YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2012/16261 2012/14075 05.09.2012 |
İlgili Kanun / Madde 5510.S.SGK/14 |
||||
|
||||||
ÖZETİ: | Yapılan araştırma sonucu, sürekli işgöremezlik derecesinin zaman içinde iyileşme göstererek düştüğü tespit edilirse, sürekli işgöremezlik derecesinin düşme tarihinin açıkça belirlenmesi gerekir. Bu durumda, düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibariyle, düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire, gelir başlangıç tarihinden sürekli iş göremezlik derecesinin düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin, yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik oranına karşılık gelen miktarının ilavesi gerekecektir. Öte yandan, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de sürecektir. Mahkemece peşin değerli gelirin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkelere göre belirlenmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. |
|||||
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. Sitare Loğoğlu ile 1) Bil-Mer İnş. Taah. Tem. Yem. Taşıma Akaryakıt Özel Güvenlik Hizm. San. ve Tic. Limited Şirketi adına Av. İlyas Arslantaş 2) Çukobirlik Genel Müdürlüğü adına Av. Halil İbrahim Özkan aralarındaki dava hakkında Adana 1. İş Mahkemesinden verilen 02.07.2009 gün ve 333/441 sayılı hükmün, Dairemizin 13.12.2011 gün 17790/17931 sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 22.05.2012 gün ve 144/447 sayılı Karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK’nın 373/(5). maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve Direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 373’ncü maddesinin (5). fıkrasında; “ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır. (6) fıkrasında da; “(6) Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.” şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 5 Temmuz 2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 40. maddesi ile 5521 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2’nci maddedeki;“ Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” şeklindeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacı Kurum ve davalılardan Çukobirlik Genel Müdürlüğü avukatlarınca talep edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi Dilek Doğan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizce “davalılardan Çukobirlik Genel Müdürlüğü hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, anılan davalı aleyhine davanın teşmil edilerek göstereceği deliller de toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği”nden bahisle bozulduğu, Mahkemece, anılan davalı aleyhine Adana 1. İş Mahkemesinin 2004/1253 Esasına kayıtlı davanın işbu dava dosyasıyla birleştirildiği belirtilerek direnme kararı verildiği, Dairemiz kararının yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 13.12.2011 gün ve 2011/17790 Esas ve 2011/17931 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.
O halde, davacı Kurum ve davalılardan Çukobirlik Genel Müdürlüğü vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Dairemizin bozma ilamı kaldırılarak Mahkemenin direnme hükmü onanmalıdır.
SONUÇ: 1- Mahkemece verilen direnme hükmünün açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğu anlaşıldığından, Dairemizin Mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 13.12.2011 gün ve 2011/17790 Esas ve 2011/17931 Karar sayılı sayılı ilamının KALDIRILMASINA;
2-Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
2-Mahkemece, sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelirin ve yapılan masrafların %60 kusur karşılığı miktara hükmedilmiş ise de, iş kazasına uğrayan sigortalı Şeyhmus Bal'ın % 45,20 sürekli iş göremezlik derecesine göre gelir bağlandığı, yapılan kontrol muayenesi sonucu ise sürekli iş göremezlik derecesinin 01.12.2007 tarihinden itibaren azalma kaydıyla %29,00 'a düştüğü anlaşılmıştır.
Yapılan araştırma sonucu, sürekli işgöremezlik derecesinin zaman içinde iyileşme göstererek düştüğü tespit edilirse, sürekli işgöremezlik derecesinin düşme tarihinin açıkça belirlenmesi gerekir. Bu durumda, düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibariyle, düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire, gelir başlangıç tarihinden sürekli iş göremezlik derecesinin düştüğü tarihe kadar ödenen gelirin, yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik oranına karşılık gelen miktarının ilavesi gerekecektir. Öte yandan, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de sürecektir.
Mahkemece peşin değerli gelirin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkelere göre belirlenmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davacı Kurum ve davalılardan Çukobirlik Genel Müdürlüğü vekillerinin vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Çukobirlik Gen. Müd.'ne iadesine, 05.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.