T.C. YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. | 2016/9512 | İlgili Kanun/Madde: |
Karar No. | 2019/17896 | 6356 S. STK/25 |
Tarihi: | 10.10.2019 |
|
|
ÖZETİ Davacının tazminat talebinin dayanağı 6356 sayılı Yasa'nın 25. maddesi kapsamında olup fesih hali
dışında da 25. maddenin 1. 2. 3. fıkralarına aykırılık halinde ayrıca sendikal tazminata hükmedileceği 4. fıkrada ele alınmıştır. Mahkemenin karar gerekçesinde dayanılan 5. madde fesih halindeki sendikal tazminata yöneliktir. İşçinin 6356 sayılı Yasanın 25/1.-2.-3. maddesine dayalı sendikal tazminat talebinde bulunması halinde iş aktinin devam edip etmemesine bakılmaksızın davanın esasına girilmesi gerekirken mahkemece yasal düzenleme yanlış yorumlanarak sendikal tazminat talebinin fesih şartına bağlanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir |
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili
tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 01.09.2003 tarihinden beri ve halen davalı şirkete ait Gebze fabrikasında
mekanik atölyede çalıştığını, davalı işyerinde çalışan işçilerin Birleşik Metal İş Sendikası'na üye
olduklarını, sendika tarafından da 26.06.2013 tarihi itibariyle T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından sendikanın işyerinde 61 çalışana karşın 31 üye işçinin bulunduğu gerekçesi ile çoğunluk
tespitine karar verildiğini, işyerinde sendikanın varlığını istemeyen davalı işveren ve vekilleri aracılığı ile
çalışanlarının sendikadan vazgeçirmek için önce bir kısım işçinin iş akdinin feshedildiğini, bir kısım
işçinin istifasının sağlandığını, dava tarihi itibariyle de işyerinde 31 sendika üyesinden istifa eden ve iş
akdi feshedilenlerden sonra Şubat ayında istifa eden 6 işçiden sonra işyerinde 5 sendika üyesinin
kaldığını, davalı işveren şirket vekilleri eliyle, işyerinde çalışanlar arasında sendikalı/sendikasız işçi
ayrımı yaratarak, işçilik hakları ile çalışanları " terbiye" etmeye yeltendiğini ve uygulamayı da uzun bir
süredir de sürdürdüğünü, bu konuda; sendika tarafından üye işçiler üzerindeki sendikal baskının sona
erdirilmesi için yazışmalar yapıldığını ve sonuç alınamadığını, sendikanın çoğunluk tespitinden sonra
Temmuz ayında belirlenerek ödenen Haziran zammının sendikalı işçilere ödenmediğini, ramazan ve
kurban bayramlarında (Temmuz ve Ekim aylarında) ödenen 1/2 aylık ücret tutarındaki primin sendikalı
işçilere verilmediğini, yılbaşında verilen 1 aylık ücret tutarındaki primin sendikalı işçilere ödenmediğini,
Temmuz ayından yılbaşına kadar ay başında ödenen aylık ücretlerin sendikasız çalışanlara zamanında
ödendiğini, sendikalı çalışanlara geç uygulamadan işveren vekillerinin Cumhuriyet Savcılığına
şikayetten vazgeçildiğini, sendika üyeliğinin güvencesi uluslararası ve ulusal mevzuat ile koruma altına
alındığını, gerek İLO sözleşmeleri gerekse Anayasa'nın ayrım yasağına ilişkin 10. ve sendikal haklara
yönelik 51. maddesi, mülga 2821-2822 SK yerine ikame edilen 6356 sayılı sendika ve Toplu İş
Sözleşmesi Kanunu 25. maddesi ile güvence altına alındığını, yasanın 25.maddesi sendikal güvenceyi
işe girişte, hizmet akdinin devamı sırasında ve işçinin sendika üyeliği ve sendikal faaliyete katılması
sonucu iş akdinin feshinde ayrı ayrı koruma altına aldığını ve 12 aylık ücretinden az olmamak üzere
sendikal tazminat ile müeyyidelendirdiğini beyanla; sendikal tazminat alacağının faiziyle birlikte
davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; sigortalının işe giriş tarihinin 01.03.2013 olduğunu, İzmit Sosyal Güvenlik Merkezi
tarafından verilen 10.07.2012 tarih ve 12259261 sayılı yazısı gereği davacının 506 sayılı yasanın 81.
maddesi gereğince 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesine istinaden kıdem tazminatına hak kazanacak
şekilde işyerinden ayrıldığını ve kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, bu kerre yasal haklarını alarak
ayrılan davacı 01.03.2013 tarihinde tekrar müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, davacının önceki
yasal haklarını alan davacının iş akdinin başlangıç tarihinin 01.03.2013 olduğunu ve halen müvekkili
işyerinde çalışması devam ettiğini, müvekkili şirketin piyasa sürüm ve satış olanaklarının azalması,
talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşayan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış
pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından
kaynaklanan sebepler ile yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinde daraltılması, yeni
teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi
işyeri içi sebepler dolayısıyla, işletmenin işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle davacı
dışındaki birkaç çalışanın sözleşmesini feshetmek orunda kaldığını, nitekim müvekkili şirket fesihten
önce fazla çalışmalarının kaldırdığını, Temmuz 2013 ayı sonları ile Ağustos ayı bayram sonuna kadar
işçilere iş olmadığından izin verilmek zorunda kalınıldığını, hattı bir kısım işçilerin zorunlu olarak
ücretsiz izne gösterilmesi ile karşı karşıya kalınıldığını, davacının müvekkili şirkette daha önce çalışıyor
olması ve en sonda 01.03.2013 yılında tekrar işe başlaması gibi hususlar dikkate alındığında davacı işçi
ile işveren arasında bir sorun olsaydı tekrar işe alması gerekmediğini ve almadığını, 01.03.2013
tarihinde ikinci defa işe başlayan davacının iş akdinin işveren tarafından davacı sendika üyesi olduktan
sonra da 6 aylık süre dolmadan feshedebileceğini, diğer işçilerin iş akdi 2013 yılı Temmuz ayında
feshedildiğini, davacının 6 aylık süresinin ise 2013 yılı Eylül ayında dolduğunu, bu açıdan müvekkili
şirkete işyerinde sendikal sebeplerle kötüniyetli uygulama yaptığı şeklindeki beyanların gerçeklerden
yoksun olduğunu, müvekkili şirket ekonomik sebebiyle ödemelerde bazen ödemelerde bazen gecikme
yaşandığı hususunun doğru ise de, bunun işletmenin içinde bulunduğu ekonomik sebeplerden
kaynaklandığını, nitekim aleyhine açılan davalarda yüklü miktarda tazminatların ödeme ile karşı karşıya
kalındığını ve ödeme güçlüğü doğduğunu, nitekim büyük bir sipariş alındığını ve iptal sebebiyle hem
peşinatın iadesi ve hem de karşı şirketin 1.900.00 USD gibi yüklü miktarda tazminat talebi ile karşı
karşıya kalınması gibi ticari sebeplerden dolayı ödemeler konusunda sıkıntı yaşadığını savunarak
davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan delillere dayanılarak " sendikal tazminatın, iş akdinin sendikal nedene dayalı
olarak fesih edildiği iddiasına dayandırılması gerektiğini, somut olayda davacının iş akdinin emeklilik
sonrasında da devam ettiği, dava açıldığı tarihte de iş akdinin devam etmekte olduğu anlaşılmakla;
yasal düzenleme ve HMK.nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlılık ilkesi gereği iş akdi devam eden
işçinin sendikal tazminat talep hakkının bulunmadığı ve işbu davayı açmakta hukuki yararı
bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacının tazminat talebinin dayanağı 6356 sayılı Yasa'nın 25. maddesi kapsamında olup fesih hali
dışında da 25. maddenin 1. 2. 3. fıkralarına aykırılık halinde ayrıca sendikal tazminata hükmedileceği 4.
fıkrada ele alınmıştır. Mahkemenin karar gerekçesinde dayanılan 5. madde fesih halindeki sendikal
tazminata yöneliktir.
İşçinin 6356 sayılı Yasanın 25/1.-2.-3. maddesine dayalı sendikal tazminat talebinde bulunması halinde
iş aktinin devam edip etmemesine bakılmaksızın davanın esasına girilmesi gerekirken mahkemece
yasal düzenleme yanlış yorumlanarak sendikal tazminat talebinin fesih şartına bağlanması hatalı olup
bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının
istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.