Yargı Kararları

BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞAMAYA DEVAM EDEN SİGORTALIYA BAĞLANAN GELİR VE AYLIKLARIN KESİLECEĞİ VE GERİ İSTENECEĞİ

SAYILAR

Esas No : 2017/4977
Karar No : 2017/7099
Tarihi : 23.10.2017
İlgili Kanun/Madde : 5510 S. SGK. /56
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : l BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞAMAYA DEVAM EDEN SİGORTALIYA BAĞLANAN GELİR VE AYLIKLARIN KESİLE-CEĞİ VE GERİ İSTENECEĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
5510 S. SGK. /56

T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2017/4977
Karar No. 2017/7099
Tarihi: 23.10.2017

l BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞAMAYA DEVAM EDEN SİGORTALIYA BAĞLANAN GELİR VE AYLIKLARIN KESİLECEĞİ VE GERİ İSTENECEĞİ

ÖZETİ: Somut davada; davalı ve eşinin 14.09.2006 tarihinde boşandıktan sonra, 30.03.2012 tarihinde yeniden evlendikleri; 25.05.2012 tarihli denetmeninin hazırlamış olduğu rapor kapsamında imzalı beyanı alınan davalı ve eşini 15 yıldır tanıdığını, ayrıldıklarını duymadığını, birlikte ikamet ettiklerini ve aynı adresteki bakkaliye dükkanını işlettiklerini bildirdiği, mahkeme huzurunda alınan yeminli beyanında da rapor kapsamında alınan beyanı ile aynı yönde beyanda bulunduğu, yine kamu tanığı sıfatıyla huzurda yeminli dinlenen davalının boşandığından haberi olmadığını ve muhtar ile aynı yönde davalı ve eşinin birlikte dükkan işlettiklerini beyan ettiği, boşanma ilamının incelenmesinde dava ve karar tarihlerinin aynı olması, herhangi bir nafaka, tazminat vs.talebi bulunmaması gözetilerek anlaşmalı boşanma mahiyetinde olduğunun anlaşılması, celp edilen seçmen kayıtlarında dava konusu dönemlerde davalının 22.7.2007 ve 21.10.2007 seçimlerinde adresinde kayıtlı olduğu ve 22.07.2007 seçiminde bu adreste oy kullandığı, eski eşinin de aynı tarihli seçimde aynı adrese kayıtlı olarak oy kullandığı, davalının 2009, 2010 ve 2011 seçimleri kayıtlarında ise ikamet ettiğini beyan ettiği Safranbolu adresinde kayıtlı olduğu, ancak bu seçimlerde oy kullanmadığı, kaydına göre davalının maaş hesabının 17.10.2008 sonrasına ait olmak üzere adresinin Atatürk Mahallesi 47/3 Yenice olması ve bu tarihin dava konusu dönem içerisinde olması, hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin davanın reddine ilişkin değerlendirmesi, aksi sabit oluncaya kadar geçerli denetmen raporu ve dosyaya celp edilen kayıtlar ile tarafsız tanık beyanları karşısında, yerinde olmayıp, davalının boşandıktan sonra yeniden evlilik yapıncaya kadar ki dava konusu dönemde aynı adreste eski eşiyle eylemli olarak birlikte yaşadığı sabit olmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

DAVA: Dava, 5510 sayılı Kanun'un 56. ve 96. maddeleri kapsamında davalıya ödenen aylık bedellerinin birlikte yaşama gerekçesiyle kurum tarafından istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davalının boşandıktan sonra eski eşiyle tekrar evlendikleri tarihe kadar birlikte yaşama olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 14.09.2006 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren ve 506 sayılı Kanun'un hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm (yetim) aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı kurumca kesilerek, 17.10.2008-16.05.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuku işlemi tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Somut davada; davalı ve eşinin 14.09.2006 tarihinde boşandıktan sonra, 30.03.2012 tarihinde yeniden evlendikleri; 25.05.2012 tarihli denetmeninin hazırlamış olduğu rapor kapsamında imzalı beyanı alınan davalı ve eşini 15 yıldır tanıdığını, ayrıldıklarını duymadığını, birlikte ikamet ettiklerini ve aynı adresteki bakkaliye dükkanını işlettiklerini bildirdiği, mahkeme huzurunda alınan yeminli beyanında da rapor kapsamında alınan beyanı ile aynı yönde beyanda bulunduğu, yine kamu tanığı sıfatıyla huzurda yeminli dinlenen davalının boşandığından haberi olmadığını ve muhtar ile aynı yönde davalı ve eşinin birlikte dükkan işlettiklerini beyan ettiği, boşanma ilamının incelenmesinde dava ve karar tarihlerinin aynı olması, herhangi bir nafaka, tazminat vs. talebi bulunmaması gözetilerek anlaşmalı boşanma mahiyetinde olduğunun anlaşılması, celp edilen seçmen kayıtlarında dava konusu dönemlerde davalının 22.7.2007 ve 21.10.2007 seçimlerinde adresinde kayıtlı olduğu ve 22.07.2007 seçiminde bu adreste oy kullandığı, eski eşinin de aynı tarihli seçimde aynı adrese kayıtlı olarak oy kullandığı, davalının 2009, 2010 ve 2011 seçimleri kayıtlarında ise ikamet ettiğini beyan ettiği Safranbolu adresinde kayıtlı olduğu, ancak bu seçimlerde oy kullanmadığı, kaydına göre davalının maaş hesabının 17.10.2008 sonrasına ait olmak üzere adresinin Atatürk Mahallesi 47/3 Yenice olması ve bu tarihin dava konusu dönem içerisinde olması, hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin davanın reddine ilişkin değerlendirmesi, aksi sabit oluncaya kadar geçerli denetmen raporu ve dosyaya celp edilen kayıtlar ile tarafsız tanık beyanları karşısında, yerinde olmayıp, davalının boşandıktan sonra yeniden evlilik yapıncaya kadar ki dava konusu dönemde aynı adreste eski eşiyle eylemli olarak birlikte yaşadığı sabit olmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.