TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İLE İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ

SAYILAR

Esas No : 2012/14774
Karar No : 2013/10011
Tarihi : 07.05 .2013
İlgili Kanun/Madde : 4857. İşK/ 17,18-21
Yargı Yeri: YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İLE İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ • İŞ GÜVENCESİ KAPSAMINA GİREN İŞÇİNİN KÖTÜ NİYET TAZMİNATI İSTEYEMEYECEĞİ

Tam Metin

          

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/14774
2013/10011
07.05 .2013
İlgili Kanun / Madde
4857. İşK/ 17,18-21
   

  • TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İLE İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ
  • İŞ GÜVENCESİ KAPSAMINA GİREN İŞÇİNİN KÖTÜ NİYET TAZMİNATI İSTEYEMEYECEĞİ
  •  
  ÖZETİ Somut olayda,  davacının üyesi  bulunduğu  sendika  ile davalı  belediye imzalanan ve fesih tarihinde   yürürlükte  olan  toplu iş sözleşmesinin 24. maddesinde, iş sözleşmesinin feshi halinde işyerinde  çalışan  işçi  sayısına bakılmaksızın 4857 sayılı Kanun'un iş güvencesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Davacı iş güvencesi kapsamında olduğundan kötü niyet tazminatına hak kazanması mümkün değildir.  Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kötü  niyet  tazminatı  yönünden davanın  reddi gerekirken kabulüne  karar verilmesi isabetsizdir
 
 
             

DAVA             : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, kötü niyet tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü  davalı adına Avukat Sibel Karakaş geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi F.Benli tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

            Davacı, davalıya ait işyerinde 15.05.1998-30.03.2009 tarihleri çalıştığını, Belediye-İş Sendikasına üye olması sebebi ile  işveren  tarafından  gerçeğe aykırı tutanaklar düzenleyerek iş sözleşmesinin haksız ve  kötü  niyetli  feshedildiğini, ulusal  bayram  genel  tatil günlerinde  çalıştığını, yıllık  izinlerinin  kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem, ihbar  ve  kötü  niyet tazminatları ile bir  kısım  işçilik  alacaklarının  tahsilini  istemiştir.
            Davalı, davacının sorumluluğu dahilinde  bulunan  cadde  ve  sokakların   temizliğini   kasıtlı olarak uzun süre yerine getirmediğini, bu hususta yazılı ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen görevini  yapmamakta ısrara  ettiğini, işveren konumundaki Belediye Başkanına saygısız davranışlarda  bulunduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II-h bendi gereğince iş  sözleşmesinin haklı sebebe  dayalı  feshedildiğini, ulusal  bayrama  genel  tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
            Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin sendikaya üye olması sebebi  ile  feshedildiği, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız  ve kötü  niyetli  olduğu, ulusal  bayram genel  tatil  günleri  çalışma  iddiasının  tanık beyanları ile   ispatlandığı gerekçesiyle davanın  kısmen kabulüne karar verilmiştir.
            Kararı davacı ve davalı  taraflar temyiz etmiştir.
            1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötü niyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
            Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
            Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötü niyet tazminatı denilmektedir.
            Kötü niyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Kanunda önemli değişiklikler öngörülmüştür. Kanun'un 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
            Somut olayda,  davacının  üyesi  bulunduğu  sendika  ile davalı  belediye imzalanan ve fesih tarihinde   yürürlükte  olan  toplu iş sözleşmesinin 24. maddesinde, iş sözleşmesinin feshi halinde işyerinde  çalışan  işçi  sayısına bakılmaksızın 4857 sayılı Kanun'un iş güvencesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Davacı iş güvencesi kapsamında olduğundan kötü niyet tazminatına hak kazanması mümkün değildir.  Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kötü  niyet  tazminatı  yönünden davanın  reddi gerekirken kabulüne  karar verilmesi isabetsizdir.
            3-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında ki diğer  uyuşmazlık noktasını  oluşturmaktadır.
Somut olayda; davacının  ulusal  bayram  genel  tatil  günlerinde nöbet usulü ile çalıştığı tanık  beyanları ile  ispatlanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının   ulusal bayram genel  tatil  günlerinde  nöbet usulü  ile  çalıştığını kabul  edilerek  hesaplama  yapıldığı belirtilmiş ise de, hangi  bayramda kaç gün çalıştığı, dönemler itibari ile hesaplamaya esas ücret  miktarının ne olduğu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandığı  ve yararlanmadığın dönemler itibari ile zamlı ücretin hangi oranda belirlendiği açıklanmadan hesaplama  yapılmıştır. Denetime  elverişli şekilde düzenlenmeyen bilirkişi raporu doğrultusunda  karar verilmesi  hatalı olup, bu  husus  ayrı  bir  bozma  sebebi  olarak kabul  edilmiştir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.