Yargı Kararları

SAYILAR

Esas No : 2008/1289
Karar No : 2008/1991
Tarihi : 25.02.2008
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/2,18-21
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İŞYERİ • İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ BELİRLENMESİNE ESAS İŞÇİ SAYISININ TESPİTİ

Tam Metin

 

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2008/1289
2008/1991
25.02.2008
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/2,18-21
   

  • İŞYERİ
  • İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMININ BELİRLENMESİNE ESAS İŞÇİ SAYISININ TESPİTİ
  ÖZETİ: Mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce "4857 sayılı iş Kanunu'nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır, işyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı kanunun 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre, davalı cemiyetin tüm işyerlerinde çalışan toplam işçilerin 30 işçi sayısında dikkate alınması gerekir. Mahkemece aksi düşünce ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
             

DAVA         : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin
geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davalı cemiyetin İzmir/Urla Huzurevi ve Geriatri hastanesi inşaatında kontrol mühendisi olarak çalışan davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının cemiyetin hastane inşaatı nedeni ile kurduğu kontrol mühendisliği işyerinde çalıştırıldığını, işyerinin geçici işyeri olduğunu ve inşaat bitince kapatıldığını, cemiyetin bu iş kolundaki işyerinde çalışan sayısının 9 olduğunu,30 işçi bulunmaması nedeni ile davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce "4857 sayılı iş Kanunu'nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır, işyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı kanunun 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dâhil olduğu iş kolundan sayılır. Dosya içeriğine göre, sosyal dayanışma ve yardım amacı ile faaliyet gösteren ve Merkezi İstanbul'da olan davalı cemiyetin, amaçlan doğrultusunda inşaat Emlak Dairesi kurduğu, aynı yönetim altında değişik yerlerde inşaat işine girdiği, bu kapsamda davacının çalıştığı İzmir Urla ilçesinde Huzurevi ve Geriatri Hastanesi inşaat yapımına başladığı, bu inşaat işinde 9 işçinin çalıştığı anlaşılmaktadır. Yukarda anılan hükümler doğrultusunda, işverenin bu inşaat işi, asıl işe yardımcı iştir ve asıl işin tabi olduğu iş kolundan sayılmalıdır. Bir başka anlatımla kurumun sosyal amaçlan için yaptığı inşaatın, bağımsız olarak ayrı bir iş kolu olarak nitelendirilmesi doğru değildir.
Somut bu maddi ve hukuki olgulara göre, davalı cemiyetin tüm işyerlerinde çalışan toplam işçilerin 30 işçi sayısında dikkate alınması gerekir. Mahkemece aksi düşünce ile sonuca gidilmesi hatalıdır. Davacının iş güvencesi hükümleri kapsamında kaldığı anlaşıldığı takdirde, davalı işverenin iş sözleşmesinin feshinde belirttiği ve işletmeden kaynaklanan reorganizasyon kararı nedeni üzerinde durulmalı, ispat yükü kendisinde bulunan davalı işverenin bu konudaki delilleri incelenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir" gerekçesi ile bozulması üzerine, mahkemece davalı işverenin Emlak inşaat Müdürlüğünde çalışan sayısının 14 olduğu, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile tekrar davanın reddine karar verilmiştir.
Daha önceki bozmada açıklandığı üzere, davalı işverenin Emlak ve inşaat Müdürlüğü, dernek niteliğindeki Cemiyetin bir birimidir. Cemiyetin asıl faaliyet alanı, sosyal dayanışma ve yardım amacı olup, Genel iş koluna girmektedir. Davacının çalıştığı bölümde yapılan iş yardımcı iş olup, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca asıl iş kolu olan Genel iş kolundan sayılmalıdır. O halde davalı cemiyetin sadece Emlak ve inşaat Müdürlüğünde değil, asıl iş koluna bağlı tüm işyerlerinde iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin 30 işçi sayısında dikkate alınması gerekir. Bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.