ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİ KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLMASI

SAYILAR

Esas No : 2009/17327
Karar No : 2011/19797
Tarihi : 30.06.2011
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/32
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİ KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLMASI • ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİN TANIKLA KANITLANAMAYACAĞI

Tam Metin

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2009/17327
2011/19797
30.06.2011
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/32
   

  • ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİ KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLMASI
  • ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİN TANIKLA KANITLANAMAYACAĞI
  ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir .
 
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi F.Benli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı; davalı iş yerinde 18/11/2005-06/10/2007 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmeyen ücret alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının kardeşinin rahatsızlığı ve ardından vefatı nedeniyle davalı şirkete ait 35 AK 7587 plakalı aracı da alarak 3 hafta süresince işe gelmediğini, davalı işveren tarafından davacının işe gelmemesine anlayış gösterildiğini ancak bu süre sonunda davalı şirkete ait aracı iade etmesinin talep edilmesi üzerine davacının bir daha işe gelmeyeceğini beyan ederek iş akdini sonlandırdığını, davacının hak kazandığı tüm ücretlerin ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece; davacının işe devamsızlığının haklı mazerete dayanması nedeni ile iş akdinin haksız olarak davalı işveren tarafından feshedildiği, davacının yıllık izin, fazla çalışma ücreti ve 8 aylık ücretlerinin ödendiği hususunun davalı işveren tarafından geçerli delililerle ispatlanamadığı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı İş Kanununun 5754 sayılı yasayla değişik 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hâkimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir(Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K ).
Somut olayda; dosya içerisine alınan davacı işçiye ait banka kayıtlarının incelenmesinden, davalı iş veren tarafından maaş açıklaması ile 02.04.2007 tarihinde 180.50 TL, 16.04.2007 tarihinde 500.50 TL, 03.08.2007 tarihinde 171.50 TL ve 13.08.2007 tarihinde 600.50 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf ücretlerin elden ödendiğini ancak zaman zaman banka hesabına yatırıldığını beyan etmektedir Mahkemece banka kayıtları ve davalı işveren tarafından banka hesabına yapılan maaş ödemeleri dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.