İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/41
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/1971
Karar No. 2022/2790
Tarihi: 03/03/2022
lTOPLU İŞ SÖZLEŞME YETKİSİ
lİŞLETME TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İÇİN AYNI İŞVERENE AİT AYNI İŞKOLUNDA BİRDEN FAZLA İŞYERİNİN BULUNMASI GEREKTİĞİ
lİŞÇİ ÇALIŞTIRILMAYAN İŞYERİNİN YETKİ TESPİTİNDE İŞYERİ OLARAK KABUL EDİLMEYECEĞİ
lİŞYERİ DÜZEYİNDE YETKİ İÇİN GEREKLİ ÇOĞUNLUĞU SAĞLAYAN SENDİKANIN YETKİSİNİN İPTAL EDİLEMEYECEĞİ
lİŞLETME DÜZEYİNDE YETKİNİN İŞYERİ DÜZEYİNDE OLDUĞUNUN BELİRTİLMESİYLE YETİNİLECEĞİ
ÖZETİ: Bu noktada, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre yetki tespitine esas alınan (1096513) sicil numaralı birimde, yetki başvuru tarihi itibariyle çalışan işçi bulunmadığından, bu hususun yetki tespitine etkisi değerlendirilmelidir.
Belirtmek gerekir ki bir teknik amaç doğrultusunda faaliyet yürütülen ve bu kapsamda işçi çalıştırılan her birim işyeri olarak nitelendirilebilir. Buna göre işçi çalıştırılmayan bir yerin ise işyeri niteliğinde olması mümkün değildir. Bu anlamda olmak üzere işyeri kavramının vazgeçilmez unsurlarından birisi “işçi” olup, çalışan işçi bulunmaması durumunda bir “işyeri”nden söz edilemez. Bu ihtimalde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında faal bir işyeri sicil numarasının bulunması da sonuca etkili değildir.
Nitekim somut olayda, işletme toplu iş sözleşmesinin söz konusu olabilmesi için gereken aynı işkolunda yer alan birden fazla işyeri şartı mevcut değildir.
Bununla birlikte yukarıda açıklandığı üzere, davalı Sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlandığı da uyuşmazlık dışıdır.
Bu çerçevede Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken, dava konusu yetki tespit kararının sadece (1014784) sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu konusunda ilave açıklama yapılması ile yetinilmesi ve davanın reddine karar verilmesinden ibaretti.
Somut uyuşmazlıkta dava olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkin olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince mevcut yetki tespit kararının iptali ile yeni yetki tespit kararı verilmesi doğru olmamıştır
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bakanlık tarafından “işletme toplu iş sözleşmesi” yapılması isteğine göre yetki değerlendirmesi yapıldığını, işletme değerlendirmesi yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin çalışmasını sürdürdüğü yalnızca bir işyeri olduğunu, yetki yazısında biri Gebze'de biri İzmit'te olmak üzere iki adet işyeri olduğu belirtilmesine rağmen müvekkilinin yalnızca Gebze adresindeki işyerinin faal durumda olduğunu, İzmit adresli işyerinin yetki başvuru tarihi olan 05/12/2016'dan çok daha önce 03/10/2016 tarihinde kapatıldığını, yetki tespiti sürecinde “işletme” yerine “işyeri” kapsamında değerlendirme yapılması ve buna göre çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili işyerinin “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolu kapsamında olduğundan Petrol İş Sendikasının yetki almasının mümkün olmadığını, yetki tespiti yazısında sendika üye sayısının hatalı belirlendiğini, davalı sendikanın yetki için aranan üye çoğunluğunu sağlayamadığını ileri sürerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından toplu iş sözleşmesi için yetki veren 27711 sayılı 27/12/2016 tarihli yetki tespit işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince özetle, “Yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmadığı anlaşılan (1096513.041) sicil numaralı birim işyeri niteliğini haiz olmadığından, yetki tespitinin sadece (1014784.41) sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu, bu işyeri bakımından da sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlanması gerektiği açıktır. Somut olayda, işletme toplu iş sözleşmesinin söz konusu olabilmesi için gereken aynı işkolunda yer alan birden fazla işyeri şartı mevcut değildir. Bununla birlikte yetki başvuru tarihi itibariyle davalı sendikanın (1044784) sicil numaralı işyerinde yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı anlaşıldığından, mahkemece işletme düzeyinde yetki tespitinin iptaline ve davalı sendikanın işyeri düzeyinde üye çoğunluğuna sahip olduğunun tespitine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle;
“1–Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; 6100 sayılı HMK 353/1–a.6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA;
2–DAVANIN KABULÜ İLE;
a–) Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 27/12/2016 tarih ve 71155614–103.02–E.27711 sayılı işletme düzeyinde verilen olumlu yetki tespit yazısının İPTALİNE;
b–) Davalı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası’nın 1014784.041 SGK sicil numaralı davalı işyerinde çalışan işçilerin yarısından fazlasının üye çoğunluğuna sahip bulunduğunun TESPİTİNE”
Karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53’üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41’inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42’nci maddesi ise;
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Şeklindedir.
Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43’üncü maddesine göre de;
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
Diğer taraftan 6356 sayılı Kanun’un 34’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesinin ancak işletme düzeyinde yapılabileceği ifade edilmiştir. Belirtilen düzenleme emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkindir.
Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazları değerlendirilmelidir.
İnceleme konusu davada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 05/12/2016 başvuru tarihi itibariyle davacıya ait iki işyerinden oluşan işletmede toplam 47 işçi çalıştığı ve 29 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığına dair 27/12/2016 tarih ve 27711 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Bölge Adliye Mahkemesince yetki başvuru tarihi itibariyle çalışan işçi sayısının 47, sendika üye sayısının ise 29 olduğu belirlendiğinden ve davacının temyiz başvurusu bulunmadığından, davalı Sendikanın yarıdan fazla sayısal çoğunluğu sağladığı uyuşmazlık dışı kalmıştır.
Bu noktada, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre yetki tespitine esas alınan (1096513) sicil numaralı birimde, yetki başvuru tarihi itibariyle çalışan işçi bulunmadığından, bu hususun yetki tespitine etkisi değerlendirilmelidir.
Belirtmek gerekir ki bir teknik amaç doğrultusunda faaliyet yürütülen ve bu kapsamda işçi çalıştırılan her birim işyeri olarak nitelendirilebilir. Buna göre işçi çalıştırılmayan bir yerin ise işyeri niteliğinde olması mümkün değildir. Bu anlamda olmak üzere işyeri kavramının vazgeçilmez unsurlarından birisi “işçi” olup, çalışan işçi bulunmaması durumunda bir “işyeri”nden söz edilemez. Bu ihtimalde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında faal bir işyeri sicil numarasının bulunması da sonuca etkili değildir.
Bu açıklamalara göre, yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmadığı anlaşılan (1096513) sicil numaralı birim işyeri niteliğini haiz olmadığından, yetki tespitinin sadece (1014784) sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu, bu işyeri bakımından da sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlanması gerektiği açıktır. Nitekim somut olayda, işletme toplu iş sözleşmesinin söz konusu olabilmesi için gereken aynı işkolunda yer alan birden fazla işyeri şartı mevcut değildir.
Bununla birlikte yukarıda açıklandığı üzere, davalı Sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlandığı da uyuşmazlık dışıdır.
Bu çerçevede Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken, dava konusu yetki tespit kararının sadece (1014784) sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu konusunda ilave açıklama yapılması ile yetinilmesi ve davanın reddine karar verilmesinden ibaretti.
Somut uyuşmazlıkta dava olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkin olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince mevcut yetki tespit kararının iptali ile yeni yetki tespit kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Tüm bu hususlar muvacehesinde, dava konusu 27/12/2016 tarih ve 27711 sayılı olumlu yetki tespit kararının, sadece (1014784) sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu, belirtilen işyerinde 05/12/2016 başvuru tarihi itibariyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğu sağladığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43’üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yaptığı 70,00 TL yargılama gideri ile davalı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası'nın yaptığı 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 5.100,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası'na iadesine, 03/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.