ÖZETİ: Mahkemece davacının işletme sorumlusu olarak çalıştığının kabulü ile emsal ücret araştırması yapmış olup Sosyal İş Sendikası’nın cevabı doğrultusunda davacının ücretinin net 5.350,00 TL olduğunu kabul etmiştir. 6098 sayılı Kanun’un 401 nci maddesinde işverenin işçiye taraflar arasında ücret ile ilgili sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlü olduğunu düzenlemiştir. Bu husus taraflar arasında ücret kararlaştırılmamış olması hâli için geçerlidir. Somut olayda yapılan açıklamalar ışığında davacı ücrete yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu hâlde davacının ücret miktarını ispata yönelik tanık anlatımı veya başka bir delil bulunmadığı halde salt emsal ücret araştırması dikkate alınarak ücretinin belirlenmesi hatalı olmuştur.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.02.2001 tarihinde çalışmaya başladığını, 12.01.2021 tarihinde iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiğini, müvekkilinin davalı işyerinde işletme sorumlusu olup ücretinin net 10.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin çalışmalarının kesintisiz olduğunu, önce davalının babasına ait işyerinden daha sonra davalının ortak ve yetkilisi olduğu Şirketten ve sonrasında ise davalı üzerinden çalışmalarının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiğini, 2010-2014 tarihleri arasında ise çalışmalarının Kuruma bildirilmediğini, bu tarihler çalışmaya devam ettiğinin, banka kayıtları, işverenin para çekme talimatları ile sabit olduğunu, müvekkilinin haftanın 6 günü 10.30-21.30 saatleri arasında çalıştığını, bazı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmasının devam ettiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının çalışmalarının kesintisiz olmadığını, işyerinin 2010-2014 tarihleri arasında dava dışı üçüncü kişiye kiraya verildiğini, davacının 01.11.2014 tarihinde çalışmaya başladığını ve işyerinde satış elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını, davacının evli olmasına rağmen davalı işyerinde tanıştığı bir çok kişi ile gönül ilişkisi kurduğunu, davalı işyerinde çalışan başka bir işçiyi de işçinin rızası olmamasına rağmen yanına alarak sevgilisi ile buluştuğunu, buluşmada uygunsuz hareketlerinin olduğunu, yine davacının Bargello firmasının sahibinin damadı ile de aynı şekilde gönül ilişkisinin bulunduğunu, davalı işyerinin Bargello firmasının ismini kullanarak ürünlerini sattığını, bu durumun duyulmasının müvekkili Şirkete zarar vereceğini anılı nedenlerle davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, iş sözleşmesinin son bulmasından bir süre sonra davacıya mal alımı için verilen üç adet kredi kartı ile ilgili ekstereler geldiğinde davacının kredi kartları ile kişisel harcamalar yaptığının görüldüğünü, savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile Kurum kayıtlarında davacının çalışmalarının görüldüğü işverenler arasında organik bağ bulunduğu, her ne kadar 26.10.2010 tarihinden 01.11.2014 tarihine kadar davacının çalışmasının bulunmadığı görünmekte ise de, davalıya ait banka kayıtlarında bu dönemler yönünde davcıya ödeme yapıldığının devam edildiği, davacının davalı işyerinde net 5.350,00 TL ücret ile çalıştığı, davacının davalının bilgisi olmadan banka kartları ile harcama yapmasının mümkün olmadığı, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, tanık beyanları ile davacının fazla çalışma yaptığının ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının ispatlandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla birlikte dava konusu alacakların zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı hakkında suç duyurusu sonrasında dava açıldığını bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, hizmet süresinin ve ücretinin hatalı tespit edildiğini, müvekkili ile dava dışı üçüncü kişiler arasında organik bağ bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; suç duyurusuna konu eylemin işverence fesih sebebi yapılmadığı, davalının haklı nedenle fesih sebebini de ispatlayamadığı, davalı ile dava dışı üçünü kişiler arasında organik bağ bulunduğunun ispatlandığı, tanık beyanları ve emsal ücret araştırmaları dikkate alındığında davacının ücretinin doğru belirlendiği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, zamanaşımı, ücret, hizmet süresi, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25, 32, 39, 41, 44, 47, 57 nci maddeleri.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 401 inci maddesi.
4. Dairemizin 24.05.2021 tarihli 2021/5264 Esas, 2021/9468 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şöyledir:
“…
Davacının ücret miktarını ispata yönelik tanık anlatımı veya başka bir delil bulunmadığı halde, salt emsal ücret araştırması dikkate alınarak sonuca ulaşılması mümkün değildir.
…”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı davalı işyerinde işletme sorumlusu olarak çalıştığını aylık ücretinin net 10.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir. Davalı ise davacının satış elemanı olarak asgari ücretle çalıştığını beyan etmiştir. Dinlenen davacı tanıkları davacının ücretini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Dinlenen davacı tanıklarından N.B ve E.Ü’nün davacı ile birlikte çalışması bulunmamaktadır. Davacı tanığı E.Ö ise davalının yanında şoför olarak çalıştığını davacının maaşını bilmediğini ifade etmiştir. Davacı ile birlikte çalışması bulunan davalı tanığı da davacının ücretini bilmediğini, davacının davalı işyerinde satış elemanı olarak çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının işletme sorumlusu olarak çalıştığının kabulü ile emsal ücret araştırması yapmış olup Sosyal İş Sendikası’nın cevabı doğrultusunda davacının ücretinin net 5.350,00 TL olduğunu kabul etmiştir. 6098 sayılı Kanun’un 401 nci maddesinde işverenin işçiye taraflar arasında ücret ile ilgili sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlü olduğunu düzenlemiştir. Bu husus taraflar arasında ücret kararlaştırılmamış olması hâli için geçerlidir. Somut olayda yapılan açıklamalar ışığında davacı ücrete yönelik iddiasını ispatlayamamıştır. Bu hâlde davacının ücret miktarını ispata yönelik tanık anlatımı veya başka bir delil bulunmadığı halde salt emsal ücret araştırması dikkate alınarak ücretinin belirlenmesi hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı, davalı işyerinde işletme sorumlusu olarak 2021 yılına kadar kesintisiz olarak tam 20 yıl süresince en son aylık net 10.000,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiştir. Dinlenen taraf tanıkları davacının ücretinin miktarı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını beyan etmişlerdir. Davacının, davacı tanığı Nihal’in beyanları ve mevcut delil durumuna göre ilk derece mahkemesi ve BAM kararıyla yönetici olarak çalıştığı kabul edilmiş olup bu kabul dosya kapsamına uygundur. Yüksek Özel Daire davacının iddia ettiği ücret ile çalıştığını ispatlaması gerektiğini ancak somut davada bu iddiasını ispatlayamadığını, emsal ücret araştırması yapılarak sonuca gidilmesinin doğru olmadığını ve bu durumda davacının asgari ücretle çalıştığının kabulü yönünde kararın bozulmasına karar vermiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 401 inci maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücret göz önünde tutularak belirlenir. Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek ünvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek ünvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile TÜİK Başkanlığından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi 2017/43087 Esas, 2020/8719 Karar sayılı ve 06.07.2020 tarihli kararı. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/4275 Esas, 2020/8922 Karar sayılı ve 07.07.2020 tarihli kararı)
Tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının davalı işyerinde 20 yıl boyunca kesintisiz olarak ve yönetici sıfatıyla çalıştığı sabittir. Yönetici olarak ve 2021 yılına kadar 20 yıl süresince kesintisiz çalışan davacının asgari ücretle çalıştığının kabulü gerektiğine yönelik saygıdeğer çoğunluğun bozma gerekçesi tüm dosya kapsamı ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Dinlenen tanıklar beyanlarında davacının ücreti konusunda bilgileri olmadığını beyan etmişlerse de davacı tanık beyanları haricinde ayrıca delil olarak emsal ücret araştırmasına ve yemin deliline de dayanılmıştır. Mahkeme de bu delil doğrultusunda emsal ücret araştırması yapılmıştır. Davacının çalışma süresi, görevi, meslek ünvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri dikkate alındığında davacının delil olarak dayandığı emsal ücret araştırması dikkate alınarak verilen kararın yerinde olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararı ve bu karara yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekirken bozulması yönündeki saygıdeğer çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız. 11.07.2023