ÖZETİ: Bir işyeri veya işletmeye ilişkin olumlu yahut olumsuz yetki tespit kararı verilmesi sonrasında hak düşürücü süre içinde yetki tespitine itiraz edilmesi durumunda, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin son fıkrası gereğince karar kesinleşinceye kadar yetki işlemleri durur. Aynı husus Yetki Tespit Yönetmeliği’nin 10 uncu maddesinin son fıkrasında da “(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla, yetki tespitine itiraz edilmesi hâlinde, itiraz kesin olarak sonuçlanıncaya kadar, tespit konusu işyeri yahut işletme ile ilgili yetki işlemleri bakımından görevli makam herhangi bir karar vermeyecek ve itirazın sonucunu bekleyecektir.
Belirtmek gerekir ki hak düşürücü süre içinde yapılan itirazın yetki işlemlerini durdurması birinci olarak itiraz konusu yetki sürecinin durması sonucunu doğuracak ve toplu görüşme süreci ilerlemeyecektir. İtirazın yetki işlemlerini durdurması ikinci olarak aynı işyeri yahut işletmeye ilişkin sonraki yetki tespit başvurularının sonuçlandırılması noktasında etki doğuracak ve itiraz kesin olarak karara bağlanmadan sonraki başvurular da sonuçlandırılamayacaktır. Bununla birlikte tabiidir ki ilk başvurunun kesin olarak olumsuz sonuçlanması durumunda, sonraki yetki tespit başvuruları sırasıyla sonuçlandırılmalıdır.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendika tarafından 11.05.2023 tarihinde yapılan başvurunun geçerlilik şartlarını taşımadığını, davalı Sendika tarafından yapılan 11.05.2023 tarihli başvuru anında yine davalı Sendika ile devam eden yetki tespit uyuşmazlığı bulunduğundan açık bir şekilde yapılan başvurunun mükerrerlik, derdestlik teşkil ettiğini, müvekkili Şirket ile davalı Sendika ve Bakanlık ile devam eden yetki tespiti süreci içerisindeyken yapılan mükerrer, derdest başvurunun reddi gerekmekteyken başvuru tarihinden 6 ay sonra düzenlenen olumlu yetki tespiti yazısının kanuna aykırı olduğunu, haksız ve hatalı 23.02.2021 tarihli yetki tespiti kararının kanuna ve hukuka aykırı olması sebebiyle müvekkili Şirket tarafından yetki tespit kararının iptali talebiyle Kocaeli 6. İş Mahkemesinin 2021/548 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Mahkemece dava reddedilmiş ise de istinaf sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince yetki tespit kararının iptaline karar verildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 23.10.2023 tarihinde onandığını, davalı Sendikanın, haksız ve hatalı yetki tespitine ilişkin yargılama devam etmekteyken, hâlihazırda iptal edilmemiş olumlu yetki tespiti kararı varken 11.05.2023 tarihinde hukuka aykırı olarak aynı konu, aynı taraf ve aynı talepli olacak şekilde mükerrer başvuru yapıldığını, mükerrer başvurunun reddi gerektiğini, Bakanlık tarafından işçi sayısının hatalı belirlendiğini, yarıdan fazla çoğunluğun sağlanmadığını, tespitin hatalı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 30.10.2023 tarihli ve 303218 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Genel Müdürlükçe kurulu Sendika Yetki Sistemine, SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, verilen kararın hukuka uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı Birleşik Metal Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın, devam eden yetki tespit süreci içerisinde mükerrer başvuru yapıldığını ileri sürerek yetki tespitinin iptalini talep ettiğini, ancak davacı tarafın itirazının yerinde olmadığını, müvekkili Sendikanın 11.05.2023 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunduğunu ve başvuru tarihi itibarıyla müvekkili Sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu sağladığının o tarihteki çalışan sayısı ve üye sayısı nazara alınarak tespit edildiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi mükerrer başvurunun söz konusu olmadığını, anılan işyerine ilişkin müvekkili Sendika tarafından yapılan iki başvurunun tarihlerinin farklı olduğunu, ilk başvurunun 19.02.2021 tarihinde yapılmış olup, Bakanlık tarafından 23.02.2021 tarihli yetki tespit yazısına karşı işveren tarafından itiraz edildiğini, açılan davada Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 11.05.2023 tarihli kararı ile yetki tespit yazısının iptaline karar verildiğini, müvekkili Sendikanın da yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesi nedeniyle anılan işyerinde gerekli çoğunluğa sahip olduğundan Bakanlığa 11.05.2023 tarihinde başvurarak yetkili olduğunun tespitini talep ettiğini, iki başvuru arasında 2 yıllık bir süre söz konusu olup, başvuru tarihleri farklı olduğundan mükerrer başvurunun söz konusu olmadığını, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Bakanlık tarafından düzenlenen yetki tespitine yapılan itirazın, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurduğunu, bu nedenle müvekkili Sendikanın ilk başvurusuna karşı açılan yetki tespitine itiraz davasının, karar kesinleşinceye kadar anılan işyerindeki yetki işlemlerini durdurduğunu, müvekkili Sendikanın 11.05.2023 tarihinde yaptığı başvurunun sonuçlandırılması için kararın kesinleşmesinin beklenildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra müvekkili Sendikanın 11.05.2023 tarihli yetki tespit başvurusuna ilişkin tespit yapılarak 30.10.2023 tarihli yetki tespit yazısının düzenlendiğini, müvekkili Sendikanın gerekli sayısal çoğunluğu sağladığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Sendikanın dava konusu işyerinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi almak amacıyla 19.02.2021 tarihinde Bakanlığa başvuru yaptığı bu başvuruya istinaden 23.02.2021 tarihli yetki tespit kararının verildiği, karara işverenin itiraz etmesi sebebiyle yargılama yapılarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 18.09.2023 tarihli kararı ile kesinleştiği, yani 18.09.2023 tarihine kadar önceki yetki tespit sürecinin devam ettiği, Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla devam eden yetki tespit süreci bulunduğunun sabit olduğu, bu durumda yapılması gerekenin başvuru tarihi itibarıyla yetki işlemleri durduğundan talebin reddine karar vermek olduğu, kanun gereği durmuş olan yetki tespit sürecinde yapılan başvuruya istinaden olumlu yetki tespiti kararı verilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf
başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekilleri; cevap dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelerle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri; cevap ve istinaf dilekçelerinde belirttikleri sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 11.10.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Toplu İş Sözleşmesi Yetki Tespiti İle Grev Oylaması Hakkında Yönetmelik”in (Yetki Tespit Yönetmeliği) 4 üncü maddesinin son fıkrası şöyledir:
“(4) Aynı işkolunda kurulu işçi sendikalarının aynı işyeri veya işletme için farklı tarihlerde yetki tespit başvurusunda bulunması halinde Bakanlık ilk başvuruyu öncelikle sonuçlandırır.”
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, 11.05.2023 başvuru tarihi itibarıyla davacı işverene ait (1128478.041) sicil numaralı işyerinde toplam 126 işçi çalıştığı ve davalı Sendikanın 76 üyesi bulunduğu gerekçesiyle toplu iş sözleşmesi yapabilmek için davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığına dair 30.10.2023 tarihli ve 303218 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
2. Dosya içeriğinden daha önce aynı işyerine ilişkin olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 19.02.2021 başvuru tarihi itibarıyla toplu iş sözleşmesi yapabilmek için davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığına dair 23.02.2021 tarihli ve 455538 sayılı olumlu yetki tespit kararı düzenlendiği, yetki tespitine itiraz edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince yetki tespitinin iptaline karar verildiği ve kararın Dairemizin 18.09.2023 tarihli ilâmıyla onandığı anlaşılmaktadır.
3. Bir işyeri veya işletmeye ilişkin olumlu yahut olumsuz yetki tespit kararı verilmesi sonrasında hak düşürücü süre içinde yetki tespitine itiraz edilmesi durumunda, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin son fıkrası gereğince karar kesinleşinceye kadar yetki işlemleri durur. Aynı husus Yetki Tespit Yönetmeliği’nin 10 uncu maddesinin son fıkrasında da “(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla, yetki tespitine itiraz edilmesi hâlinde, itiraz kesin olarak sonuçlanıncaya kadar, tespit konusu işyeri yahut işletme ile ilgili yetki işlemleri bakımından görevli makam herhangi bir karar vermeyecek ve itirazın sonucunu bekleyecektir.
4. Belirtmek gerekir ki hak düşürücü süre içinde yapılan itirazın yetki işlemlerini durdurması birinci olarak itiraz konusu yetki sürecinin durması sonucunu doğuracak ve toplu görüşme süreci ilerlemeyecektir. İtirazın yetki işlemlerini durdurması ikinci olarak aynı işyeri yahut işletmeye ilişkin sonraki yetki tespit başvurularının sonuçlandırılması noktasında etki doğuracak ve itiraz kesin olarak karara bağlanmadan sonraki başvurular da sonuçlandırılamayacaktır. Bununla birlikte tabiidir ki ilk başvurunun kesin olarak olumsuz sonuçlanması durumunda, sonraki yetki tespit başvuruları sırasıyla sonuçlandırılmalıdır. Nitekim bu husus Yetki Tespit Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin son fıkrasında “(4) Aynı işkolunda kurulu işçi sendikalarının aynı işyeri veya işletme için farklı tarihlerde yetki tespit başvurusunda bulunması halinde Bakanlık ilk başvuruyu öncelikle sonuçlandırır.” şeklinde düzenlenmiştir.
5. Somut uyuşmazlıkta da görevli makam tarafından; 11.05.2023 tarihli yetki tespit başvurusunun sonuçlandırılması için; 19.02.2021 tarihli yetki tespit başvurusunun kesin olarak sonuçlanması beklenilmiş ve önceki başvurunun kesin olarak olumsuz sonuçlanması üzerine dava konusu 11.05.2023 tarihli yetki tespit başvurusu sonuçlandırılmıştır. Bu itibarla davalı Bakanlık uygulaması isabetli olduğundan, İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı isabetsizdir.
6. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ışığında, tespit konusu işyeri bakımından davalı Sendikanın gereken sayısal çoğunluğu sağladığının, davacı işveren tarafından yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir olgunun da kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, 6356sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
1. Davanın REDDİNE,
2. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli olan 427,60 TL harçtan, peşin alınan 269,85 TL harcın
mahsubu ile bakiye 157,75 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife’ye göre 30.000,00 TL vekâleti ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı Sendikanın yaptığı 328,25 TL, davalı Bakanlığın yaptığı 129,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara ödenmesine,
5. Davalı Sendika tarafından yatırılan 1.169,40 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 2.107,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 3.277,20 TL harcın davacıdan alınarak davalı Sendikaya verilmesine, davalı Sendika tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının istek hâlinde davalı Sendikaya iadesine,
6. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili taraflara iadesine, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Sendikaya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi