ZAMAN AŞIMI DEFİN,N CEVAP DİLEKÇESİ İLE İLERİ SÜRÜLMESİ ZORUNLULUĞU

SAYILAR

Esas No : 2011/7712
Karar No : 2013/13221
Tarihi : 02.05.2013
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/53 6100 S.HMK/141
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • ZAMAN AŞIMI DEFİN,N CEVAP DİLEKÇESİ İLE İLERİ SÜRÜLMESİ ZORUNLULUĞU • CEVAP DİLEKÇESİNİN ISLAHI YOLUYLA ZAMAN AŞIMI DEFİNDE BULUNABİLECEĞİ

Tam Metin

 

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2011/7712
2013/13221
02.05.2013
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/53
6100 S.HMK/141
   

  • ZAMAN AŞIMI DEFİN,N CEVAP DİLEKÇESİ İLE İLERİ SÜRÜLMESİ ZORUNLULUĞU
  • CEVAP DİLEKÇESİNİN ISLAHI YOLUYLA ZAMAN AŞIMI DEFİNDE BULUNABİLECEĞİ
  ÖZETİ Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
            1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
            Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.) Davalı vekilinin süresinde yaptığı ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilip buna göre fazla çalışma alacaklarının kabulüne karar verilmesi gerekirken,   hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
 
 
             

            DAVA                       :Davacı, izin ücreti, fazla mesai ücreti, fazla çalışma ücreti, dini ve milli bayram alacaklarının ödetilmesine  karar verilmesini istemiştir.
                                     Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                     Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi F.Uçuk Keçeli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
 
            A) Davacı İsteminin Özeti:
            Davacı,  davalı kuruma bağlı Karataş tesislerinde tesisat ustası olarak çalıştığını,  bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini  ileri sürerek,     yıllık   ücretli izin, genel tatil, hafta tatili    ve  fazla    çalışma  alacaklarını  istemiştir.
            B) Davalı Cevabının Özeti:
            Davalı,  davanın reddini istemiştir.
            C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
            Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,  davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
            D) Temyiz:
            Kararı  davalı   temyiz etmiştir.
            E) Gerekçe:
            1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin  kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
            2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık,   davacının yıllık izne hak  kazanıp kazanmadığı  noktasında   toplanmaktadır.
            4857 sayılı İş Kanunu'nun 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik  işçiler için yıllık izin  hakkı  tanınabilir.                   
            4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde mevsimlik  işlerde yıllık izin  hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik  iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki  yılın  tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınması gerekeceği açıktır.  Dairemizin istikrar kazanan kararlarında da çalışmanın 11 ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve daha sonraki çalışmalar için  yıllık izin hakkının doğduğu  sonucuna varılmıştır(Yargıtay 9.HD. 23.10.2009 gün, 2008/ 5773 E, 2009/ 28807 K.; Yargıtay 9.HD. 16.3.2007 gün, 2007/ 5978 E, 2007/ 6827 K).
            Somut olayda, davacı davalı kurumda tesisat ustası olarak çalıştığını ve yıllık izinlerinin kullandırılmadığını iddia ederek, yıllık ücretli izin talebinde bulunmuş, mahkemece  bilirkişi raporuna göre  yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne karar verilmiştir. Davacıya ait hizmet cetvelinden davacının 1994 Yılından önceki çalışmalarının yıllık 11 ayın altında kaldığı anlaşılmaktadır.Yapılan bu açıklamalara göre davacının  11 ayın üzerinde çalışması  olmayan yıllar için   yılılk izin  hakkının doğmayacağı dikkate alınarak  hesaplama yapılmalı ve yıllık izin alacağı konusunda bir karar verilmelidir.
            3- Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
            Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
            1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
            Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.) Davalı vekilinin süresinde yaptığı ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilip  buna göre fazla çalışma alacaklarının kabulüne karar verilmesi gerekirken,   hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
            F) Sonuç:
            Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.