İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/8
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2008/33883
Karar No. 2009/1887
Tarihi: 10.02.2009
l SİGORTASIZ ÇALIŞILAN DÖNEMİN İŞÇİLİK ALACAKLARININ DA İSTENİLEBİLECEĞİ
l İŞ SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARININ GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI
ÖZETİ: Öncelikle belirtmek gerekir ki, kesin süreye rağmen hizmet tespiti davası açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi yerinde değildir, işçinin işçilik alacaklarını talep ettiği bu davada sigortasız olarak çalıştığı dönemlerin belirlenerek işçilik alacaklarının buna göre hesaplanmasını talep hakkı bulunmaktadır.
Dosya içeriğine özellikle işyerinde çalışmış olan davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının işverence verilen işleri yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Yine davalı tanıkları, davacının işyeri girişinde müşterileri karşılayıp uğurladığını, kendisine ait araçla müşterileri bazen evlerine bıraktığını beyan etmiş olmakla taraflar arasında iş ilişkisinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır, işçinin iş görme edimini yerine getirdiği, işverene bağımlı olarak çalıştığı dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davacının, işyeri müşterilerini evlerine getirip götürme işini kendisine ait araçla yapmış olması durumunda dahi, bu eylemi işverene bağımlı şekilde yerine getirdiği, ücretinin üçüncü şahıs konumundaki müşteriler tarafından ödenmesinin iş ilişkisinin geçerliliğini etkilemeyeceği dikkate alındığında mahkemece verilen red kararının hatalı olduğu sonucuna varılmalıdır.
DAVA: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten soma dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalıya ait işyerinde iş sözleşmesiyle çalıştığım ve haksız olarak sözleşmesinin sona erdirildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısın işçilik alacakları için bu davayı açmıştır. Davalı ise arada iş ilişkisinin olmadığını, davacının işyeri önünde kendisine ait araçla beklediğini ve bazı işyeri müşterileri evlerine götürdüğünü, bu kişilerden ücretini aldığını savunmuştur.
Mahkemece davacı tarafa hizmet tespiti davası açmak için kesin süre verilmiş, davacı taraf süresi içinde hizmet tespiti davası açmamıştır. Mahkemece davacının iş sözleşmesiyle çalıştığının kanıtlanamadığından da söz edilerek kesin süreye rağmen hizmet tespiti davası açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü süresi içinde davacı temyiz etmiştir.
Davalıya ait işyerinin oyun salonu ve cafe olarak işletildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı, davalı tarafından verilen alış veriş, banka işlemleri ve güvenlik işinde çalıştığını belirtmiştir. Davalı ise, davacının işyeri karşısında kendisine ait bir araçla beklediğini ve bazı işyeri müşterilerini evlerine bıraktığını parasını müşterilerden aldığını açıklamıştır.
Davacı tanıklarından biri 4 yıl, diğeri 1.5 yıl süreyle davalıya ait işyerinde çalışmış olup, davacının da aynı dönemde işçi olarak işyerinde çalıştığını açıklamışlardır.
Davalı tanıkları ise, davacıyı işyerinde çalışırken görmediklerini ancak işyeri kapısının önünde durup geleni gideni karşıladığını ve özel aracıyla parası mukabilinde müşterileri de taşıdığını belirtmişlerdir.
Mahkemece emekli Sosyal Sigortalar Kurumu müfettişi bilirkişiden rapor alınmış, davacının davalı ve babasının birlikte işlettikleri işyerinde 2 yıl 19 gün, davalının tek başına işlettiği işyerinde ise 2 yıl 7 ay 12 gün çalıştığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda bordro tanıklarının beyanlarına göre tespit yapıldığı belirtilmiştir.
Yapılan bu açıklamaların ardından öncelikle belirtmek gerekir ki, kesin süreye rağmen hizmet tespiti davası açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi yerinde değildir, işçinin işçilik alacaklarını talep ettiği bu davada sigortasız olarak çalıştığı dönemlerin belirlenerek işçilik alacaklarının buna göre hesaplanmasını talep hakkı bulunmaktadır.
Dosya içeriğine özellikle işyerinde çalışmış olan davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının işverence verilen işleri yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Yine davalı tanıkları, davacının işyeri girişinde müşterileri karşılayıp uğurladığını, kendisine ait araçla müşterileri bazen evlerine bıraktığını beyan etmiş olmakla taraflar arasında iş ilişkisinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır, işçinin iş görme edimini yerine getirdiği, işverene bağımlı olarak çalıştığı dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davacının, işyeri müşterilerini evlerine getirip götürme işini kendisine ait araçla yapmış olması durumunda dahi, bu eylemi işverene bağımlı şekilde yerine getirdiği, ücretinin üçüncü şahıs konumundaki müşteriler tarafından ödenmesinin iş ilişkisinin geçerliliğini etkilemeyeceği dikkate alındığında mahkemece verilen red kararının hatalı olduğu sonucuna varılmalıdır. Dosya içinde bulunan bilirkişi raporları bir değerlendirmeye tabi tutularak davaya konu işçilik alacakları konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.