Yargı Kararları

İŞVERENİN İŞE DAVETTE İŞÇİYE BİR BAŞKA İŞ ÖNERMESİ HALİNDE İŞİ VE ÇALIŞMA KOŞULLARINI AÇIK ANLAŞILIR VE SOMUT OLARAK BİLDİRMESİNİN GEREKTİĞİ

SAYILAR

Esas No : 2016/27258
Karar No : 2020/737
Tarihi : 20/01/2020
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/21
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : l  İŞVERENİN İŞE DAVETTE İŞÇİYE BİR BAŞKA İŞ ÖNERMESİ HALİNDE İŞİ VE ÇALIŞMA KOŞULLARINI AÇIK ANLAŞILIR VE SOMUT OLARAK BİLDİRMESİNİN GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/21

T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi   

Esas No. 2016/27258
Karar No. 2020/737 
Tarihi: 20/01/2020        

l  İŞVERENİN İŞE DAVETTE İŞÇİYE BİR BAŞKA İŞ ÖNERMESİ HALİNDE İŞİ VE ÇALIŞMA KOŞULLARINI AÇIK ANLAŞILIR VE SOMUT OLARAK BİLDİRMESİNİN GEREKTİĞİ

ÖZETİ Her ne kadar mahkemece davacının davalı şirkete ait işyerlerinden birinde çalışmayı kabul etmediği, işe iade talebinin samimi olmadığı gerekçesiyle boşta geçen süre ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatının reddine karar verilmişse de isabetli olmamıştır. Zira davalı işveren tarafından davacı işçiye çalışabileceği iş, işyeri, çalışma şartları somut olarak gösterilmemiştir. İşçinin nerede ve hangi çalışma şartlarında çalıştırılabileceği açık ve anlaşılır şekilde belirtilmediğinden işverenin işe davet yönünden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğinden söz edilemez. Davalının işe davetinin samimi olmadığı anlaşıldığından davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacaklarının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı aleyhine işe iade davası açıldığını, davanın kabulüne ilişkin kararın onanarak kesinleştiğini, kesinleşen işe iade kararı üzerine kanuni on günlük süre içinde işe başlatılma talebinde bulunulmasına rağmen davalının kanuni otuz günlük süre içinde işe başlatmadığını ileri sürerek dört ay boşta geçen sürenin eklenmesi ile işe başlatılmadığı 30.11.2015 fesih tarihindeki emsal ücret üzerinden ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücret alacağı, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı kurum vekili, ihale makamı olduklarını, davacının diğer davalı şirketin işçisi olduğunu, davanın tarafı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir
Davalı şirket vekili, davacının işe iade talebine karşılık ihale şartnamesi gereği aynı işte çalıştıramayacağını ancak ihtarnamesiyle davacıyı işe davet ettiğini, davacının işe başlamak için gelip görüşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının işe iade talebinin samimi olmadığı gerekçesiyle boşta geçen süre ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatının reddine, onama kararı ile feshin geçersizliğinin kesinleşmesi sebebi ile diğer taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili ile her iki davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.-İşe iade davası sonunda işçinin başvurusunun ve işverenin işe davetinin samimi olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.4857 sayılı Kanunda işçinin şahsen başvurması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi, vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 17.06.2009 gün ve 2009/9-232 esas, 2009/278 karar).İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört , en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. İse iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini bir ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz. İşverence kanuni süre içinde gönderilmiş olsa da, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
Somut olayda, kesinleşen işe iade kararı üzerine davacı vekili tarafından kanuni on günlük süre içinde 26.10.2015 tarihli ihtarname ile işe başlatılma talebinde bulunulduğu, talebin davalıya 30.10.2015 tarihinde tebliği üzerine 09.11.2015 tarihli cevabı ihtarname ile davalı şirket aynı kurumdan ihale aldığını ancak ihale sözleşmesi eki olan teknik şartnamede şoför kadrosunda çalışacakların ilköğretim – ortaokul mezunu olması koşulu bulunduğunu, davacının bu şarta haiz olmadığını, ilkokul mezunu olması sebebi ile aynı işyerinde şartname gereği çalıştıramayacaklarını ancak talep ve rızası olması durumunda başka işyerlerinde çalıştırabileceklerini bildirmişlerdir. Her ne kadar mahkemece davacının davalı şirkete ait işyerlerinden birinde çalışmayı kabul etmediği, işe iade talebinin samimi olmadığı gerekçesiyle boşta geçen süre ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatının reddine karar verilmişse de isabetli olmamıştır. Zira davalı işveren tarafından davacı işçiye çalışabileceği iş, işyeri, çalışma şartları somut olarak gösterilmemiştir. İşçinin nerede ve hangi çalışma şartlarında çalıştırılabileceği açık ve anlaşılır şekilde belirtilmediğinden işverenin işe davet yönünden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğinden söz edilemez. Davalının işe davetinin samimi olmadığı anlaşıldığından davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacaklarının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.