde karar alındığını ve 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-ı fıkrası ve Hepşen Kimya Disiplin Yönetmeliğinin ekinde yer alan Disiplin Cezaları Çizelgesinin 50. Maddesine istinaden davacı işçinin iş akdinin feshedilmesine oybirliği ile karar verildiğini, kararının davacıya tebliğ edildiğini, davacının işakdinin haklı sebeplerle feshedildiğini, davacının Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/534 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu olayın dava konusu olmadığını, haksız ve hukuksuz açılan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; "Davanın kabulüne, 1- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı HEPŞEN KİMYA SAN. TİC. AŞ deki İŞİNE İADESİNE, 2-Davacının başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın ödenmesi gereken tazminatın davalı şirketten alınmak üzere sendikal fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 1 yıllık net ücreti tutarı olan 54.222,50 TL olarak TESPİTİNE, 3-Davacının işe iadesi için işverene yasal süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar boşta geçen süre ücretinin (Net 15.295,73 TL) ve diğer haklarının davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi gerektiğinin TESPİTİNE, 4-Davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna," şeklinde karar verilmiştir.
Davalı istinaf sebepleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iş akdinin işyerinde cinsel güç arttırıcı hap sattığından dolayı 4857 sayılı İK'nın 25/II-ı fıkrası ve Hepşen Kimya Disiplin Yönetmeliğinin ekinde yer alan disiplin cezaları çizelgesinin 50. maddesine istinaden feshedilmesine karar verildiğini, davacının iş akdinin feshinin usulüne uygun ve haklı nedenle yapıldığını, davacı lehine Bilecik 1. ASLHM'nin 2020/534 esas sayılı istinaf incelemesinde bulunan dosyası ile pandemi döneminde işverence ücretsiz izne çıkarıldığından bahisle açmış olduğu davada bir kez sendikal tazminata hükmedildiğini, bu dava ile hükmedilen sendikal tazminatın aynı çalışma döneminde hak kazandığı ikinci sendikal tazminat olup bu nedenle bile hükmün bozulması gerektiğini, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshettiği iddiası ile açılan davada feshin işverenin ileri sürdüğü dene dayanmadığı iddia eden işçinin feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlü olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı davalıya ait işyerinde 17/07/2018-24/05/2021 tarihleri arasında bakımcı/oksijen kaynakçısı olarak çalışırken iş akdinin davalı tarafından 24/05/2021 günlü fesih bildirimine göre davacının iş akdinin yetkinliği olmamasına rağmen işyerinde cinsel güç artırıcı ilaçlar pazarlama / satmanedeniyle4857 SK.nun 25/II maddesine göre feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini iddiasında bulunmuşaçılan işe iade davasında mahkemecefeshin sendikal nedenle yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği kararın davalı tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Bu kapsamda, işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
İşverenin, dayandığı fesih sebebinin geçerli (veya haklı) olduğunu uygun delillerle inandırıcı bir biçimde ortaya koyması, kanıt yükünü yerine getirmiş sayılması bakımından yeterlidir. Ancak bu durum, uyuşmazlığın çözümlenmesine yetmemektedir. Çünkü yasa koyucu işçiye başka bir olanak daha sunmuştur. Eğer işçi, feshin, işverenin dayandığı ve uygun kanıtlarla inandırıcı bir biçimde ortaya koyduğu sebebe değil, başka bir sebebe dayandığını iddia ederse, bu başka sebebi kendisi kanıtlamakla yükümlüdür. İşçinin işverenin savunmasında belirttiği neden dışında, iş sözleşmesinin örneğin sendikal nedenle, eşitlik ilkesine aykırı olarak, keza keyfi olarak feshedildiğini iddia ettiğinde, işçi bu iddiasını kanıtlamak zorundadır.
Davacı iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini beyan etmiştir.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25'inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25'inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18, 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez. Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.2009 tarih, 2009/9-372 Esas, 2009/416 Karar sayılı kararına göre, "Maddî bir olay niteliği taşımayan niyetin ve saikin, sendikal nedenlerden kaynaklandığını ispat güçlüğü ortadadır. İşverenin dış dünyaya yansıttığı görünüşteki iradesi (geçerli veya haklı nedene dayanarak yaptığı fesih işlemi) ile gerçek iradesi arasındaki perdeyi kaldırmanın ve gerçek iradesine (saikine) ulaşarak buna hukukî sonuçlar bağlamanın tek yolu fiilî karinelerdir. Sendikal nedenle fesih karinesi; işçi ve işveren tarafın işverenin görünüşteki fesih iradesinin arkasına geçerek, gerçek fesih iradesi ve amacını sorgulayacak nitelikte açık ve kesin olan, iş ilişkisinin devamı sürecinde kronolojik olarak gerçekleşen olaylardan hareketle işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyetinin işvereni fesih işlemine yönelttiği şeklinde hâkimin çıkardığı sonuçlardır. Sendikal nedenle fesih karinesi, İş Hukukuna özgü bir fiilî karine olup işçi ve işveren tarafının iddialarının doğruluğu hakkında hâkimin kanaat oluşturmasına yarayan, çalışma yaşamı, sendikal yaşam, toplu görüşmeler, iş ilişkileri ve iş yargısı tecrübelerine dayanan değer yargılarıdır. Bu sonuçlar ve değer yargıları, feshin sendika üyeliği veya sendikal faaliyet nedeniyle yapıldığı iddiasını artırıyorsa, sendikal nedenle fesih karinesinin varlığı kabul edilmeli, işverenin feshin başka bir nedene dayandığını ispatlayamaması hâlinde, uyuşmazlık işçi lehine çözülmelidir."
Somut olayda;                Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Esas No: 2020/534, Karar No: 2021/514 ilamı ile dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 14/02/2020 tarihinde sendika üyesi olduğu, Petrol-İş Sendikası’nın 20.02.2020 tarihinde işyerinde çalışan 77 işçinin 41’inin sendikaya üye olduğu gerekçesi ile yetki tespiti başvurusunda bulunduğu, buna karşı İstanbul 23. İş Mahkemesi’nin 2020/180 esas sayılı dosyası ile yetki tespitine itiraz davası açıldığı ve davacının reddine karar verildiği, bu süre zarfında davacının da içinde olduğu bazı işçilerin ücretsiz izne çıkarıldığı, işçilerin şikayeti üzerine İŞKUR tarafından işyerinde sendikal ayrımcılık yapıldığı ve sendikadan işçilerin istifaya zorlandığının tespit edildiği, davacının da içinde olduğu 9 işçinin sendikal nedenlerle ücretsiz izne ayrıldığının tespit edildiği, 24/02/2020 tarihi itibari ile yeterli çoğunluğun sağlanmasına rağmen 19/11/2020 tarihinde 12 üyelerinin kaldığının anlaşıldığı,21/01/2021 tarihli Aile, Çalışma, Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın raporunda yapılan detaylı inceleme sonucu sendikadan istifa etmeleri için işçilere baskı yapıldığının, bunun sonucunda bazı işçilerin sendikadan istifa ettiğinin, üyelikten ayrılmayan işçilerin ise ücretsiz izne çıkarılmaları ile ayrımcılık yapıldığının tespit edildiği, bu tespitler ve tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere davacının iş akdinin sendikal nedenlerle fesih edildiğinin sabit olduğu, her ne kadar davalı haklı fesih yapıldığını iddia etmiş ise de; savunmaların ispat edilemediği, dinlenen tanık beyanları ile ilaç aldığını iddia eden tanığın, davacının da içinde olduğu işçilerin şikayeti üzerine, sendikal hakların engellenmesi soruşturmasında sanık olarak yer aldığı, bu şekilde tarafsız olmadığının görüldüğü ve işveren yada yetkilisi gibi davrandığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince bu tanık beyanları ile yapılan feshi haklı görmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamış davalının bu yönde istinaflarına itibar edilmemiştir.
-Davalı feshin en azından haklı kabul edilmez ise bile geçerli olduğunu iddia etmiştir.
Davalı tarafça düzenlenen 27/10/2020 tarihli yazılı fesih bildirimi, davacının düşük performansı nedeniyle iş akdinin 4857 sayılı İş Kanununun 18. Maddesi gereğince geçerli nedenle feshedildiği şeklindedir. İşten ayrılış bildirgesinde; davacının işten çıkış nedeni kuruma kod 4 (İşveren tarafından haklı neden bildirilmeksizin fesih) olarak bildirilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununa 7244 sayılı Kanun ile eklenen ve yürürlüğe girdiği 17.04.2020 tarihinden itibaren 3 ay süreli fesih yasağı getiren geçici 10. Madde; "Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işveren tarafından feshedilemez." şeklindedir.
Aynı yasal düzenlemede bu madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verileceğini açıkça yaptırıma bağlanmıştır, (üçüncü fıkrada) 10. maddenin dördüncü fıkrası ile Cumhurbaşkanının birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30.06.2021 tarihine kadar uzatmaya yetkili olduğu düzenlenmiş olup, Cumhurbaşkanının kararı ile fesih yasakları 30.06.2021 tarihine kadar uzatılmıştır.
7244 sayılı Kanun'un 9. Maddesi ile 4857 sayılı yasaya eklenen Geçici 10. Madde uyarınca fesih yasağı sürecinde geçerli nedenle iş akdi zaten feshedilemeyecektir. Davacının iş akdinin feshi 24/05/2021 tarihinde olduğu gözetildiğinde yasal olarak feshin geçerli olduğunun tartışılması dahi mümkün değildir. İspatlanan sendikal fesih olgusu karşısında bu yöndeki istinafa itibar edilmemiştir.
-Davalı, Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/534 esas numaralı dosyasında sendikal fesih tazminatı aldığını artık burada alamayacağını iddia etmiştir.
Somut olayda; Bilecik 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesinin 2020/534 esas numaralı dosyasında davacı sendikal ayrımcılığa uğrayarak ücretsiz izne ayrılması nedeniyle tazminata hak kazanmıştır. Davacı İŞKUR denetimi sonrası işyerine uygulanan idari yaptırım sonrasında ücretsiz izne son verilerek tekrar işbaşı yaptığı görülmüştür. İş bu davada ise işyerinde sendikal örgütlenme ve faaliyetin kararlı olarak engellenmesi amacıyla davacının iş akdi feshedilmiş sendikal nedene dayalı işe iade davası açılmıştır. Bilecik 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesinin 2020/534 esas numaralı dava açılmakla olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğu gibi her davanın olayları ve hukuki sebepleri de farklıdır. İlk derece mahkemesi kararında bu yönden de usul ve yasaya aykırılık bulunmamış davalının ilgili istinaflarına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf nedeniyle alınması gereken 80,70 TL maktu harç peşin alığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4- Harç tahsil ve kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 7036 sayılı Kanunu’nun 8/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, OY BİRLİĞİ ile karar verildi.04/07/2022