ZİMMET İDDİASI

SAYILAR

Esas No : 2011/26212
Karar No : 2011/16791
Tarihi : 06.06.2011
İlgili Kanun/Madde : 1475 S.İşK/14
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • ZİMMET İDDİASI • CEZA MAHKEMESİ KARARININ BEKLENMESİNİN GEREKMESİ

Tam Metin

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2011/26212
2011/16791
06.06.2011
İlgili Kanun / Madde
1475 S.İşK/14
   

  • ZİMMET İDDİASI
  • CEZA MAHKEMESİ KARARININ BEKLENMESİNİN GEREKMESİ
  ÖZETİ Davacı iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, davalı ise davacının mağaza müdürü olarak çalıştığı işletmedeki emtiaları hile ile yok ederek zimmetine geçirdiğini ve şirketin kasasından hukuka aykırı para tahsil ettiğini, keza bu fiilleri gizlemek amacıyla çeşitli muhasebe ve kayıt hilelerine başvurduğunu, bu nedenlerle şirket yönetim kurulunun 10.1.2005 tarih 25 no.lu kararı ile davacının iş akdine İş K.nun 25/II maddesi uyarınca feshedilmesine karar verdiğini beyan etmiştir. Davacı hakkında davalının şikâyeti üzerine söz konusu eylemle ilgili ceza mahkemesinde emniyeti suistimal davası açılmış olup, beraat kararı verilmiş ise de kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Fail-eylem ilişkisi maddi bir olgudur. Dolayısı ile ceza mahkemesinde bu yöne ilişkin verilecek karar B.K. 53. maddesine göre sonuca etkili olmaktadır. Bu nedenle mahkemece ceza mahkemesinin kararının kesinleşmesi beklenmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir  
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, aralık ayı prim ödemesi ile kötüniyet tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                   Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi İ.Tav tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, 1.5.2003 tarihinden beri davalı şirketin Maltepe Merkez Mağazasında müdür olarak çalıştığını, 14.1.2005 tarihinde gerçeği yansıtmayan iddialarla iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, hakkındaki suçlamaların asılsız olduğu ve kötü niyetle yasal haklarının ödenmemesi amacına yönelik olduğunu, davalı şirketçe sayım sonucu eksik çıktığı belirtilen ürünlerin sorumluluğunun kendisine ait olmadığı gibi depo kaydının düzenli tutulmaması ve mal alımında da sorumluluğu bulunmadığını, üstünde genel müdür bulunduğunu ve sorumlunun genel müdür olduğunu, işten çıkarılmasının asıl nedeninin şirkette yeniden yapılanma ve işlerin azalması olduğunu, bu durumun davalı şirketçe zorla verilen 4.1.2005 tarihli ücretsiz izin yazısında da ikrar edildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, aralık ayı prim ödemesi ve kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının, müvekkili şirkete ait Maltepe merkez ve Maslak mağazalarında müdür olarak çalıştığını, bu mağazaların depo ve mağaza stoklarında bulunması gereken ürünlerin önemli miktarda eksik olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin stok sayımı ile işlemlerin denetim işini bağımsız bir denetim şirketi olan Alan Danışmanlık Yön. Ltd. Şti.ne yaptırdığını, yapılan stok sayımı sonucunda mağaza ve depodaki ürünlerin kaydının envantere göre 1291 adet eksik olduğunun tespit edildiğini, davacının bu konuda açıklama getiremediğini ve yapılan sayıma itiraz etmekle yetindiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin tekrar sayım yaptırdığını, sayımın aynı bağımsız şirket tarafından üçlü kontrol usulü ile 45 personelin katılımı ile yapıldığını, sayım neticesi düzenlenen tutanağın Alan Danışmanlık Yön. Ltd. Şti. temsilcisi, davacı Bülent Öz ve müvekkili şirket temsilcisi Bekir Yunusoğlu tarafından imzalandığını, davacının müvekkili şirkette çalışırken sorumluluğunda olan mağazalarda 22.12.2004 ve 2.1.2005 tarihlerinde yapılan sayımlarda bulunması gereken ürünün bulunmadığını, depo kayıtlarının düzensiz tutulduğunu ve belgesiz ürün kabul edildiğini, davacının görev yaptığı dönemde makbuzla işlem yapıldığını ve barkodsuz ürün satıldığını, netice olarak davacının mağaza müdürü olarak çalıştığı işletmedeki emtiaları hile ile yok ederek zimmetine geçirdiğini ve şirketin kasasından hukuka aykırı para tahsil ettiğini, keza bu fiilleri gizlemek amacıyla çeşitli muhasebe ve kayıt hilelerine başvurduğunu, bu nedenlerle şirket yönetim kurulunun 10.1.2005 tarih 25 no.lu kararı ile davacının iş akdine İş K.nun 25/11 md.si uyarınca feshedilmesine karar verdiğini, yukarda izah edildiği gibi, davacının, işvereninin güvenini kötüye kullanarak zararına sebep olduğunu, bu nedenle İş K.nun 25/11 md.si uyarınca feshedildiğinden kıdem, ihbar ve diğer tazmainatlara hak kazanmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
Davacı iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, davalı ise davacının mağaza müdürü olarak çalıştığı işletmedeki emtiaları hile ile yok ederek zimmetine geçirdiğini ve şirketin kasasından hukuka aykırı para tahsil ettiğini, keza bu fiilleri gizlemek amacıyla çeşitli muhasebe ve kayıt hilelerine başvurduğunu, bu nedenlerle şirket yönetim kurulunun 10.1.2005 tarih 25 no.lu kararı ile davacının iş akdine İş K.nun 25/II maddesi uyarınca feshedilmesine karar verdiğini beyan etmiştir. Davacı hakkında davalının şikâyeti üzerine söz konusu eylemle ilgili ceza mahkemesinde emniyeti suistimal davası açılmış olup, beraat kararı verilmiş ise de kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Fail-eylem ilişkisi maddi bir olgudur. Dolayısı ile ceza mahkemesinde bu yöne ilişkin verilecek karar B.K. 53. maddesine göre sonuca etkili olmaktadır. Bu nedenle mahkemece ceza mahkemesinin kararının kesinleşmesi beklenmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.