YILLIK İZİN HAKKI

SAYILAR

Esas No :  2015/3111
Karar No : 2015/2795
Tarihi : 02.03.2015
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK. /57
Yargı Yeri: YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • YILLIK İZİN HAKKI • YILLIK İZNİN KULLANILDIĞININ KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLDUĞU • İŞVEREN YILLIK İZNİ KULLANDIRDIĞINI İŞÇİNİN İMZASINI TAŞIYAN YILLIK İZİN DEFTERİ VEYA EŞ DEĞER BELGEYLE KANITLAMASININ GEREKMESİ

Tam Metin

YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2015/3111
2015/2795
02.03.2015
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK. /57

 

 

  • YILLIK İZİN HAKKI
  • YILLIK İZNİN KULLANILDIĞININ KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLDUĞU
  • İŞVEREN YILLIK İZNİ KULLANDIRDIĞINI İŞÇİNİN İMZASINI TAŞIYAN YILLIK İZİN DEFTERİ VEYA EŞ DEĞER BELGEYLE KANITLAMASININ GEREKMESİ
ÖZETİ : 4857 sayılı İş Kanununun 59'ncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
                Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
                Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 

 

 
           

               
Dava Türü                           : Alacak

                Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
                1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
                2-Davacı, davalı işyerinde pazarlama sorumlusu olarak çalışırken, iş akdini iş şartlarındaki esaslı değişikliği kabul etmediği için kendisinin haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. 
                Davalı, davacının iş akdini istifa ederek sona erdirdiğinden kıdem tazminatına hak kazanmadığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
                Mahkemece, davacının iş akdini iş şartlarındaki esaslı değişiklik nedeniyle haklı olarak feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
                Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
                4857 sayılı İş Kanununun 59'ncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
                Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
                Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. 
                Somut olayda, davacı yıllık izinlerini kullanmadığını iddia etmiştir. Ancak davalı tarafça sunulan bordroların incelenmesinde “bordro zarfı” başlıklı imzalı belgelerde 2011 Mart ayı bordrosunda 14 gün izin ücreti tahakkukuna yer verildiği görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş, davacı isticvap edilerek, bordrodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı sorulmalı, imzanın davacıya ait olması durumunda, 14 gün iznini kullandığı kabul edilerek; imzanın davacıya ait olmaması durumunda ise şimdiki gibi bir karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
                3- Davacının hak ettiği fazla mesai ücretinin miktarı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
                Bilirkişi tarafından davacının haftalık 10 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Ancak 2010 Ocak ayında 34 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla çalışma hesabı yapılmıştır. Davacının işe giriş tarihi 26.01.2010 olup 2010 Ocak ayında sadece 6 günlük bir çalışması bulunmaktadır. Bilirkişinin 2010 Ocak ayındaki fazla çalışma ücreti hesabını işe giriş tarihini dikkate alarak yapması gerekirken yazılı şekilde 34 saat olarak hesaplaması hatalıdır.
                O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
                SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.