İlgili Kanun / Madde
5510 S. SGK. /11
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/6426
Karar No. 2022/10868
Tarihi: 20/09/2022
ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN PRİM BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU İÇİN HAKLI NEDEN OLMADAN PRİMLERİN ÖDENMEMİŞ OLMASININ GEREKMESİ
HAKLI NEDENİNİN NELER OLDUĞUNUN MAHKEMECE BELİRLENECEĞİ
İFLASIN ERTELENMESİ HÜKMÜ NEDENİYLE PRİM BORÇLARININ ÖDENMEMESİNİN HAKLI NEDEN OLUŞTURACAĞI
İFLASIN ERTELENMESİ HÜKMÜNDEN ÖNCEKİ BORÇLAR İÇİN ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞUNUN DEVAM EDECEĞİ
ÖZETİ: İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır…
O halde mahkemece yapılacak iş, aynı olaya ilişkin varsa rücu dava dosyasındaki kusur raporlarının da dosya kapsamına getirtilerek – verilen kararların kesinleşip kesinleşmediğinin gözetilerek, davaya konu iş kazası ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası ile araca ilişkin takograf kayıtları aslı veya mümkün olmaması halinde ise okunaklı örnekleri dosyaya celp edilmek suretiyle bu kayıtlar üzerinden davacının olay anındaki hızının tespiti ile bu hızın olayın gerçekleştiği yer için geçerli hız limitlerinin üzerinde olup olmadığının tespitinin sağlanması, öte yandan iş kazasının gerçekleştiği olay anına gelinceye kadarki süreçte kazazede sigortalının çalışma, araç kullanma ve dinlenme sürelerine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı, böylelikle olay anında kazazede işçinin yorgun olup olmadığı hususunda da taraflarca gösterilen delillerin de toplanarak dosya kapsamına dahil edilmesi, delillerin toplanması hususunda ise sigortalı tarafından açılan tazminat davasının özü itibariyle taraflarca getirilme ilkesine tabi davalardan olup re’sen araştırma ilkesinin olmadığı hususunun da göz önünde bulundurulması bu şekilde toplanacak delillerle birlikte dosyanın trafik – iş güvenliği alanında uzman A Sınıf İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı 3 kişilik heyete tevdii edilerek tarafların somut verilere dayalı iş güvenliği açısından alması gereken önlemlerin neler olduğu hangi önlemlerin alınıp; hangi önlemlerin alınmadığı, trafik iş kazası olayının gerçekleşmesinde taraf kusurlarının belirlenmesi sağlanıp, çelişki oluşması halinde çelişkilerin de giderilmesi suretiyle mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek bir karar vermekten ibarettir.
Dava, İş kazası ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar ve davalı Ayca Otomotiv.. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince davacılar ve davalı Ayca Otomotiv.. Ltd. Şti.vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar ve davalı AXA Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Şevin Kaya Bostan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, kazazede sigortalının geçirdiği iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle eş için 5000,00-TL maddi, 80.000,00-TL manevi tazminatın, çocuklar için 20.000,00- er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 08/07/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile eş yönünden maddi tazminat talebini 116.377,24-TL’ ye çıkarmıştır.
II-CEVAP
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Hükme esas alınan İstinaf ve Yargıtay denetimine elverişli 29/12/2014 tarihli iş güvenliği uzmanı raporuna göre kazalı işçi M.A.'ın %100 oranında kusurlu olduğu davalıların kusurunun bulunmadığı davalının kusurunun illiyet bağını kestiği nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne,
Davalı Ayca Otomotiv İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne,
1) Davanın kısmen kabul, kısmen reddine,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
Davacı Meryem Akkaş'ın maddi tazminat talebinin kabulüne,
116.377,24.-TL maddi tazminatın (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Axa Sigorta A.Ş.'den alınarak işbu davacıya verilmesine,
Davacı Meryem Akkaş'ın davalı Ayca Otomotiv İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden talep ettiği maddi tazminat isteminin reddine,
2) Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin kusurlu olup müteveffa kusursuz olduğu için manevi tazminatın da hüküm altına alınması gerektiğini, davalı Ayca Otomotiv’in muris M. A.’ı "Kara Yolları Trafik Kanunu, Ağır Ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği, Karayolları Trafik Yönetmeliği ve İş Kanunu’’ uyarınca gerekli tedbirleri ve yükümlülükleri yerine getirmeksizin çalıştırdığını, kazanın meydana gelmesinde aslen kusurlu olduğunu,muris-işçiyi sigortasız çalıştırdığını, murisin yapmış olduğu iş gereği gerekli ve zorunlu olan ağır işlerde çalışılabilir raporunu almadığını,iş ile ilgili muris işçiye gerekli eğitim verilmediğini,aracın teknik bakım ve muayenelerinin yapılmadığını, Karayolları trafik yönetmeliği gereği dinlenme ve mola sürelerine uyulmadığını, araçta trafik güvenliği için zorunlu teknik eksikliklerin giderilmediğini(takometre, muavin, mesleki yeterlilik belgesi vs.) davalı şirketin ağır ihmali olduğunu, dosyada sadece Şubat 2012 ayına ilişkin genel bakımların yapıldığına dair belgeler bulunduğunu, davalı tarafın kusurlu olması nedeniyle manevi tazminat taleplerinin de hüküm altına alınması gerektiğini, müvekkilin uğradığı zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki asgari ücretteki artış oranlarının dikkate alınması gerektiğini,
Davalı Axa Sigorta vekili temyiz dilekçesinde özetle; Sigortalı aracın sürücüsü müteveffanın kazaya tam kusuru ile sebebiyet verdiğinden dolayı, davacının ZMSS poliçe teminatından yararlanabilmesinın söz konusu olmadığını, dolayısıyla aracın zorunlu trafik sigortasını yapan sigortacının sorumluluğunun, ancak aracın işleteninin tazminat ile sorumlu tutulmasına bağlı olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmadığını, deştekten yoksunluk tazminatının hesabında, desteğin kusurunun dikkate alınması gerektiğini, somut olayda davacıların, miras bırakanının yani desteğinin tam kusuru nedeniyle doğan zararlarını, işletenin sorumluluğunu üstlenen – davalı sigortacıdan istediklerini, davacıların desteğinin, talep konusu zararları doğuran kazanın meydana gelişinde tam kusurlu olduğunu, trafik tespit tutanağı ve toplanacak delillerden anlaşılacağını, davacıların desteğinin dava konusu zararlara tam kusuru ile sebebiyet verdiği nazara alındığında, davacıların, TBK.52 (EBK.md.44) ve KTK md.86/2 düzenlemeleri karşısında hiçbir maddi ve hukuki sebebe dayalı olarak trafik sigortacısı müvekkil şirkete taleplerini yöneltemeyeceğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, iş kazası sebebiyle vefat eden sigortalının desteğinden yoksun kalan davacıların maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işverenin iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur. Gerçekten, olayda İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar göz önünde tutularak müteveffa sigortalının kazanın gerçekleştiği gün kaç saat çalıştığı, bu çalışma saatleri içinde birden fazla yere sefer yapıp yapmadığı,ne kadar süre istirahat yapması gerektiği, kazanın gerçekleştiği an itibariyle yorgun olup olmadığı, aracın teknik bakım ve kontrollerinde eksiklik olup olmadığı, davacının iddia ettiği gibi acele etmesi yönünde baskı kurulup kurulmadığı, yapılan işin niteliğine göre, iş ile ilgili ve işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerine göre işverenin işyerinde alması gerekli önlemleri alıp almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususların ayrıntılı incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadığı anlaşılmaktadır. İşveren, çalışanlarının işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu çerçevede işçisinin yasal sınırları aşar süratte araç kullanmasını önlemek için gerekli tedbirleri alması, risklerden kaçınması, kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmesi, risk değerlendirmesi yapması ve/veya yaptırması, teknik gelişmelere uyum göstermesi, tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmesi, mesleki riskleri önlemesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbiri alması, gerekli araç ve gereçleri sağlaması, sağlık ve güvenlik tedbirlerini değişen şartlara uygun hale getirmesi ve mevcut iş yerinin iyileştirilmesi için çalışmalar yapması gerekmektedir.
Yine Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1979 yılında benimsenen ve Ülkemizce de onaylanan Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı İLO Sözleşmesi'nin 5. ve 6. maddelerinde karayolu taşımacılığında sürücü olarak çalışanların azami çalışma saatleri belirlenmiş, anılan maddelerde hiçbir sürücünün mola vermeksizin ve devamlı olarak dört saatten fazla araç kullanmasına izin verilemeyeceği, her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşunun, özel ulusal koşulları dikkate alarak, sözü geçen dört saatlik süreyi bir saatten fazla olmamak üzere artırabileceği, fazla mesai dâhil, azami toplam araç kullanma süresinin günde dokuz, haftada kırk sekiz saati aşamayacağı düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 98. maddesinin B bendi gereğince yük ve yolcu taşıması yapan araç işletenleri ile bu araçları sürenlerden; Araç işletenlerinin:
1) Otobüs, kamyon ve çekici araçlarında takoğraf cihazı bulundurmaları ve bunların işler durumda olmalarını sağlamaları,
2) Araçlarına ait takoğraf kayıtlarını, kayıt tarihinden itibaren 1 ay süreyle araçlarda, 5 yıl süreyle de işyerlerinde, işyeri yoksa araçlarında muhafaza etmeleri veya ettirmeleri,
3) Trafiğe çıkardıkları taşıtların cins ve plakalarını, şoförlerin kimler olduğunu, işe çıkış yer, gün ve saati ile gidilecek yeri kaydettikleri bir defter veya liste düzenleyerek kayıtlarını tutmaları,
4) Yük ve yolcu nakliyatı yapan kuruluş yetkililerinin şoförlerin çalışma sürelerini ve bu süre içerisindeki kural dışı hareketlerini izlemeleri ve kuralları ihlal etmeyi itiyat haline getiren şoförleri eğitmeleri ve bu konuda önleyici tedbirler almaları,
5) Şehirlerarası yük ve yolcu nakliyatı yapan araçlarda, bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu çalışma ve dinlenme sürelerini göz önünde bulundurmak suretiyle, şoförlerin gideceği yer ve güzergahları dikkate almaları ve buna göre uğrayacağı, il, ilçe veya durak yerlerinde yedek şoförleri hazır bulundurmaları, zorunludur.
Somut olayda, davacıların murisi Muharrem Akkaş'ın, davalılardan Ayca Otomotiv.. Ltd. Şti.'nde servis şoförü olarak çalıştığı, 14/04/2012 tarihinde saat 18:10 sıralarında davalı Ayca Otomotiv şirketi adına kayıtlı 34 HRL 76 plakalı otobüs ile seyir halinde iken Mimaroba'dan Büyükçekmece istikametine sol şeritte seyrettiği sırada aracın hakimiyetini kaybedip orta bariyere çarparak karşı yönde seyretmekte olan sürücüsü Hasan Karataş olan 34 DN 1232 plakalı çekici ve buna takılı 34 DN 1233 plakalı dorsenin ön sol köşe kısmına çarpması şeklinde gerçekleşen kaza meydana geldiği, davacıların murisinin kaza nedeniyle vefat ettiğianlaşılmıştır. Dosya kapsamında tek iş güvenliği uzmanı makine mühendisinden alınan 29/12/2014 tarihli raporda “Sürücü Muharrem Akkaş, kullandığı aracın hızını görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayıp direksiyon hakimiyetini kaybederek orta bariyerlere çarpıp, karşı şeritten gelen 34 DN 1232 plakalı çeki ve buna takılı 34 DN 1233 plakalı dorsenin ön sol köşe kısmına çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazası olayında asli olarak kusurludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Madde 52-Sürücüler: a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır” şeklinde belirtilerek davacılar murisinin %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; raporun oluşa uygun olmadığı, kazazedenin kazanın gerçekleştiği gün kaç saat çalıştığı,ne kadar süre istirahat yapması gerektiği, kazanın gerçekleştiği an itibariyle yorgun olup olmadığı, aracın teknik bakım ve kontrollerinde eksiklik olup olmadığı,yapılan işin niteliğine göre, iş ile ilgili ve işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerine göre işverenin işyerinde alması gerekli önlemleri alıp almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, tüm bunların olaya etkisinin varlığı gibi hususların ayrıntılı incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş, aynı olaya ilişkin varsa rücu dava dosyasındaki kusur raporlarının da dosya kapsamına getirtilerek – verilen kararların kesinleşip kesinleşmediğinin gözetilerek, davaya konu iş kazası ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası ile araca ilişkintakograf kayıtları aslı veya mümkün olmaması halinde ise okunaklı örnekleri dosyaya celp edilmek suretiyle bu kayıtlar üzerinden davacının olay anındaki hızının tespiti ile bu hızın olayın gerçekleştiği yer için geçerli hız limitlerinin üzerinde olup olmadığının tespitinin sağlanması, öte yandan iş kazasının gerçekleştiği olay anına gelinceye kadarki süreçte kazazede sigortalının çalışma, araç kullanma ve dinlenme sürelerine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı, böylelikle olay anında kazazede işçinin yorgun olup olmadığı hususunda da taraflarca gösterilen delillerin de toplanarak dosya kapsamına dahil edilmesi, delillerin toplanması hususunda ise sigortalı tarafından açılan tazminat davasının özü itibariyle taraflarca getirilme ilkesine tabi davalardan olup re’sen araştırma ilkesinin olmadığı hususunun da göz önünde bulundurulması bu şekilde toplanacak delillerle birlikte dosyanın trafik – iş güvenliği alanında uzman A Sınıf İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı 3 kişilik heyete tevdii edilerek tarafların somut verilere dayalı iş güvenliği açısından alması gereken önlemlerin neler olduğu hangi önlemlerin alınıp; hangi önlemlerin alınmadığı, trafik iş kazası olayının gerçekleşmesinde taraf kusurlarının belirlenmesi sağlanıp, çelişki oluşması halinde çelişkilerin de giderilmesi suretiyle mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacılar ve davalı Axa Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.