ÖZETİ: Dairemizce usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
Taraflar arasında akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiilî çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 x 10,00 TL =1.400,00 TL’dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL x 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL’nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin rehber ve usta öğretici olarak davalı Belediyede çalıştığını, ücretlerinin %25’inin zamlı ödenmediğini, altı gün fiilî çalışmasına göre hafta tatili ücretinin çalışmaksızın ödenmesi gerekirken ödenmediğini, Belediye tarafından düzenlenen tüm etkinliklerde çalıştığını, genel tatil ücretinin ve çalıştığı zaman zamlı genel tatil ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, ilave tediye alacağı, yıllık izin alacağı, ücret, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tüm alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 28.08.2001 -15.04.2007 tarihleri arası çalıştığını, usta öğreticilerin ücretlerine ilişkin özel düzenleme bulunduğunu, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine ilişkin talebin yerinde olmadığını, davacının 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) kapsamı dışında kalması sebebi ile yıllık izne hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.11.2013 tarihli ve 2011/288 Esas, 2013/1043 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı işyerinde usta öğretici olarak çalıştığı, çalışma süresinin 5 yıl 7 ay 16 gün olduğu, aylık brüt 1.112,10 TL ücret ile çalıştığı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedene dayalı olmadan sonlandırıldığı ve ödenmeyen ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
- Birinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.04.2015 tarihli ve 2014/966 Esas, 2015/13154 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının taleplerinin hizmet cetvelindeki süreye göre değerlendirilmesi gerektiği, ücret alacağı tespit edilirken hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesap hatası yapıldığı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplanırken talep aşımı yapıldığı gerekçesiyle Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından maddi hatanın giderilmesi istemli dilekçe verilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/29760 Esas, 2015/35840 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.04.2015 tarihli ve 2014/966 Esas, 2015/13154 Karar sayılı bozma kararının 2 No.lu bendindeki hizmet cetvelindeki sürelerin esas alınmasına dair bozma gerekçesinin ortadan kaldırılmasına ve davacının yıllık izin ve kıdem tazminatına esas olan ücretin hatalı belirlendiği anlaşıldığından bu konunun yeniden incelenmesine karar verilerek önceki kararda bozma konusu edilen bozma gerekçeleri dışındaki sebepler saklı tutulmak suretiyle davacı temyizi yönünden; Mahkemece son aya yansıyan fark ücretin de eklenmesi ile bulunacak ücret üzerinden kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin hesaplanması gerektiği, ayrıca usta öğretici olan davacının hafta tatilinde 4857 sayılı Kanun’a göre çalışmadan alması gereken normal ücreti talep ettiği ve Mahkemece kabul edilen bu talebin bozma konusu yapılmadığı, bu durumda davacının çalışılmayan hafta tatilinde ücreti hak ettiğinin kabulü hâlinde işçilik alacaklarının hesaplanmasında bu hafta tatili günlerinin de katılması gerekeceği, bu yönü ile davacının hizmet süresinin yeniden belirlenerek bu durumun etki ettiği alacakların karar altına alınması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
- Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.02.2021 tarihli ve 2016/805 Esas, 2021/28 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- İkinci Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
- Dairemizin 15.04.2021 tarihli ve 2021/4042 Esas, 2021/8271 Karar sayılı kararı ile; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun (657 sayılı Kanun) 176 ncı maddesine göre, ders saati ücreti ile çalıştığı, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının çalışma karşılığı olmadan ödenmesi gerekli hafta tatili ücreti eklenmeden ve sadece son ay için bulunan ücret dikkate alınarak hesaplanmasının isabetli olmadığı; diğer taraftan kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kural ise de eldeki uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edildiğinden davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusu olup bu hâlde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
- Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmında belirlenen ilkeler doğrultusunda rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilerek rapor alındığı, dosya arasına alınan bilirkişi raporunun dosya bilgilerine uygun ve bozma ilâmındaki feshe bağlı hakların son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınmak suretiyle alacak tutarlarının belirlenmesi sonucu usule uygun gerekçeli ve denetime elverişli biçimde hazırlandığı, hesaplanan alacakların ödendiğine ilişkin herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı, buna göre davacının davasının hesaplanan tutarlar ve ıslah dilekçesi çerçevesinde kısmen kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
- Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine esas ücretin hatalı belirlendiğini, davacının kıdeme esas giydirilmiş brüt ücreti hesaplanırken aya düşen ilave tediyenin de eklenmesi gerektiğini, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplamasında talep aşımının söz konusu olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin kendisi tarafından haksız nedenle feshedildiğini, ödenmeyen tazminat ve ücret alacağı bulunmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının çalışılan dönemlerdeki ücretler esas alınarak hesaplanması gerektiğini, hesaplamaların hatalı yapıldığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; kıdem tazminatı ve yıllık izin ücret alacağı hesabına esas alınması gereken ücret miktarının tespitine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
657 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesi, 4857 sayılı Kanun’un 32, 53 ve 59 uncu maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Dairemizce usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
Taraflar arasında akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiilî çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 x 10,00 TL =1.400,00 TL’dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL x 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL’nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
- Diğer taraftan, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuraldır. Ancak eldeki uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu hâlde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, davacıya son bir yıl içinde ödenen aylık ücretlerin ortalamasının esas alınması gereklidir.
Dairemizin 15.04.2021 tarihli bozma kararıyla; hüküm, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesabında hafta tatili ücreti eklenmemesinin ve sadece son aya ait ücretin esas alınmasının hatalı olduğu belirtilmiş ve Mahkemece yapılacak işin bozmada belirtilen hesaplama yöntemine göre davacıya son bir yıl içinde ödenen aylık ücretlerin ortalamasının esas alınarak kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin belirlenmesi olduğuna işaret edilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduğu ve feshe bağlı olan hakların son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınması suretiyle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm verildiği açıklanmıştır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin davacının son bir yıllık aylık ücret ortalamasının alınarak değil son aya ait ücretinin esas alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen sebeple Mahkemece; yukarıda açıklanan hesaplama yöntemine göre her ay için ayrı ayrı o ayın puantajlarına göre yapılan ders sayısı ve çalışılan toplam gün sayısı tespit edilerek o ay için günlük ücretin ne kadar olduğu belirlenmeli ve çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ücreti her ay için ayrı ayrı tespit edilerek aylık ücret miktarları tespit edildikten sonra, son bir yıllık aylık ücret ortalaması esas alınarak kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Bozmaya uyulduğu hâlde, bozma gereği yerine getirilmeden, yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup kararın üçüncü kez bozulmasını gerektirmiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.