İlgili Kanun / Madde
818 S.BK/41
T.C
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2008/3574
Karar No. 2009/5383
Tarihi: 09.04.2009
l İŞ KAZASI
l KUSUR BİLİRKİŞİLERİNİN DAVALI YANIN-DA ÇALIŞANLARDAN OLUŞTURUL-MASININ DOĞRU OLAMAYACAĞI
ÖZETİ: Somut olayda öncelikle davada taraf olan Karayolları Genel Müdürlüğümde mühendis olarak çalışan elemanların bilirkişi olarak tayin edilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki hükme esas alınan raporda; davalı tarafın çalışanı olan bilirkişi heyetinin, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak özellikle araçta zincir bulundurup bulundurmama ve aracın lastiklerinin kış koşullarına uygun olup olmaması yükümlülüklerinin işveren yerine işçiye yüklenmesine göre, işveren tarafından uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, yapılan işte ve iş için kullanılan otomobilde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte ve olayın oluşumuna uygun olduğu söylenemez.
DAVA: Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hüseyin Can tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece dava konusu edilen trafik-iş kazasında davalıların kusuru bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.
Zararlandırıcı olayda davalı ipek Satış Dış Ticaret Ltd Şti' nin işçileri olan muris ile diğer işçi Kadir Kaynar'ın 11.11.2002 tarihinde Karadeniz Bölgesinde saat pazarlama ve satışı için davalı şirkete ait 24 SSA 34 plakalı otomobille yola çıktıkları, murisin kullandığı otomobille pazarlama işi için gittikleri Mesudiye'den Gölköy'e dönerken virajı alan aracın yolların buzlu ve kaygan olması nedeniyle kayarak karşı şeride geçip takla atması şeklinde gerçekleşen tek taraflı trafik iş kazası sonucunda davacılar murisinin öldüğü diğer işçinin ise yaralandığı dosyadan anlaşılmaktadır . Cumhuriyet Savcılığı tarafından tutulan 19.11.2002 tarihli olay yeri tespit tutanağında murisin kullandığı Şahin marka aracın virajı aldıktan sonra kaygan ve buzlu yolda durmayarak karşı şeride geçerek tümseğe çarparak takla attığı yolun ve havanın açık olduğu , yağmur ve kar bulunmadığı, viraj levhasının yerinde olduğu tespit edilmiş, aynı tarihli kaza tespit tutanağında da aracı kullanan murisin 5/8, yollarda buzlanma olduğundan ve işaret levhası bulunmadığından Karayolları Genel Müdürlüğü' nünde 3/8 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Yerel Mahkemenin hükmüne esas aldığı 14.4.2008 günlü bilirkişi raporunda ismi geçen bilirkişilerinin üçünün de davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nde mühendis olarak çalıştıkları ve raporun içeriğinde işverenleri konumunda olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü' nünü kazanın geçtiği yerin yüksek bölge olduğu kış aylarında buralarda buzlanma olduğunun sürücüler tarafından bilinebileceği, viraj levhasının bulunmasına göre de bu davalının kusurunun bulunmadığı, davalı şirketin de yapılan iş yolculuğunun uzun olmasına göre dinlenme ve yolculuk saatlerinin işçiler tarafından belirlenebileceği, araçta teknik bir arıza da bulunmadığından kazada kusurlu olmayacağı, davacılar murisinin ise virajda gece şartlarında aracın hızını iyice düşürmesi ve zincir ve kar lastiği kullanması gerekeceğinden olayda % 100 kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Somut olayda öncelikle davada taraf olan Karayolları Genel Müdürlüğümde mühendis olarak çalışan elemanların bilirkişi olarak tayin edilmesi doğru görülmemiştir. Kaldı ki hükme esas alınan raporda; davalı tarafın çalışanı olan bilirkişi heyetinin, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak özellikle araçta zincir bulundurup bulundurmama ve aracın lastiklerinin kış koşullarına uygun olup olmaması yükümlülüklerinin işveren yerine işçiye yüklenmesine göre, işveren tarafından uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, yapılan işte ve iş için kullanılan otomobilde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte ve olayın oluşumuna uygun olduğu söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, olayın oluşumuna uygun olarak varsa işçinin ve davalıların kusur oranlarını tespit ettirmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, davalı taraf çalışanının bilirkişi olarak atanması ve işverenin yükümlülüklerinden olan aracın kış koşullarına uygun donanıma sahip olup olmadığı konusundaki sorumluluğun işçiye yüklenmesine göre inandırıcı güç ve nitelikte olmayan ve 77. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunun hükme dayanak alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz ve temyiz başvuru harcının istek halinde davacılara iadesine, 9.4.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.