SENDİKANIN ALT İŞVERENDEN OLAN AİDAT ALACAĞINDAN ASIL İŞVERENİN SORUMLU OLMAYACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2017/35980
Karar No : 2017/14699
Tarihi : 19.06.2017
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. TSK. /18
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • SENDİKANIN ALT İŞVERENDEN OLAN AİDAT ALACAĞINDAN ASIL İŞVERENİN SORUMLU OLMAYACAĞI • ASIL İŞVERENİN İŞÇİ ALACAKLARINDAN MÜTESELSİLEN SORUMLU OLDUĞU SENDİKA AİDAT ALACAĞININ BU KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLEMEYECEĞİ

Tam Metin

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2017/35980
2017/14699
19.06.2017
İlgili Kanun / Madde

6356 S. TSK. /18

 

   

  • SENDİKANIN ALT İŞVERENDEN OLAN AİDAT ALACAĞINDAN ASIL İŞVERENİN SORUMLU OLMAYACAĞI
  • ASIL İŞVERENİN İŞÇİ ALACAKLARINDAN MÜTESELSİLEN SORUMLU OLDUĞU SENDİKA AİDAT ALACAĞININ BU KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLEMEYECEĞİ
  ÖZETİ   asıl işveren sadece alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak ve alt işverenlik ilişkisi süresince İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesi ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. Aidat borcu ise işçiler ile sendika arasındaki ilişkiden kaynaklanan ve sendika üyesi olan ya da dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçilerin sendikaya ödemek zorunda oldukları bir bedeldir. Aidat borcu bakımından işverenin sorumluluğu sadece aidatı işçilerin ücretlerinden keserek bunun sendikaya ödenmesinden ibarettir. Bu sorumluluk ise toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işverene yani alt işverene aittir. Asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin işçilerine karşı kanun gereği bir sorumluluk olup, aidat borcu bakımından asıl işverenin sorumluluğundan söz edilemez.
Bu itibarla, asıl işveren konumunda olan davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir

               

 
     
             

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı … Bakanlığına bağlı … … Devlet Hastanesi işyerinde ihale ile hastane hizmetlerini alan davalı şirketler adına Yüksek Hakem Kurulu'nun 13.12.2011 tarih ve 2011/149 esas, 2011/157 karar sayılı kararı ile 15.07.2011 tarihinden geçerli 2 yıl süreli toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığını, toplu iş sözleşmesinin 12. maddesinde üyelik aidatlarının ne zaman ve ne şekilde gönderileceğinin düzenlendiğini, davalıların mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve toplu iş sözleşmesi düzenlemeleri gereğince aidat kesme ve bunu davacı sendikaya gönderme yükümlüğünü yerine getirmediklerini ileri sürerek 15.07.2011 ilâ dava tarihi arasındaki dönem yönünden hesaplanacak sendika üyelik aidatı alacağının, her bir aya ait ödemenin yapılması gereken bir sonraki ayın 30. gününden itibaren bankalarca işletme kredilerine uygulanacak en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalılar cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı … vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 18. maddesi ile mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik aidatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
6356 sayılı Kanun'un 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.” Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de “Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
Mülga 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Bu açıklamalar ve kanuni düzenlemeler ışığında, temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Sendika üyelik aidatı alacaklarından davalı idarenin sorumlu olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren- alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” denilmektedir.
Görüldüğü üzere, asıl işveren sadece alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak ve alt işverenlik ilişkisi süresince İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesi ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. Aidat borcu ise işçiler ile sendika arasındaki ilişkiden kaynaklanan ve sendika üyesi olan ya da dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçilerin sendikaya ödemek zorunda oldukları bir bedeldir. Aidat borcu bakımından işverenin sorumluluğu sadece aidatı işçilerin ücretlerinden keserek bunun sendikaya ödenmesinden ibarettir. Bu sorumluluk ise toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işverene yani alt işverene aittir. Asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin işçilerine karşı kanun gereği bir sorumluluk olup, aidat borcu bakımından asıl işverenin sorumluluğundan söz edilemez.
Bu itibarla, asıl işveren konumunda olan davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.