İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21, 25
6356 S. STK/25
T.C
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
32. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2020/1018
Karar No. 2022/1251
Tarihi: 05/10/2022
lSENDİKAL TAZMİNAT
ÖZETİ Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları, tanık beyanları, hükme esas alınan bilirkişi raporu, ileri sürülen istinaf nedenleri ve tüm dosya kapsamına göre; İDM ce tarafların göstermiş oldukları delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, re'sen yapılması gereken araştırmaların yapıldığı, bilirkişi raporunun denetime açık olduğu, İDM karar gerekçesinde tarafların iddia ve savunması ile delillerin tartışıldığı, somut olayda davalı işverenin geçerli nedenle feshi ispatlayamadığı gibi davacının sendikal nedenle fesih iddiasının dosya kapsamı ile ispatlandığı sonucuna varılmıştır. Davalı vekili, ses kaydı delilinin hukuka aykırı delil olduğunu, karara gerekçe yapılamayacağını ileri sürmekte ise de kararın sadece bu delile dayandığının söylenemeyeceği, dosyada mevcut tüm delillerin tartışılıp değerlendirildiği, itirazın yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
İSTANBUL 17. İŞ MAHKEMESİ'nin 10/12/2019 Tarih,2017/1262 Esas,2019/1078 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edildiği anlaşılmakla, dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilidava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul’da bulunan işyerini Gebze bölgesine taşımaya karar verdiğini, bu nedenle Gebze işyerinde çalıştırılmak ve yetiştirilmek üzere yeni elemanlar almaya başladığını, davacı işçinin de bu amaçla işe alındığını ve davalı işyerinde çalışmaya başladığını, davalı işyerinin Gebze'ye taşınacağını öğrenen Türk Metal Sendikasının bu işyerinde örgütlenebilmek için Gebze bölgesinden işe alınan ve işyerine gidip gelen davacı işçi ve bazı arkadaşlarıyla diyalog kurduğunu, örgütlenme çalışmaları başlattığını, bu çalışmalar sonucunda 50 civarında işçinin Türk Metal Sendikası'na üye olduğunu, davalı şirketin bu çalışmaları öğrendiğini ve Türk Metal Sendikasına üye olan işçilere işten atma tehditlerinde bulunmaya, onları personel servisine çağırarak nasihat adı altında baskı uygulamaya, sendikadan istifa etmeleri için çeşitli vaatlerde bulunmaya başladığını, bazı üyelerin bu baskılara ve vaatlere dayanamayarak sendikadan istifa etmeye başladığını, bu aşamada 25 kadar üyenin istifa ettiğini ve çalışmaya devam ettiğini, bazılarının da işverenin vaatleri arasında yer alan alt işverenlik aldığını ve sendika ile ilişiğini kestiğini, davacı işçi ve bazı arkadaşlarının ise hem bu işe öncülük etmeleri hem de örgütlenmeye inandıkları için sendikadan istifa etmediklerini ve davalı işveren tarafından iş sözleşmelerinin herhangi bir sebep bildirilmeden 01.11.2017 tarihinde feshedildiğini, davalı işveren tarafından yapılan fesih işleminin gerçek iradeleri yansıtmadığını, davacı işçinin işyerinde Türk Metal Sendikasını örgütleyebileceğinden korkan işveren ve yetkililerinin davacı işçiyi işyerinden uzaklaştırma çabasından başka bir şey olmadığını, ancak davacı işçinin iş güvencesi için gerekli olan 6 aylık süreyi doldurmadığından bu kapsamda olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL sendikal tazminatın faiziyle birlikte davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin işletmesel karar sonucu fabrika ve tüm eklentilerini yeni adrese taşıması nedeniyle işletmenin yeniden yapılandırıldığını, dava dilekçesinin tamamıyla matbu olduğunu, davalı şirket tarafından baskı yapılan, üye olduğu sendikadan istifaya zorlanan çalışan bulunmadığını, davalı işverenin taşınmadan dolayı çalışmaya devam edecek personel sayısına, departmanların ihtiyacı ve personelin verimliliğine göre sayılar netleştikçe toplu fesih yaptığını, iş sözleşmesi sona erdirilen çok sayıdaki personelin hangilerinin sendikalı olduğuna ya da olmadığına dikkat etmesinin, zaten sendikalı olanların bilgisine sahip olmadığından hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan toplu fesih işleminin taşınma süreci nedeniyle olduğunu, taşınma sürecinde 01.09.2017-31.12.2017 tarihleri arasında yüzden fazla çalışanın sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini ve özlük haklarının ödendiğini, davacının haksız kazanç elde etme amacında olduğunu, davalı şirketin görev yeri değişikliğini kabul ederek yeni adresinde istihdam edeceği personel sayısını belirlemesiyle birlikte makul ve hakkaniyete uygun bir süre içinde ihtiyaç kalmaması ve verimlilik sebepleriyle davacı işçiye ihbar tazminatını da ödeyerek hak ve alacaklarını gözeterek iş sözleşmesine son verdiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
"Davacının davalı şirkete ait işyerinde 13.09.2017 – 01.11.2017 tarihleri arasında çalıştığı, toplam hizmet süresinin1 ay, 19 gün, fesih tarihindeki aylık ücretinin brüt ücretinin ise2.700.00 TL olduğu anlaşılmıştır.
İş sözleşmelerinin haklı nedenle feshedildiğini ispat külfeti işverende, sendikal nedenle feshedildiğini ispat külfeti ise işçidedir. 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25. Maddesinde belirtildiği üzere; işçilerin işe alınmaları, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz. İşveren bir sendikaya üye olan işçilerle, sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. İşçiler sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz. İşverenin hizmet akdinin feshi dışında yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı hareket etmesi halinde, işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.
Bir iş sözleşmesinin sendikal sebeple feshedilmesi için, işçilerin sendika toplantılarına katılması, sendikanın seçim ve oylamalarına katılması, sendika yetkilileriyle görüşmesi veya sendikal faaliyet çerçevesinde eylemlere katılması, özetle sendikal faaliyet içerisinde bulunması zorunlu değildir. Yalnızca sendikaya üye olmak veya üyelik başvurusunda bulunmak dahi, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedilebilmesi için yeteriidir. Ancak feshin sendikal nedene dayandığını ispat külfeti altında olan işçi de. ispat aracı olarak yalnızca sendika üyeliğini veya üyelik başvurusunu kullanamaz. İş sözleşmesinin sendikal sebeple sona erdirildiğinin tespiti için, işçinin üye olduğu sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisi için gerekli olan sayısal çoğunluğa erişip erişmediğinin veya erişme imkânı olup olmadığının, o sendikaya üye olan işçi sayısının bir önemi bulunmamaktadır. İşçinin, feshin sendikal sebeple yapıldığını ispat edebilmesi, işverenin fesih işlemini sendikal sebebe dayandırdığını, bu konudaki gerçek amacını ortaya çıkarması ile mümkün olacaktır.
Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarında, iş sözleşmesinin sendikal sebeple feshedildiğinden bahsedebilmek için, o iş yerinde kaç işçinin çalıştığının, hangi tarihlerde sendikaya üye olduklarının, sendika üyeliğinden istifa eden işçilerin olup olmadığının, işyerinden çıkarılan işçilerin sayısı ve çıkarıldıkları tarihler, iş sözleşmesi feshedilen işçilerin kaçının sendikalı olduğu, aynı dönemde yeni işçi alınıp alınmadığı, alınmışsa hangi iş için alındıkları ve işyerinde çalışan sendika üyesi işçi olup olmadığının araştırılması gerekir.
Davacının 13.09.2017 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığı, davalı şirketteki sendikal hareketin Eylül ve Ekim ayında yoğunlaştığı, davacı işçinin 18.09.2017 tarihinde Türk Metal Sendikasına üye olduğu, söz konusu süreçte 51 kişinin üye yapıldığı, davalı işveren tarafından işten çıkarılan üye sayısının 7 olduğu, sendika üyeliğinden istifa eden işçi sayısının 25 olduğu, sendika sürecinde istifa etmesine rağmen davalı şirkette çalışmaya devam eden işçi sayısının 15 olduğu, istifa edip tekrar üye olan işçi sayısının 2 olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dinlenen tanıklardan; davacı tanığı S. G., beyanında;''Davalı şirketin 2017 yılı sonlarında Hadımköy/İstanbul adresinden Gebze/Dilovası adresine taşındığını, bu taşınmadan birkaç ay önce işe girdiğini ancak birkaç ay Hadımköy’de çalıştığını, ardından Dilovasf nda çalıştıktan sonra işten ayrıldığım, işe başladığında davacı işçinin çalışmakta olduğunu, taşınmadan önce işten çıkarıldığını, davacı işçinin sendikal faaliyetlerde bulunduğunu, Türk Metal Sendikası'mn davalı şirkette yetki alması için çalışmalar yaptığını, davacı işçi gibi başka çalışanların da sendikal faaliyetlerde bulunduğunu, diğer çalışanları üye yapmak amacıyla girişimleri olduğunu, sendikal faaliyetlere öncülük eden davacı işçi, Engin Yılmaz. Murat ve Ünal isimli kişilerin olduğunu, kendisinin de zaman zaman yardımcı olduğunu, sendikal faaliyetler nedeniyle davalı şirket yetkilileri tarafından çalışanlara baskı uygulandığını, örneğin çalışanların e-devlet şifrelerinin istendiğini, şifre verenlerin de olduğunu vermeyenlerin de olduğunu, çeşitli bahanelerle bazı işçileri işten çıkardıklarını, baskılar nedeniyle sendikadan istifa eden çalışanların da olduğunu, sendikadan istifa edenlerin çalışmaya devam ettiğini, yetki talebi için yeterli üye sağlandığını ancak davalı şirketin sendika aleyhine yaptığı baskılar nedeniyle istifalar ve işten çıkarmalar olunca yetki talebinde bulunulamadığını, baskılar nedeniyle işi bırakan sendika üyesi işçilerin de olduğunu, davalı şirketin çıkarttığın işçilerin de olduğunu, hatırladığı kadarıyla 15-20 kişi civarında sendika üyesinin sendikadan istifa ettiğini, davacı işçinin çalışma saatleri içerisinde sendikal faaliyetler yürütemediğini, bu çalışmaları molalarda ya da mesai saatleri dışında yaptığını ''beyan etmiştir.
Davalı tanığı olarak dinlenen S.B. beyanında; '' taşınmadan ötürü fazla işçi alımı ve çıkarımı yaptıklarını, bu nedenle kendilerinden adli sicil kayıtlarını kendi bilgisayarlarından çıkarıp vermelerini istediklerini, kendilerinden e-devlet şifrelerini istemediklerini, kendilerinin giriş yaptıklarını ve güvenli çıkış yaptıklarını, belgeleri de teslim ettiklerini '' beyan etmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, celp ve tetkik edilen kayıt ve belgelere, dinlenen tanık anlatımlarına göre; Dosyaya sunulan 1 adet CD içeriğinin 27.11.2017 tarihinde gerçekleşen 10.06 saniyelik bir görüşmeye ilişkin olduğu, davalı şirkette çalıştığı anlaşılan Sevda isimli kişi ile davalı şirkette çalışan bir erkek şahıs arasındaki görüşmede erkek şahıstan işyerindeki bilgisayara kendisinin önünde e-devlet şifresini girmesi konusunda ısrarcı olunduğu, görüşmedeki kişinin istenen adli sicil kaydı ise savcılıktan aslını getirebileceğini beyan ettiği, Sevda isimli kişinin ise e-devlet şifresi ile 3 ayda bir bilgileri güncelleneceğini tekrar ettiği, kendisinin önünde sisteme girmeyerek güvensizlik yarattığı, erkek şahsın Türk Metal Sendikasına üye olduğunu açıkça belirttiği, bunun üzerine kadının ısrarcı olmaktan vazgeçtiği, davalı şirketin adli sicil kaydı talebi için işçilerin e-devlet şifresi ile işyeri bilgisayarından giriş yapmasını istemelerinin ve 3 ayda bir güncelleme yapmaya çalışmasının amacının anlaşılamadığı, davalı şirkette sendikal hareketlilik, Eylül-Ekim 2017 döneminde gerçekleşen üyelikler, istifa eden 25 kişinden 15 kişinin çalışmaya devam etmesi, davacı işçinin üyelik tarihi, olayların kronolojik gelişimi, CD içeriğindeki görüşme, tanık anlatımı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde feshin sendikal nedene dayandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle, davanın kabulüne, 26.156,08 TL' lik sendikal tazminatın 1000 TL' sine dava tarihinden (27/12/2017)bakiyesine talep arttırım tarihinden (02/10/2019) itibaren yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU/SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna yasal süresi içerisinde davacı vekili başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
-Davacının iş akdinin geçerli sebeple, ihbar tazminatı ödenerek feshedildiğini, davacının sendikal fesih iddiasını ispatlayamadığını, taşınma süreci içerisinde, fazlaca işçi alımı yapıldığından ve taşınma dolayısıyla yeni fabrikada yeni çalışanlarla belli bir çalışma düzeni ve üretim verimi oluşturmak ve davacıya ihtiyaç kalmaması sebebiyle iş akdinin feshedildiğini, fesih nedeninin tanık beyanı ve fesih bildirimi ile doğrulandığını, S. G. isimli tanık, İnsan Kaynakları sorumlusunun yanına ses kayıt cihazı açıp girip dava öncesinde delil üretme gayesi içerisinde hareket ettiğinden beyanlarına itibar edilemeyeceğini, şirket nezdinde 2012- 2014 yıllarından bu yana sendikanın kıdemli üyesi olup çalışan personel bulunduğunu, şirketin sendikal faaliyeti engellemek isteseydi ilk önce kıdemli sendika üyelerinin iş akitlerini feshedeceğini, mahkemenin davayı işe iade davası gibi değerlendirdiğini, şirket aleyhine sendikal fesih sebebiyle toplam 4 dava ikame edildiğini, her 4 personelin feshinin ayrı ayrı gerekçelere dayandığını, Türk Metal Sendikasından her dosyaya aynı matbu cevaplar verilip tüm sendika üyeleri için örgütlenme faaliyetlerinde öncü olarak lanse edildiklerini, şirketin sendika faaliyetlerinden haberi dahi bulunmadığını, sendika tarafından yetki talebinde bulunulmadığını, işveren tarafından işe alımlarda ve iş sürecinde çalışanların üyeliklerinin sorgulanmadığını, sendika tarafından davacının üyeliğinin işverene bildirilmediğini, emsal kararlarda " üyeliğin işverene bildirilip bildirilmediğinin araştırılmadan" sonuca gidilmesinin hatalı görüldüğünü,davacının tanık olarak gösterdiği ve sendika üyesi olarak şirket nezdinde çalışmaya devam eden Y. Ö' in yeminli ifade ile işverenin sendikal faaliyetlere yönelik baskıcı bir tutumunun olmadığını, sendika aleyhine söylemde bulunmadığını ifade ettiğini, davacının kötüniyetli olarak ve tazminat alma amacıyla bu davayı ikame ettiğini ileri sürmüş, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle HMK’ nun 355. maddesi uyarınca taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme sonucunda,
Dava sendikal tazminat talebine ilişkindir.
Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları,tanık beyanları, hükme esas alınan bilirkişi raporu, ileri sürülen istinaf nedenleri ve tüm dosya kapsamına göre; İDM ce tarafların göstermiş oldukları delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, re'sen yapılması gereken araştırmaların yapıldığı, bilirkişi raporunun denetime açık olduğu, İDM karar gerekçesinde tarafların iddia ve savunması ile delillerin tartışıldığı, somut olayda davalı işverenin geçerli nedenle feshi ispatlayamadığı gibi davacının sendikal nedenle fesih iddiasının dosya kapsamı ile ispatlandığı sonucuna varılmıştır. Davalı vekili, ses kaydı delilinin hukuka aykırı delil olduğunu, karara gerekçe yapılamayacağını ileri sürmekte ise de kararın sadece bu delile dayandığının söylenemeyeceği, dosyada mevcut tüm delillerin tartışılıp değerlendirildiği, itirazın yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Aynı nedenle aynı tarihlerde açılan davalarda verilen emsal İstanbul BAM kararları da bu yöndedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf BAŞVURUSUNUN, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.786,72 TL karar ve ilam harcından, davalı tarafından yatırılan 447,40 TL'nin mahsubu ile bakiye, 1.339,32 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılamasına ilişkin davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılamasına ilişkin davacı gider avansından harcaması yapılan 16,50 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma yapılmadığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nın İkinci Kısmının İkinci Bölümünün 17. bendi uyarınca taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK'nın 359. maddesinin 3.fıkrası gereği kararın tebliği ile 302.maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. maddesi yollamasıyla HMK 362 maddesi uyarınca, miktar itibarıyla kesin olmak üzere05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.