ÖZETİ Somut olayda, davacı murisinin polis memuru olarak 25.06.2012 tarihinde ilk atamasının yapıldığı, tüm dosya kapsamına göre murisin, olay günü 24:00-08:00 saatleri arasında görevli bulunmaktayken bebeğinin rahatsızlanması üzerine kıdemli baş polis memurundan izin alarak saat 01:15’te uygulama nöbetini bitirmesini müteakiben kendisine ait özel aracıyla evine dönerken trafik kazası geçirerek vefat ettiği, söz konusu durumun 03:15’te tutanak altına alındığı, Kurum tarafından verilen 26.06.2020 tarih ve 639 sayılı Vazife Malullüğü Tespit Kurulu kararıyla murisin vefatına neden olan olayın fiilen görevinin başında iken meydana gelmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 47’nci maddesinin birinci fıkrasına göre vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla; davacı murisinin görevinin tutanağa göre saat 01:15 itibariyle sona erdiği, özel aracıyla evine giderken trafik kazası geçirmesi sonucunda meydana gelen vefat olayında vazife malullüğü şartlarının oluşmadığı dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup davanın reddine karar verilmelidir.
Taraflar arasındaki tespit ve aylık bağlanması talebine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Özlem Aşkar Tufan tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin eşi merhum polis memuru Harun Okşar’ın 26.06.2020 tarihinde görevi başında iken trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, yapılan inceleme sonucu kurumun 01.07.2020 tarih 87075778-205.01.02-E.7730187 sayılı işlemi ile vazife malulü olmadığına ilişkin kararın tebliğ edildiğini, bu hususa ilişkin Ankara İdare Mahkemesinin 2020/1637 Esas sayılı dosyası ile davalarının görevsizlik nedeni ile reddedildiğini, kazada diğer taraf Ahmet Turan Yücer’in tam kusurlu bulunduğunu, Sivas 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/230 – 2021/1127 Esas ve Karar sayılı ilamı ile 4 yıl 26 gün hapis cezası verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin eşinin her ne kadar kendi aracı ile kaza yapmış ise de aracını Emniyet Müdürlüğü işlerinde kullandığından ve görevi esnasında hayatını kaybettiğinden dolayı vazife malulü sayılması gerektiğini, SGK’nın vazife malulü kabul etmeyerek müvekkiline vazife malulü aylığı bağlanamayacağı yönündeki kararının 5510 sayılı Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na aykırı olduğunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanun’un 47 nci maddesinde; vazife malullükleri, keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan, kanunun tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan, yasak fiilleri yapmaktan, intihara teşebbüsten, her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından, doğmuş olursa bunlara uğrayanlar hakkında vazife malullüğü hükümleri uygulanmaz” hükmünün yer aldığını, dava konusu kazada ise söz konusu madde içeriğinden anlaşılan olayların varlığından söz edilemeyeceğini, müteveffanın görevi esnasında çocuğunun hastalanması sebebi ile eve gitmek zorunda kaldığını, evden işyerine dönerken iş bu kazayı geçirdiğini, eve gitme işleminin amirinin sözlü rızası ile olduğunu, bu durumun emniyet raporunda sabit olduğunu, eylemin görev kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, AYİM’in 92/723 Esas 93/149 Karar sayılı ilamında; “KPDS sınavı için kıtasından izinli olarak ayrılan ve Ankara’ya giden sınav sonrası ise birliğine dönerken sivil otobüsün kaza yapması sonucu sakatlanan kişinin vazife maluliyeti hükümlerinden yararlanması gerektiği” yönündeki kararın davalarına emsal olduğunu, İzmir’de 2018 yılında görev yerine gitmek için karşıdan karşıya geçerken bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden polis memuru Buket Keleş’in davasında Ankara 5. İş Mahkemesi’nin vazife maluliyetine karar verdiğinden ve SGK Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığının 01.07.2020 tarih ve 87075778-205.01.02-E. 7730187 sayılı işlemin iptali ile müvekkili murisinin vefatı sebebiyle vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması ve müvekkili ve diğer mirasçılarının emeklilik ve diğer özlük haklarından bu şekilde yararlandırılması gerektiğinden bahisle, davalı SGK Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığının vazife malulü sayılmama kararının iptaline, söz konusu olay neticesinde müteveffa Mehmet Harun Okşar’ın vazife malulü (şehit) sayılmasının tespitine ve müvekkillerine vazife malullüğü aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
Davalı Kurum vekili, vazife malullüğü davalarında 5510 sayılı Kanuna tabi kişilerde adli yargı, 5434 sayılı Kanuna tabi kişilerde ise idari yargının görevli olduğunu, görevli Mahkemenin idari yargı olduğunu, Polis Memuru Mehmet Harun Okşar yönünden hangi kanuna tabi olduğunun belirlenmesi ve buna göre hüküm verilmesi gerektiğini, emeklilik sicil dosyasının tetkikinde Emniyet Genel Müdürlüğünden alınan 14.05.2020 tarihli yazıları ekinde ilgilinin dul ve yetimlerine aylık bağlanmasına ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi üzerine, 18.06.2020 tarihli işlem ile ilgilinin dul ve yetimlerine 15.05.2020 tarihinden itibaren dul yetim aylığı bağlandığını, daha sonra ilgilinin durumunun kurumlarının vazife malullüğü tespit kurulunca 26.06.2020 tarihinde 639 sayı ile incelendiğinde; “Emniyet Genel Müdürlüğü Sivas İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken 15.04.2020 tarihinde vefat eden Mehmet Harun Coşar’ın 15.04.2020 tarihinde Ankara yolu üzerinde 24:00 – 08.00 saatleri arasında görevli olan gurupta bulunduğu, nöbetinin 24:00 – 01:15 saatleri arasında olduğu, ilgilinin nöbetinin bitmesi üzerine kıdemli baş polis memurundan yeni doğan bebeğinin ateşlenmesi sebebi ile izin istediği, ilgilinin aldığı izin üzerine kendi sevk ve idaresinde bulunan araç ile evine gitmek üzere iken saat 02:10 sıralarında başka bir araç ile çarpışma sonucu vefat ettiğini, vefat ettiği olayda fiilen görev başında olmadığını, ilgili hakkında 5510 sayılı Kanun’un 47 nci maddesinin 1 inci fıkrasına göre vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına,” şeklinde karar verildiğini, söz konusu karara ilişkin 01.07.2020 tarihli yazı ile ilgilinin eşine bilgi verildiğini, ilgilinin izin almak suretiyle görevden ayrılıp kendi sevk ve idaresindeki araç ile evine gittiği sırada kazanın meydana gelmesi nedeniyle dul ve yetimleri hakkında vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına kanunen imkan bulunmadığı gibi bu hususta kurumlarınca yapılan işlemlerde her hangi bir yanlışlık ta bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… İhtilafın özü, davacıların eş ve babası polis memuru Mehmet Harun Okşar’ ın görevde iken çocuğunun rahatsızlığı nedeni ile izin almak suretiyle görevden ayrılıp kendi sevk ve idaresindeki araç ile evine gittiği sırada 26.06.2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle vazife malullüğü hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesidir.
5510 sayılı Kanun’un 47 nci maddesi “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.” düzenlemesine yer vermiştir.
Davacının eşi müteveffa Mehmet Harun Okşar’ın 4/1-c kapsamında ilk defa sigortalı olduğu tarih 04.10.2010 tarihidir. Bu kapsamda somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken hüküm 5510 sayılı Kanun’un 47 nci maddesidir.
Madde metninde sigortalının idarece sağlanan taşıtla işe gelişi ve dönüşü sırasında kazaya uğraması hali sayılmıştır. Doktrinde sigortalının şahsına tahsis edilmiş bir araçla işe geliş gidişi sırasında kazaya uğraması halinde de vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda müteveffa polis memuru idare tarafından görevlendirilmiştir. Yani görev yeri bağlı olduğu idare tarafından belirlenmiştir. Dosya içinde bulunan kayıtlara göre müteveffa sigortalının 29.03.2020 tarih ve 55389951-1011759-(62415)/D22 sayılı Yol Arama ve Kontrolleri konulu talimat yazısı gereğince 15.04.2020 günü 00.00-08.00 saatleri arasında Sivas İl Merkezi girişindeki Ankara Uygulama Noktasında görevlendirildiği, müteveffa sigortalının ise süresinde görev yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01.12.2015 tarih E. 21183, K. 21122 sayılı kararı emsal niteliktedir. Yine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 14.06.2022 tarih E.2021/9646, K. 2022/9067 sayılı kararında vazife malullüğü konusunda aynı yorumu benimsediği görülmektedir. Yargıtay 10.Hukuk Dairesi vazife malullüğünün tespitinde ölçüt olarak “kazalının kaza anında kamu görevi nedeniyle ve görev yaptığı kamu kurumu adına iş yapmakta olduğunun net bir şekilde belirlenmesi” gerektiğini vurgulamıştır.
Müteveffa sigortalının idare tarafından görevlendirildiği dosya kapsamıyla sabittir. Kaza görevlendirildiği güzergahta ve görev saatleri içinde gerçekleşmiştir. Bu kapsamda sunulan emsal kararlar ve kanun koyucunun 5510 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi ile 47 nci maddesinde benzer mahiyette düzenleme yapmış olması da gözetildiğinde; davacılar murisi sigortalının trafik kazası neticesi ölümünün 5510 sayılı Kanun’un 47 nci maddesi kapsamında vazife malullüğü olarak değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Tüm bu maddi ve hukuki olgulara göre bilirkişinin 22.11.2022tarihliraporundakideğerlendirmelerdosya kapsamına uygun olduğundan itibar edilmiş, yukarıda anlatılan gerekçelerle davanın kabulü ile davalı SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığının 01.07.2020 tarihli 87075778-205.01.02-E.7730187 sayılı işleminin iptali ile 15.04.2020 tarihinde görevli olduğu sırada geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu vefat eden davacılar murisi Mehmet Harun Okşar’ın vazife malulü sayılması gerektiğinin ve davacılara vazife malullüğü aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ” karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili, öncelikle davaya uygulanacak hukuk normu ile mahkemenin görevli olup/olmadığını tespitinin yapılmasını, davanın esası ile ilgili olarak ise davacılar murisi müteveffa sigortalının geçirmiş olduğu trafik kazasının görevi sırasında olmadığından davanın reddi gerektiğini istinaf konusu yapmıştır.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “… Öte yandan davacılar murisi vefat eden polis memurunun kaza sırasında görev dönüşü kendi aracıyla seyahat ettiği dava dosyasında görülmüştür.
Dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davacılar murisi vefat eden polis memurunun geçirmiş olduğu kaza neticesinde vazife malulü olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi iş kazalarının tespitinde öngörülen şartlar içine işçinin, işe yerine gidiş ve işin bitiminde eve dönüş sırasında meydana gelen trafik kazaları da dahildir. O halde davacılar murisinin geçirmiş olduğu kazanın işin dönüşü sırasında olmasından dolayı İlk Derece Mahkemesinin vefat eden polis memurunu vazife malulü saymasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)İncelenen Mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, … duruşma yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.
Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve HMK’nın 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü gerekçelerle kararın bozulması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tespit ve vazife malullüğü aylığı bağlanmasına ilişkindir.
- İlgili Hukuk
5510 sayılı Kanun’un “Vazife Malûllüğü” başlıklı 47 nci maddesinde; “bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir” tanımının yapıldığı, aynı hükmün 4 üncü fıkrasında ise; “süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malûllüğü aylıkları, sigortalının ölüm ya da malûliyeti sebebiyle göreviyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır.Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı” hükmü yer almaktadır.
- Değerlendirme
Eldeki dava, davacının, davacılar murisi polis memuru sigortalının görev dönüşünde kendi aracıyla evine dönerken geçirdiği trafik kazasının vazife malullüğü kapsamında olduğunun tespiti ile vazife malullüğü aylığının bağlanması istemine ilişkin olup davanın kabulüne karar verilmiş ise de Mahkemece verilen hükmün eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı murisinin polis memuru olarak 25.06.2012 tarihinde ilk atamasının yapıldığı, tüm dosya kapsamına göre murisin, olay günü 24:00-08:00 saatleri arasında görevli bulunmaktayken bebeğinin rahatsızlanması üzerine kıdemli baş polis memurundan izin alarak saat 01:15’te uygulama nöbetini bitirmesini müteakiben kendisine ait özel aracıyla evine dönerken trafik kazası geçirerek vefat ettiği, söz konusu durumun 03:15’te tutanak altına alındığı, Kurum tarafından verilen 26.06.2020 tarih ve 639 sayılı Vazife Malullüğü Tespit Kurulu kararıyla murisin vefatına neden olan olayın fiilen görevinin başında iken meydana gelmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 47’nci maddesinin birinci fıkrasına göre vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla; davacı murisinin görevinin tutanağa göre saat 01:15 itibariyle sona erdiği, özel aracıyla evine giderken trafik kazası geçirmesi sonucunda meydana gelen vefat olayında vazife malullüğü şartlarının oluşmadığı dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup davanın reddine karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
- KARAR
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
- İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi