İlgili Kanun / Madde
5510 S. SSGSK/12
6098 S. TBK/49,50
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/8739
Karar No. 2022/2727
Tarihi: 01.03.2022
l BAKICI GİDERİ
lBAKICI GİDERİNİN BAKİYE ÖMÜR TESPİTİNE DAİR YAŞAM TABLOSUNA GÖRE BELİRLENECEĞİ
lBAKİYE SÜRE ÜCRETİNE ESAS ASGARİ ÜCRETİN HESAPLAMADA BRÜT OLARAK ALINMASININ GEREKTİĞİ
lBAKICI GİDERİNDE HAKKANİYET İNDİRİMİ YAPILMASI GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Bilindiği üzere başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri maddi zarara dahildir. Dairemizin ve Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarına göre bakıcı gideri bakiye ömür tespitine dair yaşam tablosuna göre tespit edilecek sigortalı bakiye ömrü süresince brüt asgari ücret dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan bakiye ömür yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, bakıcı giderinin hesabında emsal içtihatlara aykırı olarak brüt asgari ücret esas alınması gerekirken, net asgari ücretin alınması öte yandan bakıcı giderinden davacının kusuru oranında indirim yapılmamış olması da hatalıdır.
DAVA: Dava, maddi ve manevi iş kazasından tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı ve davalılardan Balaban Hafriyat İnş. Taahhüt Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekillerinin istinafa başvurması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine dairkarar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılardan Balaban Hafriyat İnş. Taahhüt Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22/02/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı Balaban Hafriyat İnş. Taahhüt Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. adına Av. Sırma Uysalile davacı adına Av. Zafer Binici geldiler.Diğer davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hâkimi Güner Durmuş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.09.2013 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğradığını beyanla,belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik kaydıyla 1.000 TL maddi tazminat ve manevi tazminat olarak 30.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesiyle sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi tazminat istemini 360.813,48 TL’ye, bakıcı gideri olarak istemini 810.117,67 TL’ye artırmıştır.
II- CEVAP:
Davalı Hakan Yürek vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;davacı vekilinin dava dilekçesinde sunduğu aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, dava konusu kaza sonucunda davacının şikayetçi olması üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/112994 numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, ancak hem müvekkilinin hem de davacının uzlaşma isteği doğrultusunda, aralarında uzlaşma sağlandığını, müvekkilinin hakkında açılan soruşturma dosyasında iyi niyetli davrandığını ve davacının mağduriyetini biran önce karşılamak gailesi ile uzlaşma yoluna gittiğini, yapılan uzlaşma protokolüne istinaden, 16.09.2013 tarihinde 2.000.00 TL, yine uzlaşma protokolüne istinaden 01.11.2013 tarihinde davacının askerlik borçlanması olarak 5.883,34 TL’yi SGK’ya, iş kazasından dolayı protez ve hastane masrafı olan 1.500,00 TL’yi Fetullah Yıldırım’ın kardeşi Hakan Yıldırım’a elden ödediğini, ayrıca müvekkilinin tekerlekli sandalye alımı için, 15.01.2014 tarihinde 650,00 TL ödemiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Balaban Hafriyat İnş Taahhüt Nak Tic Ve San Ltd Şti vekili duruşmadaki beyanında, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı Verim Müh. İnş.Tur. Temizlik Hizmetleri San Tic LtdŞtiadına usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmediği, herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince; “- Davanın Kısmen Kabulü ile; 24.000,00 TL manevi, 360.813,48 TL maddi zarar ile davacının bakım gideri olarak bilirkişi raporu ile tespit edilen alacağının davacının bakiye ömür süresinde aile içi destekten yararlanacağı gözetilerek 1/3 hakkaniyet indirimi yapılmak sureti ile tutarın 540.078,45 TL olarak tespiti ile 540.078,45 TL bakım gideri alacağının olay tarihi olan 12/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine Fazla talebin reddine'' şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davacı ve davalılardan Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti. istinaf başvurularının HMK. 353/b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti.vekili temyiz dilekçesinde özetle: uzlaştırma kararı gereğince davanın CMK 253/19 gereği feragat edilmiş sayılarak reddi gerektiğini, uzlaştırmanın malulen emekliliğe ait isthdam şartının fiili ve hukuki imkansızlık nedeniyle yerine getirilmediğini maluliyet durumunun Adli tıp Genel Kurulundan alınacak raporla tespitini, sorumluluğun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun112 ve 136. maddeleri gereğince hafifletilmesi gerektiğini, 31.10.2013 tarihli ibranamenin değerlendirilmediğini, Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında alınan kusur raporunda davacı da asli kusurlu kabul edilmiştir. Bilirkişilerin Soyut kanaat bildirdiğini, Tanıkların kendilerine emniyet kemeri verildiğine dair kabulünün dikkate alınmasını, davalılara müştereken % 80 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, İl Özel İdaresi, Milli Eğitim Bakanlığı ve adi ortaklığa dahil olan Hakan Yürek Ltd Şti ve yapı denetim şirketinin davaya dahil edilmesinin, gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamının tenzili gerektiğini, bakıcı giderinden kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, hesap raporları arasında fahiş fark olduğunu, bakıcı giderinden %80-90 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecekti Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL,01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL;01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL ve 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için ise 78.630 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacı vekilinin 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu ilk derece mahkemesinin 17.09.2020 tarihli kararında manevi tazminat yönünden kısmen kabul ile 24.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davacı ve davalılardan Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti. tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edildiği, 6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davalının manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının maddi tazminat hükmünden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği ve Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B- Davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre iş kazasının gerçekleşme şekline göre davacının iş kazasının gerçekleşmesinde %20 oranında kusurlu olduğu bakiye %80 oranındaki kusurun ise bu kusurdan sorumlu olan kişiler arasında açılması mümkün rücu dava dosyasında tartışılabilme imkanının bulunmasınına göre bu husus bozma sebebi yapılmamak suretiyle, davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Bilindiği üzere başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri maddi zarara dahildir. Dairemizin ve Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarına göre bakıcı gideri bakiye ömür tespitine dair yaşam tablosuna göre tespit edilecek sigortalı bakiye ömrü süresince brüt asgari ücret dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerekmektedir. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan bakiye ömür yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, bakıcı giderinin hesabında emsal içtihatlara aykırı olarak brüt asgari ücret esas alınması gerekirken, net asgari ücretin alınması öte yandan bakıcı giderinden davacının kusuru oranında indirim yapılmamış olması da hatalıdır.
O halde mahkemece yapılacak iş, bakıcı giderinin tespiti açısından kararın davacı tarafça temyiz edilmemiş olması nedeniyle davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, hükme esas alınan 17.09.2019 tarihli hesap raporunda bilinen dönem sonu olarak esas alınan 31.12.2019 tarihini gözeterek bu tarihten sonra yürürlüğe giren asgari ücretleri rapora yansıtmamak, bilinen bu dönem boyunca bilinen asgari ücretlerin brüt tutarı üzerinden hesap yapmak, bilinen dönem sonundan itibaren ise progresif rant sistemiyle %5 artırım ve%5 iskontolama suretiyle bilinmeyen dönemde davacının hak edeceği bakıcı giderini tespit etmek, öte yandan tespit edilen bu tutardan davacının %20 oranındaki kusuru gözetilerek indirim yapmak, devamla davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde bakıcı giderinden 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapmak, sonuç olarak hesap edilecek bakıcı gideri miktarına göre iş bu temyize konu kararın davacı tarafça temyiz edilmemiş olması nedeniyle davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı gözeterek, hesap edilecek miktar iş bu kararda bakıcı gideri olarak hüküm altına alınan 540.078,45 TL’den az ise o miktara, yüksek ise şimdiki gibi hüküm altına alınan 540.078,45 TL’ye hükmederek sonucuna göre usuli kazanılmış hakları gözeterek bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Balaban Hafriyat İnş. Taah. Nak. Tic. Ltd. Şti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, İzmirBölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı Balaban Hafriyat İnş. Taahhüt Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı Balaban Hafriyat İnş. Taahhüt Nak. Tic. ve San. Ltd. Şti. iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi