Yargı Kararları

SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

SAYILAR

Esas No : 2018/4300
Karar No : 2018/9542
Tarihi : 24.04.2018
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/41 6100 S. HMK/194
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : l SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ l DAVACIYA TALEPLERİNİ SOMUTLAŞTIRMA UYARISI YAPILMADAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLEMEYECEĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/41
6100 S. HMK/194

T.C
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2018/4300
Karar No. 2018/9542
Tarihi: 24.04.2018

l SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
l DAVACIYA TALEPLERİNİ SOMUTLAŞTIRMA UYARISI YAPILMADAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLEMEYECEĞİ

ÖZETİ: Her ne kadar, yersiz ücret kesintisi talebi yönünden, dava dilekçesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. maddesinde öngörülen somutlaştırma yükümlülüğüne uyulmadığı açık ise de; somutlaştırma yükümlülüğüne uyulmaması halinde, öncelikle hakimin bu konuda somutlaştırma yapması için tarafı uyarması ve vakıaları tüm unsurlarıyla belirlemesini istemesi, özellikle ön inceleme aşamasında bu belirlemenin yapılması; buna rağmen davacının somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmezse talebinin reddi yoluna gidilmesi gereklidir (Dairemizin 14/10/2014 tarihli ve 2014/19856 esas-2014/27673 karar sayılı emsal nitelikteki içtihadı). Oysa ki, gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmesi noktasında ilgili taraf uyarılmayarak açıklama istenilmemiştir. Varılan aşamada ise, istinaf başvurusu ve temyiz başvurusu dilekçesindeki açıklamalar da dikkate alındığında, davacı vekilinin anılan talebinin, “asgari ücretin iki katı oranında ödenen aylık ücretin, işçinin onayı alınmaksızın asgari ücretin birbuçuk katına indirildiği” şeklindeki iddiaya dayalı olduğunun somutlaştığı anlaşılmaktadır.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı asil Edip Bozoğlu ve adına vekili Avukat Arda Ciray ile karşı taraf davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü adına vekili Avukat Mustafa Özcan geldi. Davalılar Akdeniz Güvenlik Hiz. A.Ş., HMS Grup Güvenlik Koruma Hiz. Ltd. Şti., Kardak Özel Güvenlik Koruma Eğitim Hiz. Ltd. Şti. ve Öz Avrasya Güvenlik Koruma Eğitim. Hiz. Ltd. Şti. adlarına ise kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi N. Özdamar Karakülah tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi ve eksikliğin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilerek, eksiklik giderildikten sonra dosya yeniden Dairemize gelmekle, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait işyerinde, diğer davalı şirketler bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, asıl işveren Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün kendi çalışanlarına sağladığı haklardan müvekkilinin de yararlanması gerektiğini ileri sürerek, ücret alacaklarıyla, fazla çalışma, yersiz ücret kesintisi, ücret farkı, yer çalışanları için ödenen havacılık ödencesi ile silah taşıma ödencesi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı, ancak davalılar lehine takdir edilen vekalet ücreti miktarının tarifeye göre hatalı olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, düzelterek yeniden esas hakkında hüküm verilmek üzere, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-Somut uyuşmazlıkta, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı kabulüyle, buna bağlı işçilik alacağı taleplerinin reddine karar verilmesi isabetlidir. Ancak, dava dilekçesinde, fazla çalışma ücreti ve yersiz ücret kesintisi talepleri de bulunmaktadır.
Gerek İlk Derece Mahkemesi kararında, gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararında, fazla çalışma ve yersiz ücret kesintisi talepleri de reddedilmiştir. Ancak, bu talepler bakımından red gerekçesi açıklanmamıştır. Anayasanın 141. maddesinde, her türlü yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı belirtilmiş; aynı zorunluluk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan kanuni düzenlemede hakimin, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğini, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır. Bu sebeple, gerekçesiz şekilde, fazla çalışma ücreti ile yersiz ücret kesintisi taleplerinin reddine karar verilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.
Her ne kadar, yersiz ücret kesintisi talebi yönünden, dava dilekçesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. maddesinde öngörülen somutlaştırma yükümlülüğüne uyulmadığı açık ise de; somutlaştırma yükümlülüğüne uyulmaması halinde, öncelikle hakimin bu konuda somutlaştırma yapması için tarafı uyarması ve vakıaları tüm unsurlarıyla belirlemesini istemesi, özellikle ön inceleme aşamasında bu belirlemenin yapılması; buna rağmen davacının somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmezse talebinin reddi yoluna gidilmesi gereklidir (Dairemizin 14/10/2014 tarihli ve 2014/19856 esas-2014/27673 karar sayılı emsal nitelikteki içtihadı). Oysa ki, gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmesi noktasında ilgili taraf uyarılmayarak açıklama istenilmemiştir. Varılan aşamada ise, istinaf başvurusu ve temyiz başvurusu dilekçesindeki açıklamalar da dikkate alındığında, davacı vekilinin anılan talebinin, “asgari ücretin iki katı oranında ödenen aylık ücretin, işçinin onayı alınmaksızın asgari ücretin birbuçuk katına indirildiği” şeklindeki iddiaya dayalı olduğunun somutlaştığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yazılı sebeplerle, fazla çalışma ücreti ve yersiz ücret kesintisi talepleri hakkında, gerekçeli olacak şekilde değerlendirme yapılarak, olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.