ÜCRETİN YABANCI PARA OLARAK KARARLAŞTIRILMASI

SAYILAR

Esas No : 2024/8758
Karar No : 2024/12814
Tarihi : 01.10.2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/32
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

 

ÜCRETİN YABANCI PARA OLARAK KARARLAŞTIRILMASI
YABANCI PARA OLARAK TALEP EDİP ETMEME KONUSUNDA BİR DEFAYLA SINIRLI OLARAK TERCİH HAKKININ KULLANILABİ-LECEĞİ

Relevant law / article

T.C
SUPREME COURT
9. Legal Department

Main No.
Decision No.
Date:

Tam Metin

ÖZETİ: 6098 sayılı Kanun’un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine, alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup yenilik doğurucu nitelikteki talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta davacı taraf dava dilekçesi ile tercih hakkını kullanarak dava konusu tazminat ve alacakların Türk lirası üzerinden ödenmesini istemiştir. Her ne kadar davacı taraf, ıslah dilekçesi ile bu alacakların USD olarak ödenmesini talep etmiş ise de yenilik doğuran hakların bir defa kullanılmakla tükendiği dikkate alındığında, somut olayda aynı alacaklar bakımından dava dilekçesindeki tercihten dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının davacı konusu tazminat ve alacaklarının Türk lirası olarak ödenmesine yönelik talebine değer verilmesi gerektiği gözetilmeden söz konusu alacakların USD üzerinden hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat B. C. E ile davacı vekili Avukat S. K. geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2009-08.11.2017 tarihleri arasında davalı Şirkete ait Türkmenistan’daki işyerinde elektrik ustası olarak çalıştığını, sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar fazla çalışma yaptığını, davalı Şirketin Türkmenistan’da bulunan işyerlerinde ilan olunan çalışma saatlerinin 08.00-19.00 arasında olduğunu, ancak pek çok zaman mesainin 07.00’de başladığını ve gece saatlerinde bittiğini, iki haftada bir gün hafta tatili izni kullanıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde izin verilmediğini, davacıya yapılan hiçbir ücret ödemesinin fazla çalışmayı kapsamadığını, davacının aylık 2.800,00 USD ücret aldığını, bu ücretin bir kısmının elden avans olarak aldığını, bakiyesinin bankaya yatırıldığını, davalı Şirketin iş sözleşmesini feshetmesinin ardından 9.753,92 USD kıdem tazminatı ve 3.278,05 USD ihbar tazminatı ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarih itibarıyla 49 günlük izin hakkının bulunduğunu, davacıya 6 aylık periyotlarda 15’er gün ücretli izin verildiğini, yıllık ücretli iznine mahsuben 1.815,45 USD ödeme yapıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 11.11.2009-08.11.2017 tarihleri arasında elektrikçi olarak görev yaptığını, son ücretinin 1.556,00 USD olduğunu, davacıya ait tüm ödemelerin banka hesabına yapıldığını, davacının çalışma süresi dikkate alınarak 9.753,92 USD kıdem tazminatı ödendiğini, ihbar tazminatı olarak ise 3.278,05 USD ödendiğini, davacının çalışma saatlerinin 08.00-18.00 arasında olduğunu, davacının yapmış olduğu fazla çalışmaların banka aracılığıyla ödendiğini, davacı toplam 229 gün yıllık ücretli izin kullandığından bu sürelerin dışlanması gerektiğini, hak edişi olmamasına rağmen kendisine sehven 1.815,45 USD ödeme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kıdemi ve yaptığı iş ile tanık beyanlarının davacı iddiasını doğrulaması dikkate alınarak davacının aylık ücretinin 2.800,00 USD olduğu, iş sözleşmesinin tazminat ödemesi gerektirecek şekilde sona erdiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatları alacağının bulunduğu, tanık beyanları ile davacının haftalık ortalama 18 saat fazla çalışma yaptığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının ıslahla TL üzerinden yaptığı talepleri USD olarak değiştiremeyeceğini, faiz türünün hatalı belirtildiğini, davacının aldığı kabul edilen ücretin hatalı tespit edildiğini, ayrıntılı emsal ücret araştırması yapılması gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının eksiksiz ödendiğini, eklenen sosyal yardım miktarının fahiş olduğunu, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklarının bulunmadığını, işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarının dikkate alınamayacağını, tanıkların ara dinlenmeye ilişkin beyanlarının alınmadığını, fazla çalışma hesabında ulusal bayram ve genel tatil günlerinin dışlanmadığını, ayrıca hafta tatiline denk gelen genel tatiller için hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, fazla çalışma hesabının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan indirim oranının yetersiz olduğunu, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, yurda giriş çıkış kayıtlarının davacının yıllık ücretli izin kullandığının delili olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava dilekçesinde dava konusu ettiği talepleri TL olarak belirttiği, ancak dava dilekçesi içeriğine göre davacının USD kuru üzerinden de talepte bulunduğu, ıslah ile taleplerini USD olarak belirttiği, bu kapsamda davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı, ancak faiz türünün USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduat hesabına bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi olarak belirtilmesi gerektiği, bu açıdan davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olduğu, banka ödemesi ve avans olarak elden yapılan ödemeler toplamının davacının ücreti olarak belirlenmesinin emsal dosyalar da göz önüne alındığında dosya kapsamına uygun olduğu; cevap dilekçesindeki davacıya ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili ödemesi yapıldığına dair beyanın, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili çalışmaları olduğuna dair başkaca delil olarak kabul edilmesi gerektiği, emsal dosyalar göz önüne alındığında davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağı bulunduğu, fazla çalışma hesabında çalışılmayan günlerin hesaplamadan dışlandığının belirtildiği, fazla çalışma hesabında yasal ara dinlenme sürelerinin düşülmesinin ve yapılan indirim oranının oluşa uygun olduğu, hafta tatilinin hangi gün kullandırılacağı belirtilmediğinden pazar gününe denk gelen genel tatil günlerinin dışlanmamasında isabetsizlik bulunmadığı, davacının 49 gün ödenmemiş yıllık ücretli izin alacağı bulunduğunu iddia ettiği, buna göre davacının talebinin aşılamayacağı, davacının yıllık ücretli izinlerinin tamamen kullandırıldığı yazılı olarak ispatlanamadığından davacının talebiyle bağlı kalınarak yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmesi gerektiği, bu açıdan davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacağının ispat ve hesaplanması, faiz ve alacakların hüküm altına alındığı para birimine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32, 41, 44, 46, 47, 53 ve 63 üncü maddeleri.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun’un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine, alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup yenilik doğurucu nitelikteki talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.
3. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf dava dilekçesi ile tercih hakkını kullanarak dava konusu tazminat ve alacakların Türk lirası üzerinden ödenmesini istemiştir. Her ne kadar davacı taraf, ıslah dilekçesi ile bu alacakların USD olarak ödenmesini talep etmiş ise de yenilik doğuran hakların bir defa kullanılmakla tükendiği dikkate alındığında, somut olayda aynı alacaklar bakımından dava dilekçesindeki tercihten dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının davacı konusu tazminat ve alacaklarının Türk lirası olarak ödenmesine yönelik talebine değer verilmesi gerektiği gözetilmeden söz konusu alacakların USD üzerinden hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince; davacının, talebi ile bağlı kalınarak 49 gün yıllık ücretli izin kullanmadığının kabulü ile yıllık ücretli izin alacağı hesaplanmıştır. Davacının iddia ettiği çalışma süresi içinde Türkiye’de olduğu zamanlar bulunmaktadır. Davalının, davacının Türkiye’de bulunduğu dönemlerde izin kullandığı savunması karşısında, yurda giriş ve çıkış kayıtlarına göre Türkiye’de bulunan zamanların yıllık ücretli izne mi yoksa ücretsiz izne mi dayalı olduğu araştırılarak yıllık ücretli izne dayalı ise yıllık ücretli izin alacağının hesabında, ücretsiz izne dayalı ise davacının kıdem tazminatına esas hizmet süresinin tespitinde dikkate alınması gereklidir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi de hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.