ÖZETİ İşten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabı işveren olup Sosyal Güvenlik Kurumuna husumet yöneltilmesi doğru değildir. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalıdır.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işveren Birleşik Mağazaları AŞ (BİM) nezdinde kasiyer olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, alacaklarının tahsili amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu ve neticesinde davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesine karar verildiğini ancak işveren tarafından işten çıkış kodunun kötüniyetli olarak kod 29 olarak bildirildiğini ileri sürerek işten çıkış kodunun iptali ile çıkış kodunun 04 olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, işten çıkış kodunun değiştirilmesi için davacı ile işverenin birlikte başvuruda bulunması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı BİM vekili cevap dilekçesinde; davacının mağaza sorumlusu olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacıya hizmet süresi göz önüne alınarak kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin yapıldığını eldeki davada taraf olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iş sözlemesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu yönünden ise Kurumun yasal hasım olduğunu bu nedenle kusuru bulunmamasından dolayı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği konusunda yeterli araştırma yapılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı hakkında Kuruma bildirilen işten çıkış kodunun işsizlik ödeneğinden faydalanmasına engel teşkil ettiği bu nedenle hukuki yararının bulunduğu, davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit isteminde davalı Kurumun taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 25 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“(1) Sigortalılığın sona ermesine ilişkin bildirimler, Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olanlar için Ek-5, (c) bendine tabi olanlar için ise Ek-5/A’da bulunan sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta ile yapılır. (Ek cümleler:RG-18/8/2021-31572) Sigortalı işten ayrılış bildirgesi Ek-5 ve Ek-5/A’nın açıklamalar bölümündeki işten ayrılış ve eksik gün nedenlerine ilişkin kodları belirlemeye ve bu kodlarda değişiklik yapmaya Kurum yetkilidir. Söz konusu düzenlemeler işverenlere Kurumca duyurulur.”
- Dairemizin 26.09.2022 tarihli ve 2022/8185 Esas, 2022/10424 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şöyledir:
“…
1.Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilâmın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. 6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerekir.
Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hâkim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir.
Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Aynı şekilde eda davası açılabilecek hâllerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.
İşveren tarafından SGK’ya bildirilen işten ayrılış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davalarında güncel hukuki yararın varlığı, her somut olayın özelliğine göre ve dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak tespit edilmelidir. …
…
- Ayrıca belirtmek gerekir ki işten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabı işveren olup SGK ya da İŞKUR’a husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen Yönetmelik’in 25 inci maddesine atıfla SGK’ya husumet yöneltilebileceği kabul edilmiş ise de bu madde, SGK’nın işten çıkış ve/veya işten çıkarılış durumlarında hangi bildirim kodunun uygulanacağına ilişkin düzenleme yapma yetkisini ifade etmektedir. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince sözü edilen madde hükmüne atıfla SGK’ya husumet yöneltilebileceğinin kabul edilmesi isabetsizdir. Davalı SGK’ya yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
…”
- Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
İşten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabı işveren olup Sosyal Güvenlik Kurumuna husumet yöneltilmesi doğru değildir. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalıdır.
- KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.