SAYILAR

Esas No : 2024/9481
Karar No : 2024/14122
Tarihi : 22.10.2024
İlgili Kanun/Madde : 6100 S. HMK/106
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

TESPİT DAVASI
TESPİT DAVASINDA MİKTAR İTİBARIYLA KESİNLİK SÖZ KONUSU OLMADIĞI
TESPİT DAVALARINDA TEMYİZ YOLUNA BAŞVURULABİLECEĞİ

Relevant law / article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: Uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu kararlar bu açıdan incelendiğinde; davacıların talebinin kendilerine kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ödenmediğinin ve ibranamenin geçersizliğinin tespitine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davaların tespit davası niteliğinde olduğu açıktır. Tespit davalarında miktar itibarıyla kesinlik söz konusu olmadığından bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
Hâl böyle olunca somut uyuşmazlıkta başvuru konusu kararların kesin nitelikte olduğundan söz edilemez.

I. BAŞVURU
Başvurucu vekili; aynı nitelikte seri olarak açılan 46 adet davada karara çıkmış olan 9 dosyadan 5 tanesinin Gaziantep 8. Hukuk Dairesi, 1 tanesinin Gaziantep 9. Hukuk Dairesi ve 3 tanesinin de Gaziantep 14. Hukuk Dairesi tarafından incelenerek üç Dairece aynı konuda farklı kararlara hükmedildiğini, İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmekle birlikte hukuki yararın sonradan ortadan kalktığından bahisle davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiğini, vekâlet ücretine hükmedilmesi yönündeki istinaf başvuruları ile ilgili olarak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından davanın usulden reddine rağmen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedildiğini, 9. Hukuk Dairesinin ise hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yerine hatalı şekilde davanın konusuz kaldığı yönünde karar vererek davacı lehine vekâlet ücretine hükmettiğini, buna karşılık 14. Hukuk Dairesince hukuken olması gereken biçimde davanın hukuki yarar yokluğundan reddiyle davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedildiğini, açıklanan sebeplerle aynı konuda farklı nitelikteki 8, 9 ve 14. Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereği giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.06.2024 tarihli ve 2024/5 Esas, 2024/5 Karar sayılı kararı ile; seri şekilde açılan davalarda feshe bağlı alacakların davalılar tarafından ödenmediğinin tespitinin talep edildiği, eldeki davalar derdest iken davacıların iş sözleşmelerinin 2021 yılında feshi üzerine alacak davası açtıkları, bu nedenle ilk derece mahkemeleri tarafından davaların hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verildiği, taraflar lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği, davacı ve davalı EÜAŞ’ın vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna başvurmaları üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin davacının istinafını kabul ederek davacılar lehine vekâlet ücretine hükmettiği, 9. Hukuk Dairesince yargılama aşamasında iş sözleşmesinin feshi ile hukuki yarar şartının ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine vekâlet ücretine hükmedildiği, 14. Hukuk Dairesinin ise 2012 yılından sonra aynı alt işveren yanında çalışması bulunmayan, değişen alt işverenlerde çalışan davacının bu davayı açmayı imkânı varken 2021 yılında aynı asıl işveren nezdinde çalışırken bu davayı açmasında güncel hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı EÜAŞ’ın istinaf başvurusunun kabulü ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vererek davalı yararına vekâlet ücretine hükmettiği; bu yönüyle sözü edilen kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğu, sonuç olarak Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri tarafından verilen kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğu, uyuşmazlığın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönünde oy çokluğuyla karar vermiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.09.2023 Tarihli ve 2023/448 Esas, 2023/ 669 Karar; 2023/449 Esas, 2023/670 Karar; 2023/451 Esas, 2023/671 Karar; 2023/539 Esas, 2023/626 Karar; 2023/533 Esas, 2023/625 Karar Sayılı Kararları
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararları ile; davacıların henüz iş sözleşmeleri sona ermeden davalı alt işveren tarafından yapılan kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarına dair ödemenin davalı işveren tarafından iade alındığını ve bundan dolayı kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarına dair ödeme yapılmadığının tespitini talep ettiği, Mahkemece, işbu davalar derdest iken iş sözleşmelerinin sona erdirildiği ve davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin talepli dava açtığı, hâl böyle olunca davacıların tespit davası açamayacağı gerekçesiyle davaların usulden reddedildiği ve taraflar lehine yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmediği, oysa her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğinden ve bu davaların açıldığı tarihte iş sözleşmesi devam ettiğinden feshe bağlı alacak olan kıdem tazminatı ile yıllık izin alacaklarını talep edemeyeceği ve yapılan ödemenin iade alındığı iddiasının yargılamayı gerektirmesi de dikkate alındığında davacının dava açmasına davalı alt işverenin sebep olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı EÜAŞ vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
B. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.11.2023 Tarihli ve 2023/578 Esas, 2023/1075 Karar Sayılı Kararı
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk dava açıldığında davacının çalışmasının devam etmesi sebebi ile tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmakla birlikte; yargılama devam ederken iş sözleşmesinin feshedilmesi sebebi ile davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağının tahsiline ilişkin eda davası açması karşısında; kanunla belirtilen istisnalar dışında tespit davası açılabilmesinin hukuken korunmaya değer güncel bir yararın mevcudiyetine bağlı olduğu, dava konusu talebin eda davasında çözümlenebilecek nitelikte olduğu, eldeki davada; davacının güvenlik görevlisi olarak 01.12.2006 tarihinde işe başladığı, davanın açıldığı tarihte çalışmasının devam ettiği, davalılar tarafından çalışma devam ederken davacıya kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının ödenmediğinin tespitine, müvekkili tarafından verilen ibranamelerin geçersizliğine karar verilmesi talep edilmiş olmakla; davacının dava açılırken güncel hukuki yararı bulunmakla birlikte yargılama aşamasında iş sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte hukuki yarar ortadan kalktığından eldeki davanın konusuz kaldığı, dava konusu taleplerin açtığı eda davasında da ileri sürebileceği, hâl böyle olunca dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin dosya kapsamına uygun düşeceği, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiği için lehine vekâlet ücreti takdir edildiği, davalılar dava açılmasına sebebiyet verdiğinden vekâlet ücreti takdir edilmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
C. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 29.11.2023 Tarihli ve 2023/1026 Esas, 2023/1432 Karar; 2023/1038 Esas, 2023/1431 Karar; 2023/1027 Esas, 2023/1433 Karar Sayılı Kararları
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararları ile; davacının davalı EÜAŞ’ın alt işvereni olan A… Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinde çalışıyorken kod 18 gösterilmek suretiyle 04.07.2012 tarihinde davacının iş sözleşmesinin işyeri devri kuralları gereğince dava dışı alt işverenlere devredildiği ve dava tarihi itibarıyla devam eden iş sözleşmesinin dava açıldıktan sonra 21.07.2021 tarihinde dava dışı E… Özel Güvenlik Şirketi tarafından feshedildiği, davacıların kıdem tazminatı talepli yeni bir dava açtıkları konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, bu durumda iş sözleşmelerinin feshedilmesi nedeniyle davacının eda davası açma olanağı varken tespit davasının görülmesinde güncel hukuki yararının kalmadığı dikkate alındığında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, diğer yandan her ne kadar davacı tarafça davanın konusuz kalması nedeniyle davanın açıldığı tarihteki haklılık durumlarına göre yargılama giderlerinin takdir edileceği iddia olunmuş ise de davanın konusuz kalmadığı, eda davası açma olanağının mevcut olması nedeniyle davacının güncel hukuki yararının ortadan kalktığı, kaldı ki davalı alt işveren A… Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketince iş sözleşmesinin 04.07.2012 tarihinde sonlandığı ve bu tarihten sonra dava dışı başka yükleniciler nezdinde iş sözleşmesinin devam ettiği, davacının 04.07.2012 tarihinden itibaren bu davayı açma imkânı mevcut iken 30.03.2021 tarihinde yine iş sözleşmesi devam ediyorken açmış olmasında güncel hukuki yararının da ortaya konulamadığı anlaşılmakla yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının yerinde olduğu, bu durumda davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı EÜAŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurularak davanın usulden reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1.5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ilgili bölümü şu şekildedir:
“Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulu kendi aralarında toplanır ve aşağıdaki görevleri yaparlar:
1. Daireler arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamak,
2. (Mülga: 15/8/2016-KHK-674/10 md.; Aynen kabul: 10/11/2016-6758/10 md.)
3. Re’sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek,
4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
(Değişik fıkra: 20/11/2017 – KHK-696/92 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.
(Ek fıkra: 20/7/2017-7035/12 md.) Gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak bölge adliye mahkemeleri ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir..
..”
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Tespit davası” kenar başlıklı 106 ncı maddesi şöyledir:
“1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”
3. 6100 sayılı Kanun’un “Temyiz edilebilen kararlar” kenar başlıklı 361 inci maddesi şu şekildedir:
(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
(2) Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.”
4. 6100 sayılı Kanun’un “Temyiz edilemeyen kararlar” kenar başlıklı 362 inci maddesinin ilgili bölümü ise şöyledir:
“…
a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
…”
C. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. Kanun’un ilgili hükmüne göre uyuşmazlığın giderilmesinin ön şartı, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kararların kesin nitelikte olmasıdır.
3. Dairemiz uygulamasına göre tespit davalarına ilişkin kararlar miktar itibarıyla kesin olmayıp bu kararlara karşı temyiz yolu açıktır.
4. Uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu kararlar bu açıdan incelendiğinde; davacıların talebinin kendilerine kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ödenmediğinin ve ibranamenin geçersizliğinin tespitine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davaların tespit davası niteliğinde olduğu açıktır. Tespit davalarında miktar itibarıyla kesinlik söz konusu olmadığından bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
Hâl böyle olunca somut uyuşmazlıkta başvuru konusu kararların kesin nitelikte olduğundan söz edilemez. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.11.2023 tarihli ve 2023/578 Esas, 2023/1075 Karar sayılı kararında da isabetli biçimde temyiz yolunun açık olduğu belirtilmiştir. Diğer Dairelerce kararların kesin olarak nitelendirilmesi bu sonucu değiştirmeyecektir.
5. Talep konusu kararlar bakımından, uyuşmazlığın giderilmesi için gereken ön şart gerçekleşmediğinden 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi çerçevesinde inceleme yapılması mümkün değildir.
V. KARAR
1. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 05.06.2024 tarihli ve 2024/5 Esas, 2024/5 Karar sayılı kararıyla iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
Başvurucu vekili, aynı nitelikte seri dosya olarak açılan 46 adet dosyada karara çıkmış olan 9 dosya ile ilgili olarak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince farklı karar verildiğini ileri sürerek kesin olarak verildiği belirtilen kararlar arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca giderilmesi talebinde bulunmuştur.
Dairemizce, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince söz konusu kararların kesin olarak verildiği belirtilmişse de, tespit davalarında verilen kararların kesin olmadığı gerekçesi ile uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
6100 sayılı Kanun’un “Temyiz edilemeyen kararlar” başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre “Miktar veya değeri kırk bin (2023 yılı için 378.290) Türk Lirasını (Bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin verilen kararlar.” temyiz edilemez. Maddede öngörülen kesinlik sınırı bakımından davalar tespit veya eda şeklinde bir ayrıma tâbi tutulmamıştır. Başka bir anlatımla, anılan düzenleme uyarınca kesinliğin söz konusu olabilmesi için davanın tespit veya eda davası şeklinde açılmış olmasının önemi yoktur. Davanın malvarlığına ilişkin olması yeterlidir. Malvarlığına ilişkin tespit davalarında verilen kararlar da miktar veya değerine göre temyize tâbidir.
Uyuşmazlığın giderilmesi istenen davalar tespit davası olarak açılmıştır. Davaların konusu iş sözleşmesi sona ermeden önce alt işverence kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti adı altında yapılan ödemenin davalı işveren tarafından iade alındığı ileri sürülerek, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine dair ödeme yapılmadığının tespitidir. Açılan tespit davası devam ederken iş sözleşmesinin sona erdiği gerekçesi ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi ve 14. Hukuk Dairesi, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine ve davalı lehine vekâlet ücretine karar vermiş, 9. Hukuk Dairesi ise davanın konusuz kaldığından söz ederek karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine vekâlet ücretin hükmetmiştir.
Açılan tüm davalarda ödendiği ve daha sonra geri alındığı iddia edilen kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti miktarının toplamı kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Tespit davası niteliğinde açılmış olsa da, malvarlığına ilişkin bu davada tespiti istenen miktar belli olup, kesinlik sınırı altında kaldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin anılan Dairelerince verilen kararlar kesin niteliktedir. Bu nedenle 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca söz konusu kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istenebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sayın Çoğunluğun tespit davası sonucu verilen usule ilişkin kararların kesin olmadığı gerekçesi ile uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına yönelik verdiği karara katılamıyorum.