TEFHİM EDİLEN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPMA YOLLARI

SAYILAR

Esas No : 2022/1554
Karar No : 2022/2060
Tarihi : 21.02.2022
İlgili Kanun/Madde : 6100 S. HMK/304,305
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : lTEFHİM EDİLEN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPMA YOLLARI lHÜKMÜN TASHİHİ lHÜKMÜN TAVZİHİ lHÜKMÜN TAMAMLANMASI

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
6100 S. HMK/304,305

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/1554
Karar No. 2022/2060
Tarihi: 21.02.2022

lTEFHİM EDİLEN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPMA YOLLARI
lHÜKMÜN TASHİHİ
lHÜKMÜN TAVZİHİ
lHÜKMÜN TAMAMLANMASI

ÖZETİ: Tefhim edilen bir kararda değişiklik yapılması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na göre üç halde olanaklıdır.
Bu hallerden birincisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304’üncü maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi “, ikincisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305’inci maddesinde düzenlenen “hükmün tavzihi”, üçüncüsü ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A-1 maddesinde düzenlenen “hükmün tamamlanması”dır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304’üncü maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi“ yolu ile “hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar“ yine 304’üncü maddede belirtilen usul ile düzeltilebilir.
“Hükmün tavzihi“ ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305’inci maddesindeki düzenlemeye göre hükmün açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesidir.
Tavzih usulü Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 306’ncı maddesinde düzenlenmiştir.
7251 sayılı Kanunun 27’nci maddesi ile 22.07.2020 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “hükmün tamamlanması” yolu ile taraflardan her birinin, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebileceği ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Mahkeme tamamlama talebini kural olarak dosya üzerinden inceleyerek verir. Bununla birlikte, gerekli görürse tarafları davet etmesi de mümkündür. Bu çerçevede, yargılamada ileri sürülmesine rağmen hakkında kısmen veya tamamen karar verilmeyen uyuşmazlığın esası hakkında önemli olan noktalar üzerinde tamamlayıcı karar talep edilmişse bu talep, duruşma yapılarak incelenmelidir. Tamamlama talebi, yargılama gideri, vekalet ücreti gibi mahkemenin kendiliğinden karar vermesi gereken hususlardaki eksikliklerden kaynaklanmışsa bu duruşma duruşma yapılmadan karar verilebilir.
Mahkeme inceleme sonucunda hükümde tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlar bulunduğu kanısına varırda hükmü tamamlayıcı ek karar verir ve bu hususu mahkemece bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına yazar. Tamamlayıcı karar asıl kararın parçası olduğundan, tamamlayıcı kararın esas numarası asıl kararın esas numarası ile aynı olmalıdır. Tamamlayıcı karara karşı asıl karardan bağımsız olarak kanun yoluna başvurulabilir.

DAVA: Davacı, 30.09.2021 tarihinde yasal süresi içinde 17.09.2021 tarihli mahkemenin tefrik talebinin reddine ilişkin vermiş olduğu kararı temyiz etmiş olup mahkeme 7.10.2021 tarihinde kararın 10.02.2021 tarihinde karara çıktığı ve davacı tarafa usulünce tebliğ edildiği ancak davacı tarafın süresinde temyiz etmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Davacıya 13.10.2021 tarihinde tebliğ edilen bu karar davacı tarafından 15.10.2021 tarihinde temyiz edilmiştir.
Şu halde; davacının temyizi 10.02.2021 tarihli asıl davaya ilişkin kurulan hükme yönelik olmayıp birleşen dava dosyası hakkında karar verilmemesi sebebiyle tefrik isteminin reddine ilişkin 17.09.2021 tarihli karara yöneliktir. Mahkemenin bu tarihli kararına yönelik temyiz isteminin ise süresinde olduğu anlaşılmakla; 07.10.2021 TARİHLİ EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; çalışıldığı halde ödenmediğini öne sürerek fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma Kararı ve Bozma Sonrası Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın davalı tarafından temyizi üzerine hüküm; Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 07.03.2019 tarih, 2017/20854 esas ve 2019/5289 sayılı kararı ile araştırmaya yönelik bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı, 14.02.2017 tarihinde ayrı bir dava açarak; davalı işyerinde Toplu İş Sözleşmesinden yararlandığını ve fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının Toplu İş sözleşmesine göre hesabı yapılarak fark alacakların da davalıdan tahsilini gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, iş bu dava, 27.10.2020 tarihinde eldeki bozmaya konu dava ile birleştirilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dava dosyası hakkında ise olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
Temyiz:
10.02.2021 tarihli karar süresi içinde davalı vekili tarafından, 17.09.2021 tarihli ek karar ise süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, 10.02.2021 tarihli kararın bozmaya uygun olmasına toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının 17.09.2021 tarihli kararı temyizine gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık birleşen dava yönünden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesine göre tamamlanmasının istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacının 14.02.2017 tarihinde fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının Toplu İş Sözleşmesine göre hesaplanması için açmış olduğu dava bozma kararı sonrası 27.10.2020 tarihinde iş bu dava ile birleşmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl dava bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen dava hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
Davacı 10.02.2021 tarihli sadece asıl dava yönünden hüküm kurulan karar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmamıştır. Ne var ki; 3.3.2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçe ile birleşen dava hakkında hüküm kurulmadığını belirterek bu hususun düzeltilmesini istemiştir. Davacı vekili, 31.03.2021 tarihinde yine UYAP üzerinden birleşen dava yönünden tefrik kararı verilmesini isteyerek istemlerini 27.05.2021 ve 29.06.2021 tarihlerinde de tekrarlamıştır. 10.02.2021 tarihli kararın gerekçesi davacı vekiline 29.06.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu kararın gerekçesinde; “Mahkememizin işbu dosyasında birleştirilmesine karar verilen Mahkememizin 2017/44 Esas sayılı dosyası hakkında sehven kısa kararda herhangi bir hüküm kurulmamıştır. HMK'nın 305/A maddesinde " Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir." denilmektedir. HMK 305/A maddesi uyarınca taraflardan her birinin başvurusu halinde kısa kararda hüküm kurulmayan 2017/44 esas sayılı birleşen dosya hakkında da ek karar yoluyla karar verilmesi yoluna gidilebilecektir.” ifadesine yer verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekilince 01.07.2021, 16.07.2021, 29.07.2021, 03.09.2021, 17.09.2021 tarihlerinde yine UYAP üzerinden gereğinin yapılması istemli dilekçeler gönderilmiştir. Mahkemece 17.09.2021 tarihine kadar talepler hakkında hiçbir değerlendirme yapılmamış; 17.09.2021 tarihinde ise dosyanın karara çıkmış olduğu gerekçesiyle tefrik talebinin reddine karar verilmiştir.
Tefhim edilen bir kararda değişiklik yapılması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na göre üç halde olanaklıdır.
Bu hallerden birincisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304’üncü maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi “, ikincisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305’inci maddesinde düzenlenen “hükmün tavzihi”, üçüncüsü ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A-1 maddesinde düzenlenen “hükmün tamamlanması”dır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304’üncü maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi“ yolu ile “hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar“ yine 304’üncü maddede belirtilen usul ile düzeltilebilir.
 “Hükmün tavzihi“ ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305’inci maddesindeki düzenlemeye göre hükmün açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesidir.
Tavzih usulü Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 306’ncı maddesinde düzenlenmiştir.
7251 sayılı Kanunun 27’nci maddesi ile 22.07.2020 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “hükmün tamamlanması” yolu ile taraflardan her birinin, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebileceği ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Tarafların kimi taleplerinin hükme yansımadığı, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekalet ücreti gibi mahkemenin kendiliğinden karar vermesi gereken hususlarda hükümde eksiklikler bulunduğu görülebilmektedir. Bu tür eksikliklerin giderilmesi ve hükme geçmesi gereken hususların hükme eklenmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 7251 sayılı Kanun ile eklenmiş bulunan “hükmün tamamlanması” kurumuyla mümkün hale getirilmiştir. HMK’nın 305/A-1 maddesine göre taraflar, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilir.
Mahkeme tamamlama talebini kural olarak dosya üzerinden inceleyerek verir. Bununla birlikte, gerekli görürse tarafları davet etmesi de mümkündür. Bu çerçevede, yargılamada ileri sürülmesine rağmen hakkında kısmen veya tamamen karar verilmeyen uyuşmazlığın esası hakkında önemli olan noktalar üzerinde tamamlayıcı karar talep edilmişse bu talep, duruşma yapılarak incelenmelidir. Tamamlama talebi, yargılama gideri, vekalet ücreti gibi mahkemenin kendiliğinden karar vermesi gereken hususlardaki eksikliklerden kaynaklanmışsa bu duruşma duruşma yapılmadan karar verilebilir.
Mahkeme inceleme sonucunda hükümde tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlar bulunduğu kanısına varırda hükmü tamamlayıcı ek karar verir ve bu hususu mahkemece bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına yazar. Tamamlayıcı karar asıl kararın parçası olduğundan, tamamlayıcı kararın esas numarası asıl kararın esas numarası ile aynı olmalıdır. Tamamlayıcı karara karşı asıl karardan bağımsız olarak kanun yoluna başvurulabilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı süresi içinde 03.03.2021 ve 01.07.2021 tarihleri de dahil birleşen dava hakkında karar verilmediğini mahkemeye bildirmiştir. Her ne kadar tefrik karar verilmesini istemiş ise de; davacının birleşen dosyanın esası hakkında bir karar verilmesi isteğinin bulunduğu açıktır. Bu durumda Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesi uyarınca ek bir karar ile davacının talebinin karşılanması gerekirken bu talebin davacının dilekçesinin salt tefrike hasredilmiş olduğu kabulüyle reddi doğru olmamıştır. Şu halde; Mahkemenin 17.09.2021 tarihli ek kararı hatalı olduğundan karar bu şekilde kaldırılmak suretiyle birleşen dava hakkında hükmün tamamlanması yolu ile olumlu olumsuz bir karar verilmesi bakımından hükmün bozulması gerekmiştir.    
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar