Yargı Kararları

USULÜNE UYGUN DELEGE SEÇİMİ YAPMA ZORUNLULUĞU

SAYILAR

Esas No : 2023/13127
Karar No : 2023/11289
Tarihi : 11.07.2023
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/15
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : USULÜNE UYGUN DELEGE SEÇİMİ YAPMADAN GENEL KURUL TOPLAMA DELEGE SEÇİMLERİNİN İPTALİNE BAĞLI İPTAL EDİLEN SENDİKA GENEL KURULU SONRASI KAYYUM ATANMASININ GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/15

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2023/13127
Karar No. 2023/11289
Tarihi: 11.07.2023

USULÜNE UYGUN DELEGE SEÇİMİ YAPMADAN GENEL KURUL TOPLAMA
DELEGE SEÇİMLERİNİN İPTALİNE BAĞLI İPTAL EDİLEN SENDİKA GENEL KURULU SONRASI KAYYUM ATANMASININ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, şube bulunmayan işyerlerindeki delege seçimlerinin Sendika Tüzüğü ile Delege Seçim Yönetmeliği'ne aykırı şekilde gerçekleştirildiği, ilanların usule uygun olarak yapılmadığı, gerçekte bir delege seçimi yapılmadığı, dava konusu Genel Kurulun da hukuka aykırı olarak belirlenen delegelerle toplandığı gerekçeleriyle davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptalini talep etmektedir.
Belirtmek gerekir ki İlk Derece Mahkemesince kesin nitelikteki karar ile 3. Olağan Genel Kurulu oluşturacak, şube genel kurulu dışında belirlenen delege seçimlerinin iptaline karar verildiğinden, 20-21 Kasım 2021 tarihlerinde icra edilen davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptaline karar verilmesi isabetlidir. Bununla birlikte Mahkemece kayyım tayini isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 6356 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin son fıkrasında yer alan "Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler." şeklindeki düzenleme ile genel kurulun iptal edilmesi durumunda herhangi bir takdir hakkı tanınmaksızın mahkemece kayyım tayin edilmesi gerektiği emredici şekilde öngörülmüştür. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince kayyım tayinine karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen delege seçimlerinin iptali ile genel kurulun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun icrası için yapılan delege seçimlerinin iptaline ve seçimin yeniden yapılmasına, davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptaline, kayyım tayin edilmesine ilişkin fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı kabul edilen talepler bakımından davalı vekili ile reddedilen kayyım tayini talebi bakımından davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerinin iptali istemine ilişkin dava bakımından İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine yapılan itirazların, Mahkemece kesin olarak karara bağlanacağı ve Mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı bulunduğu açık olarak ifade edilmiştir. Bu itibarla delege seçimlerinin iptali istemine ilişkin dava bakımından 6356 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Sendika genel kurulunun iptali istemine ilişkin dava bakımından; İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş ise de 6356 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinde “Temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir.” hükmü gereği davanın ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
I. DAVA 
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, Sendikanın 2. Olağan Genel Kurulunun 10.12.2017 tarihinde yapıldığını, Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun ise 21.11.2021 tarihinde yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'da sendika olağan genel kurullarının en geç dört yılda bir yapılacağının belirtildiğini, buna uygun olarak da Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinde “Merkez Genel Kurulu olağan olarak; dört yılda bir Genel Yönetim Kurulunun tespit edeceği yer, gün ve saatte sendika genel merkezinin bulunduğu ilde yapılır” hükmünün düzenlendiğini, buna göre Olağan Genel Kurulun Tüzük'te belirtilen sürede toplanması gerektiğini, 3. Olağan Genel Kurulun da 10.12.2021 tarihinde yapılmasının zorunlu olduğunu, şu hâlde davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun süresinde yapılmadığını, bu nedenle Genel Kurulun iptali ve Yönetim Kuruluna işten el çektirilerek kayyum atanmasını talep ettiklerini, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kuruluna katılacak delegelerin seçiminin mevzuata aykırı olarak yapıldığını, bunun sonucu olarak da Sendika Genel Kurulunun oluşumunun hukuken sıhhatli olmadığını, kanun koyucu 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre sendika genel kurullarının demokratik esaslara uygun olarak toplanmasını ve karar almasını son derece önemli bulduğundan 6356 sayılı Kanun’un 9 ve 16 ncı maddeleri arasında genel kurulların oluşması, genel kurulun görev ve yetkileri, genel kurulların toplanma zamanı, genel kurul toplantı ve karar yeter sayıları, genel kurulda yapılacak seçimlerde uyulacak esasları, genel kurullarda yapılacak seçimlere ve genel kurulun oluşumuna itirazı ve genel kurul dışında yapılacak delege seçimlerini ayrıntılı bir şekilde düzenlediğini, kanun koyucunun amacının, genel kurulların önemi ve işlevi itibarıyla hukuken sıhhatli bir şekilde oluşmasını sağlamak olduğunu, bunun için de genel kurula katılacak delegelerin usulüne göre seçilmesi, genel kurulun usulüne göre ve zamanında toplanmasını, genel kurulda yapılacak seçimlerin usulüne göre yapılmasını aradığını, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun, seçimli genel kurul olduğunu, davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun 6356 sayılı Kanun'a, Sendika Tüzüğü'ne ve Delege Seçim Yönetmeliği'ne göre oluşturulmadığını, Sendika Tüzüğü'nün 12 nci maddesinde “Merkez genel kurulu; … Şube Genel Kurullarında, üye sayıları esas alınmak suretiyle seçilecek delegeler” ile “bağımsız işyeri/işletme olarak faaliyet gösteren işyerlerinde çalışan üyeler arasından seçilecek delegelerden oluşur” ve “Genel yönetim kurulunca, bağımsız işyerleri veya işletmelerde çalışan üyeler arasından, seçilecek delege sayısı bu maddenin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) ve bentlerinde belirtilen usule göre belirlenir. Bu delegeler, Genel Kurul tarihinden en geç bir ay önce, Delege Seçim Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre seçilir” düzenlemelerinin yer aldığını, davalı Sendikanın Tüzüğü'nün eki niteliğindeki Delege Seçim Yönetmeliği'nde şubesi bulunmayan işyerlerinde merkez genel kuruluna seçilecek delegelerin seçimine ilişkin usul ve esasların ayrıntılı bir şekilde düzenlendiğini, oysa davalı Sendikanın şubesi bulunmayan işyerlerindeki seçimlerin bu esaslara tamamen aykırı bir şekilde yapıldığını, şubesi bulunmayan işyerlerinde çalışan üyelere, delege seçimi yapılacağı hususunun gerçekte ilan edilmediğini, ilan askı tutanakları ve askıdan indirme tutanaklarının aynı anda işyerlerinde çalışan bazı üyelere ayak üstünde, hastane kafeteryalarında, hatta bazen araç kaportalarının üzerinde imzalattırılıp ilan asma ve indirme tutanaklarını usule uygun bir şekilde yapılmış gibi gösterildiğini, aynı tutanakları ve seçim sonucu tutanaklarını komisyon başkanı olarak görevlendirilen Genel Merkez yöneticilerinin de imzaladığını ancak gerçekte söz konusu Genel Merkez yöneticilerinin Türkiye'nin değişik illerinde yapılan üst kurul delege seçimlerine iştirak etmediklerini, bu tutanakların tamamının Sendika genel merkezinde Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri tarafından sonradan imzalandığını, illerde yapılan üst kurul delege seçimlerinin tarihleri ile Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin HTS kayıtları karşılaştırıldığında bu gerçeğin ortaya çıkacağını, Sendika Merkez Olağan Genel Kurulunu oluşturacak üst kurul delegeleri için yapılacak seçimlerden illerde ve işyerlerinde çalışan üyelerin büyük çoğunluğunun haberlerinin dahi olmadığını, bu nedenle adaylık başvurusu yapma imkânından yoksun kaldıklarını, delege adayı olmak isteyenlerden başvuru dilekçesi alınmadığını, yalnızca Genel Merkezin belirlediği delege olması istenen kişilerden başvuru dilekçesi alındığını, delege aday listelerinin usulünce hazırlanmadığını ve usulüne göre işyerlerinde ilan edilmediğini, üyelerin büyük bir çoğunluğunun seçimlerden de adaylardan da haberdar olmadığını, gerçekte bir seçim yapılmadığı sadece kağıt üzerinde işyerlerinde seçim yapılmış gösterildiği için işveren olan ilgili bakanlıklara veya illerdeki mülkî idare amirliklerine herhangi bir bildirim de yapılmadığını, şube kongresi yapılan iller hariç hiçbir işyerinde sandık konulmadığını, işçilerin oy kullanmadığını, Sendika Genel Merkezinin, sadece kendi istediği delegelerin Genel Kurul delegesi seçilerek Genel Kurula katılmasını ve bu şekilde yeni dönem için seçilmelerini garanti etmek amacıyla seçim yaptırmadığını, seçim sonucunu gösteren tanzim tutanaklarının işyerlerinde ilan edilmediğini, gerekli ilanlar da yapılmadığı veya yapılmış gösterildiği için Sendika üyelerine delege seçimine itiraz imkânı da tanınmadığını, yaklaşık 200.000 üyeye sahip Türkiye’nin 3 üncü büyük Sendikasının Genel Kuruluna hiçbir ilde kimsenin delege olmak istememesi veya sadece seçilecek delege sayısı kadar başvuru olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu durumun gerçekte bir seçim yapılmadığının, sadece Genel Merkez tarafından belirlenen delegelere adaylık başvurusu yaptırıldığının ve onlarla oluşan bir Merkez Genel Kurulunun toplandığının açık kanıtı olduğunu, Genel Kurulda Yönetim Kuruluna aday olan iki üye R.K. ve A.Y.’nin adaylık koşullarının da yerine gelmediğini, bu kişilerin sağlık işkolundaki çalışmalarının sahte olduğu gibi üyeliklerinin de hukuka uygun olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Sendikanın 3. Olağan Genel Kurulunun iptal edilerek genel kurulu Kanun ve Tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun) hükümleri gereğince kayyum veya kayyum heyeti tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, davacının Yalova'da yapılan Genel Kurul delege seçimlerinde delege adayı olduğunu ve delege seçildiğini, dolayısıyla seçimden haberdar olduğunu ve süresi içinde seçimlere bir itirazı olmadığını, aynı şekilde diğer illerde yapılan Genel Kurul delege seçimlerine de hiçbir itiraz olmadığından onların da kesinleştiğini, bütün illerde seçilen delegelere ait delege listelerinin Öz Sağlık İş Sendikası genel merkezinde ilan ve askıya çıkarıldığını buna da hiçbir itiraz olmadığından kesinleştiğini ve İlçe Seçim Kurulu nezaretinde Olağan Genel Kurul seçiminin yapıldığını, davacının kesinleşmiş delege seçimleri üzerinden Genel Kurulun iptalini talep ettiğini, bu iptal talebinin aynı zamanda tüm illerin delege seçimine itiraz niteliği taşıdığını, davacının herhangi bir zorunlu organ üyeliğine aday olmadığını ve adaylık başvurusunda bulunmadığını, Genel Kurul sonuçlanana kadar geçen aşamaların tamamında yer alan davacının hukuki yararının olmadığının kabulü gerekeceğini, davacının Olağan Genel Kurul iptali talebinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu,            davacının aday olsa bile seçimi kazanamayacağını anladığından Genel Kurulun iptali için dava açma yolunu seçtiğini, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğunu, delege seçiminin seçim esnasında gerçekleşen işlemlerin hukuka aykırı olduğundan bahisle iptalini talep etmek için 6356 sayılı Kanun'da öngörülmüş olan iki günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu, süresi içerisinde iptalini bilinçli olarak talep etmeyerek daha sonra bu delegelerle yapılan genel kurulun iptalini delege seçimindeki usulsüzlükler nedeniyle talep etmenin dürüstlük kuralına uygun olmadığını, müvekkili Sendikaya ait yürürlük süresi 3. Olağan Genel Kurul ile sona eren Tüzüğün 13 üncü maddesinde seçimlerin dört yılda bir yapılacağı, Genel Yönetim Kurulunca tespit edileceği ve Genel Merkezin bulunduğu ilde yapılacağının açık olduğunu, Kanun maddesinde öngörülen süre üst sınır olduğundan, en geç dört yılda bir yapılacağı hükmüne göre müvekkili Sendikanın 3 yılın 12 nci ayında yaptığı 3. Olağan Genel Kurulun makul bir sürede yapıldığını, müvekkili Sendikanın delege seçimlerinin Kanun, Tüzük ve Şube Delege Seçim Yönetmeliği'ne uygun olarak yapıldığını, davacının Genel Kurul dışında yapılan delege seçimlerine karşı itirazlarının, Kanun'da belirlenen hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığını, henüz şubesi kurulmamış veya şube genel kurulu yapılmamış illerde delege seçimlerinin Genel Merkez tarafından görevlendirilmiş yetkililer tarafından yapıldığını, dava konusu seçimlerin Şube Seçim Yönetmeliği'ne uygun şekilde yapıldığını, mevzuata uygun şekilde; delege seçim ilanı, ilan asma tutanağı, ilan indirme tutanağı, adaylık başvuru dilekçesi, seçim yapılmasına gerek olmadığına dair tutanak gibi tüm belgeler ile seçimlerin gerçekleştirildiğini, davacı tarafın seçimde düzenlenen belgelerin gerçekte yapılmadığını, sonradan düzenlendiğini ifade ettiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, zira bu belgelerin bir kısmında davacının kendi imzasının da olduğunu, güvenlik endişesi olmadığı seçimlerde mülkî amirliğe bilgi verilmesine ihtiyaç duyulmadığını, şubesi bulunmayan illerdeki Genel Kurul delegelerinde de Şube Delege Yönetmeliği'ne uygun seçimler yapıldığını ancak seçilecek delege sayısından daha fazla aday müracaat etmediği için müracaat edenlerin delege seçildiğini, müvekkili Sendika tarafından 20-21.11.2021 tarihinde icra edilen Genel Kurulun olağan genel kurul olup 6356 sayılı Kanun’a ve Tüzüğe uygun bir şekilde sendikal demokrasi içerisinde yapıldığını, şayet Kanun'a aykırı bir durum söz konusu olsa bile (kabul anlamına gelmemekle birlikte) davacının Yalova seçimlerine hak düşürücü süre içerisinde itiraz etmediğini, 3. Olağan Genel Kurul ile yönetime seçilen R.K. ve A.Y’nin seçimlerinde hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2022 tarihli ve 2021/800 Esas, Karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 07.06.2022 tarihli ve 2022/2126 Esas, 2022/2432 Karar sayılı kararı ile; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 01.12.2022 tarihli ve 2022/11523 Esas, 2022/15928 Karar sayılı kararı ile; inceleme konusu davada, dava dilekçesinin içeriğine göre davacı vekilinin talebinin esas itibarıyla öncelikle Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali, devamında ise hukuka aykırı şekilde belirlenen delegelerle toplanan Olağan Genel Kurulun iptali istemine ilişkin olduğu bu itibarla somut olayda esasen davacı vekilinin iki ayrı davası bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince hem Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından hem de Olağan Genel Kurulun iptali talebi bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulmamasının 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesine aykırı olduğu, açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre İlk Derece Mahkemesince, Genel Kurul dışında icra edilen delege seçimlerinin iptali talebi bakımından da yapılacak inceleme neticesinde bu talep yönünden ayrıca usulüne uygun hüküm kurulması ve oluşacak sonuca göre daha sonra Olağan Genel Kurulun iptali davası bakımından değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Sendikanın şubesinin bulunmadığı 75 ilde herhangi bir delege seçimi yapılmadığının tespit edildiği, 6356 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının "Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır. Delege seçiminin mahkeme tarafından iptal edilmesi hâlinde, seçimler on beş gün içinde yenilenir." hükmünü içerdiği, davacı tarafça seçim sonuçlarını gösterir tanzim tutanaklarının ilan edilmediğinin iddia edildiği, davalı Sendika tarafından ise seçim sonuçlarının Sendika Genel Merkezinde ilana çıkarıldığınun ileri sürüldüğü, dosya kapsamında seçim sonuçlarının seçimin yapıldığı ilde ve işyerinde usulüne uygun şekilde ilan edildiğini gösterir herhangi bir belge bulunmadığı, davalı Sendika her ne kadar seçim sonuçlarını Sendika Genel Merkezinde ilan ettiğini öne sürmüş ise de bu şekilde yapılan ilanın Delege Seçim Yönetmeliği'ne uygun olmadığının açık olduğu, delege seçimlerinin hiç yapılmamış olması ile seçilen delege ilanlarının sadece Genel Merkezde ilan edilmesi hukuka aykırı olduğundan 6356 sayılı Kanun'un "Seçimlere İtiraz" başlıklı 15 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki 1 aylık sürenin kabul edildiği ve davanın süresinde açıldığının kabul edildiği, 75 ilin 68'inde delege seçimi yapılmadığı, bu illerde Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulunca belirlenen delege sayısı kadar delege adaylığı başvurusu yapıldığından seçime gerek duyulmadığının davalı tarafça da kabul edildiği, hâl böyle olunca delege seçimlerine ilişkin ilanların gereği gibi yapılmadığının tespit edildiği, illerin önemli bir çoğunluğunda mülki amirliklere seçimle ilgili bilgi verilmediğinin görüldüğü, delege seçimlerinin her ilde seçilmesi planlanan delege sayısı kadar delege adaylığı başvurusu yapıldığı gerekçesi ile bu illerde delege seçiminin yapılmamış olması ile seçilen delege ilanlarının sadece Genel Merkezde ilan edilmesi durumunun seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ve kanuna aykırılık olduğu kanaatine varıldığı, davacı vekili tarafından kayyum veya kayyum heyeti tayin edilmesi talep edilmişse de; dosya arasında mevcut şube Yönetim Kurulunun, Genel Kurulu usulünce toplantıya çağırmasına ve delege seçimlerini gerçekleştirmesine engel teşkil edebilecek herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacı tarafın bunun sakıncalı olduğunu gösterir somut ve inandırıcı herhangi bir delil sunmadığı anlaşıldığından kayyum tayinine gerek bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun icrası için yapılan delege seçimlerinin iptaline ve seçimin yeniden yapılmasına, davalı Sendika 3. Olağan Genel Kurulunun iptaline, kayyım tayin edilmesine ilişkin fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kayyım tayini taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacının Öz Sağlık İş Sendikasının Yalova İl Başkanı iken Yalova'da yapılan Genel Kurul Delege Seçimlerinde delege adayı olduğunu ve delege seçildiğini, verdiği adaylık dilekçesinden de anlaşılacağı üzere seçimden haberdar olduğunu ve süresi içinde seçimlere bir itirazı olmadığını, bütün illerde seçilen delegelere ait delege listelerinin Öz Sağlık İş Sendikası Genel Merkezinde ilan ve askıya çıkarıldığını, buna da hiçbir itiraz olmadığından kesinleşmiş ve İlçe Seçim Kurulu nezaretinde Olağan Genel Kurul seçiminin yapıldığını, davacının kesinleşmiş delege seçimleri üzerinden Öz Sağlık İş Sendikasının Genel Kurulunun iptalini talep ettiğini, bu iptal talebinin aynı zamanda tüm illerin delege seçimine itiraz niteliği taşıdığını, kaldı ki davacının sadece Yalova ilinde delege seçimine katılabileceğini ve diğer illerde böyle bir hak ve menfaati olamayacağından hukuki yararından da söz edilemeyeceğini, ayrıca davacının tutanaklarda imzası bulunduğundan iş bu davayı açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, davacının iptal gerekçesi olarak ileri sürdüğü, sahte olduğunu iddia ettiği tutanaklarda davacının imzasının yer aldığını, davacının iptalini talep ettiği delege seçiminde delege seçildiğini, davacının delege olarak katıldığı Genel Kurulda aday olmadığı gibi Genel Kurulda tüm kurullar için tek liste ile seçime gidildiğini, bu seçimin iptalinde hukuki yararı bulunmadığını, kendi işyerine/çalıştığı ile ilişkin delege seçimi dışındaki delege seçiminin iptali talebinde bulunmasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile zaten mümkün olmadığını, davacının aday olsa bile seçimi kazanamayacağını anladığından Genel Kurulun iptali için dava açma yolunu seçtiğini, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğunu, müvekkili Sendika tarafından alınan uzman görüşünün İlk Derece Mahkemesince hiçbir suretle değerlendirilmeye alınmadığını ve gerekçeli karara dahi konu edilmediğini, İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun, dosyaya sunulan uzman görüşü ile çelişkili olup söz konusu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince hüküm kısmında delege seçimlerinin iptaline karar verildiğini ancak hangi ildeki ve o ilin hangi işyerindeki delege seçimlerinin iptal edildiğinin ayrı ayrı belirtilmediğini, şubesi olan illerin Şube Genel Kurullarında seçilen delegelerin durumunun belirtilmediğini, Yalova delege seçimleri yapılırken davacı Yalova Şube başkanı olduğundan delege seçim ilan tutanakları ve tüm tutanaklarda imzası bulunduğunu, kendisinin katıldığı ve seçildiği delege seçimlerine karşı kanunda belirtilen iki günlük itiraz süresinin geçmediğini ve itiraz hakkının devam ettiğini düşünmenin anlamsız olduğunu, Genel Kurulun iptali kararı ve delege seçimlerinin iptali kararının birlikte uygulanabilecek kararlar olduğunu, bu sebeple birisi için kanun yolu açık karar verilirken diğeri için kesin karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Sendika Olağan Genel Kurulunu oluşturan delegelerin hukuka aykırı olarak belirlenip belirlenmediği ile Olağan Genel Kurulun iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Kanun’un “Genel kurulun toplantı zamanı” kenar başlıklı 12 nci maddesi şöyledir:
“(1) Kuruluşların ilk genel kurulu tüzel kişiliğin kazanılmasından, şubelerin ilk genel kurulu ise kuruluş tarihinden itibaren altı ay içinde yapılır.
(2) Olağan genel kurul en geç dört yılda bir toplanır.
(3) İki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ait faaliyet ve hesap raporu, yeminli mali müşavir raporu, denetleme kurulu raporu ve gelecek döneme ait bütçe teklifi toplantı tarihinden on beş gün önce genel kurula katılacaklara gönderilir.
(4) Olağanüstü genel kurul, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü hâllerde ya da genel kurul üye veya delegelerinin beşte birinin yazılı isteği üzerine altmış gün içinde yazılı istekteki konuları öncelikle görüşmek üzere toplanır. Talep tarihi itibarıyla olağan genel kurul toplantı tarihine altı aydan az bir süre kalması hâlinde olağanüstü genel kurula gidilemez; ancak, isteğe konu olan hususlar olağan genel kurul gündemine alınır.
(5) Genel kurula çağrı yönetim kurulu tarafından yapılır.
(6) Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket eden kuruluş veya şube yönetim kuruluna; kuruluşun üyelerinden birinin veya durumu tespit eden Bakanlığın başvurusu üzerine, mahkeme kararıyla işten el çektirilir. Mahkeme, ayrıca genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Seçimlere itiraz” kenar başlıklı 15 inci maddesi şöyledir:
“(1) Genel kurulda yapılan organ ve delege seçimlerinin devamı sırasında yapılan işlemlere ilişkin olarak seçim sonuç tutanaklarının düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde yapılacak itirazlar hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. İtiraz süresinin geçmesi ve itirazların karara bağlanmasından hemen sonra hâkim, 14 üncü madde hükümlerine göre kesin sonuçları ilan eder ve ilgili kuruluş veya şubesine bildirir.
(2) Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre iki ay içerisinde sonuçlandırılır. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir.
(3) Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler.”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Genel kurul dışında yap